Sosyal Öğrenme Nedir?

2. Model Alma ve Özdeşim Çocuklar ve gençler, kendilerine benzettikleri, hayranlık duydukları ya da güçlü ve başarılı buldukları kişilerle daha kolay özdeşim kurar. Bu kişilerle kurulan özdeşim, sadece davranışları değil, değerleri, tutumları ve hatta benlik algısını da etkiler. Bu nedenle rol modellerin dili, tutumu ve çatışma çözme biçimi sosyal öğrenmede kritik öneme sahiptir. 3. Aile, Okul ve Medyanın Rolü Sosyal öğrenme yalnızca evde gerçekleşmez; okul ortamı, arkadaş grupları ve sosyal medya da güçlü öğrenme bağlamlarıdır. Empati, işbirliği ve saygı içeren etkileşimler prososyal davranışları artırırken; şiddet, alaycı dil ve dışlayıcı tutumlar saldırganlık ve olumsuz sosyal davranışları pekiştirebilir. Bu yüzden çocuk ve ergenlerin maruz kaldığı modellerin niteliği, uzun vadeli gelişim için belirleyicidir. 4. Sosyal Öğrenmenin Klinik ve Eğitsel Önemi Sosyal öğrenme ilkeleri, hem sınıf yönetiminde hem de terapi süreçlerinde kullanılır. Öğretmen ve terapistlerin sergilediği sakin, saygılı ve sınırları net tutumlar, danışan ve öğrenciler için canlı modeller oluşturur. İstenilen davranışların görülmesi ve uygun biçimde pekiştirilmesi, öğrenme sürecini hızlandırır ve kalıcı hâle getirir. Sonuç: Sosyal öğrenme, bireyin başkalarını gözlemleyerek, onların davranışlarını ve sonuçlarını izleyerek tutum ve davranış geliştirdiği, bu yönüyle aileden okula, medyadan terapötik ilişkiye kadar pek çok alanda gelişimi şekillendiren temel bir psikolojik süreçtir.

