Doktorsitesi.com

Duygusal Esneklik: Zorlanmanın İçinden Güçlenerek Çıkma Becerisi

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
27 Kasım 20259 görüntülenme
Randevu Al
Duygusal esneklik, bir insanın stres, kayıp, hayal kırıklığı ya da beklenmedik değişimlerle karşılaştığında toparlanabilme kapasitesidir. Yani hayatın sert rüzgârlarına karşı bükülebilmek ama kırılmamak... Günümüzde artan belirsizlik, yoğun tempolu yaşam, ilişkisel yükler ve kişisel beklentiler, duygusal esnekliği bir lüks olmaktan çıkarıp temel bir ihtiyaç haline getirmiştir.
Duygusal Esneklik: Zorlanmanın İçinden Güçlenerek Çıkma Becerisi

Peki duygusal esneklik doğuştan mı gelir? Hayır. Araştırmalar, bunun sonradan
geliştirilebilir bir psikolojik kas olduğunu gösteriyor. Üstelik bu kas, doğru deneyimlerle ve
tekrarlarla güçlenir. Ancak çoğu kişi zorlandığında içsel dayanıklılığını sorgular ve “Ben
neden daha güçlü olamıyorum?” diye düşünür. Oysa esneklik, acı duyguların yokluğu
değil; onlarla temas kurabilme becerisidir.
Duygusal esnekliği yüksek olan bireyler, stresle karşılaştıklarında durumu inkâr etmek
yerine önce duygusal bir farkındalık geliştirir. Öfke, üzüntü, suçluluk ya da kaygı gibi
duyguları bastırmadan gözlemlerler. Bu sayede duyguların taşma ihtimali azalır. Bilimsel
veriler, duyguların adlandırılmasının beynin duygusal merkezlerindeki aktivasyonu
azalttığını ve düzenleme kapasitesini artırdığını gösteriyor.
Esnek bireylerin ikinci önemli özelliği, düşünce esnekliğidir. Bir problem karşısında tek bir
çözümde ısrar etmek yerine alternatif yollar üretirler. Bu, bilişsel çerçeveleme dediğimiz
becerinin bir parçasıdır. Örneğin iş yerinde yaşadığı bir eleştiriyi “Ben yetersizim” yerine
“Bu geribildirim, gelişmem için bir fırsat olabilir” şeklinde yeniden çerçeveleyebilirler.
Bir diğer temel bileşen ise sosyal destek ağlarıdır. Güven ilişkisi içinde olduğumuz kişilerin
varlığı, zorlayıcı yaşam olaylarının etkisini hem nörobiyolojik hem psikolojik düzeyde
yumuşatır. Beynin tehdit algısı, sosyal bağlarla sakinleşir; oksitosin ve dopamin gibi
düzenleyici nörotransmitterler devreye girer.
Duygusal esneklik ayrıca öz-şefkatle de yakından bağlantılıdır. Çünkü kendine karşı
acımasız olan biri, hatalarından öğrenmekten çok, kendini cezalandırmaya eğilimlidir. Bu
da toparlanmayı zorlaştırır. Oysa öz-şefkatli bireyler, zorlukları insan olmanın doğal bir
parçası olarak görür.
Esneklik geliştirmek için mindfulness, nefes çalışmaları, günlük tutma, zihinsel
çerçeveleme ve destek arama davranışları son derece etkilidir. Tüm bunlar, duygusal
dayanıklılığı artırarak kişinin kendini daha güvende ve yeterli hissetmesine yardımcı olur.
Duygusal esneklik, hayatın fırtınalarını durdurmak değil; o fırtınaların içinden geçebilme
gücü geliştirmektir.

Hazırlayan:

Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz, 1983 yılında Ankara’da doğmuştur. Psikoloji alanındaki eğitimini tamamlayarak Türkiye’de pedagojik diplomaya sahip nadir uzmanlardan biri olmuştur. Genel psikoloji alanında yüksek lisans yapmış, eğitim sürecinde okul, huzurevi ve hastane gibi farklı kurumlarda stajlar gerçekleştirmiştir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.