Ötekileştirilen baba

Bu metin, Talat Parman’nın ‘’Babalar, Mahrem Yabancılar’’ adlı yazısı (s. 79-84) üzerine yazılmıştır. Parman’ın yazısında; Babayı belirleyenin anne olduğu düşüncesi eleştirilmiştir. Baba olmakta aynı zamanda erkeğin de bir role sahip olduğu görüşü ile bu metin oluşturulmuştur ve metinde babanın işlevi, öteki olmaya odaklanılmıştır. Freud’un Totem ve Tabusu içerisindeki kabile örneği ve sonrasında Psikanalist Florence Guignard’ın baba işlevi ile ilgili görüşlerine atıfta bulunularak babalığın sadece anneden gelip gelmediği metinde irdelenmiştir.

Ötekileştirilen baba

‘’Baba’’ kavramı insanlık tarihi içerisinde farklı anlamlar taşımıştır. Baba hakkında yapılan tanımlamalar ile genellikle biyolojik kökene dayanılmaktadır ya da kendinden güçsüz bir varlığın sahibi olan er kişi çağırışımı ile kendine yer bulmaktadır. Sığınan kişi kimi zaman, kendi isteğiyle, kimi zaman da evlat edinilme sureti ile baba kavramının bir parçasını oluşturmaktadır. İlginçtir ki, yasa ve toplum dışı olarak adlandırılan mafyalaşma, çeteleşmede bile kendinden güçsüz kişileri toplayan bir ‘’Baba’’ olarak hitap edilen kişi görülmektedir. Burada bir anne yoktur. Yine de er kişisi baba olarak tanımlanmıştır. Bu da babayı belirleyenin sadece anne olmadığını toplum dışı, illegal örneklemde de uç bir örnekle bile kendisini göstermektedir.

Toplum dışı, öncesi dönem ile ilgili olarak Freud; Totem ve Tabu adlı kitabı yazmıştır. Bu kitabı yazma nedeni başlangıçta nevrozların cinsel kökenini kanıtlamaktı. Öteki ve mahrem olarak görülen baba, Freud tarafından başta nevroz oluşumunda neden olarak görülmüştür. Sonrasında Freud ödipus kavramı ile babayı daha farklı bir konuma oturtmuştur. Anne olmayan, öteki olarak adlandırılan baba anne-çocuk bir ve ikiliği arasında üçüncülüğü kendine zor edinmiştir. Anne içerisinde hayat bulan çocuk ve bir canlıya hayat verme öforik hali içerisindeki anne, bu simbiyotik yaşamdan uzaklaşmaya pek de meyilli değildir. Ödipus’un başlangıcı ile kendine yer  edinmeye çalışan baba, çocuğu bu şizoid, dış ortamdan yalıtılmış kozadan çıkarır ve ensest yasağını ortaya koyar. Babanın bu yasağı koyarken ve kültür, toplum etkileşimini oluşturduğu sırada yetişkin tarafı ve otoriter rolü  üzerine durulsa baba bu yasağı koyarken aslında kendindeki çocuksu yan ile de birlikte bu yasağı getirmektedir. Hem çocukluğu ile hem içindeki anne yanı ile hem de babalığı ile özdeşim kurmaktadır. Freud’un görüşündeki Biseksüel ruh yapısı burada kendini göstermiştir. Birey, özdeşim kurarak karşı cinsin özelliklerini de almaktadır. Kural koyucu neden anne değil de babadır ? Sorusunun yanıtı belki de Tabu kavramına dayanmaktadır. Tabu, kelime anlamı olarak hem yapılmaktan korkulan hem de kutsaliyet atfedilen ve istenen şeyin tam karşılığıdır. Bu ambivalansa benzer olarak çocuk için de baba, hem korkunun hem de sevginin kaynağıdır. Baba bu itim ve çekimin tam ortasında duran kişi olduğu için kural koyucu olması şaşırtıcı değildir. Bunun dışında çocuğun gözünde babadan (öteki olandan) korunması gereken anne yerine karşıt duygular beslediği babadır. Bu nedenlerden ötürü baba aynı zamanda ötekiyi getirendir.

Freud’un görüşlerine ek olarak, Totem ve Tabu içerisinde yer alan kabile örneğinde; Kabileler güçlü kabile şefleri tarafından yönetilmektedir. Bu güçlü kabile şeflerinin gücü ergenlik çağına gelen çocuğu, ait olduğu kabileden kovmaya öteki haline getirmeye yetmektedir. Kovulan erkek çocukları sonrasında, bu ötekileştirilmenin azabı ile birleşip kabile şefini yani öteki babalarını öldürmüş, babalarının etini yiyerek tüm kadınlarına sahip olmuştur. Bu sahip oluşun ardından erkeklerde pişmanlık oluşmuştur. Kardeşler arasında kavga çıkmıştır. Burada da belirleyici etmen anne değildir. Baba, yenerek içselleştirilmiştir ve çocuklarının içerisinde eskisinden bile daha güçlü ve etkilidir. Çocukları tarafından özümsenen yalnızca babanın gücü değil aynı zamanda ötekinin de varlığı olmuştur. Kendileri de bir şef, baba halini almışlardır. Sonraki ötekiler (çocuklar) da onlar için bir tehdit oluşturmaktadır.

Özetle, babalar için çocukları bir rakip ve sonrasında bir tehdittir. Baba zamanı geldiğinde gücünü teslim etmeyi kabullenmelidir. İlkel açıdan baba kavramı, çocuğu tarafından öldürülmeyi kabullenmek ve bununla yaşayıp tehdit unsurunu sevmektir. Tüm bunlar ışığında annenin dış dünyadan erkeğe bir anda verdiği baba simgesinin erkekteki yaşam dürtüsünü tek başına engellemesi zor gözükmektedir.

Psikanalist Florence Guignard’a göre de baba işlevi bir anda oluşmamaktadır. Ertüzün, 2019). Erkeğin babası olduğu çocuk ile, yakından, anlamlı temaslar içerisinde bulunması gerekmektedir. Yani, bir anne her ne kadar çocuğun babası olduğunu iddia etse bile sembolik anlamda bir erkeğin, zihninde sembolik bir kavramın oluşması için daha farklı unsurlara ihtiyacı vardır. Hatta %99 sonuç gösteren DNA testleri bile buna yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda anne, babayı belirlese bile baba bundan haberdar değilse bu erkek de baba değildir. Baba, çocuk haberi sonucunda mutlu olmasa bile çocuğun varlığını ancak kabul ettiği ölçüde babadır ve yalnızca bu durumda çocuk babada kendine ait bir yer bulabilir. Bu koşullar sağlanmazsa dışarıda olan, öteki olan sadece baba değil çocuktur da.

Talat Parman’nın ‘’Babalar, Mahrem Yabancılar’’ adlı yazısında teknolojik ve kültürel değişimlerin babanın işlevini kısıtlayacağını ve bazı yerlerde yok olacağını düşünmesi de aslında bana göre  babayı belirleyenin anne olduğunu düşünmesinden kaynaklanmaktadır. Anne olmayan ile tanımlanan bir yandan da soy, onur veren babanın pasifize edilmeden olduğu gibi kendi başına var olması gerekmektedir. Babanın çocuk ile bütünleşme sürecinin ayrıştırıcı olmanın ötesinden gelip daha da ötesine gittiğinin düşünülmesi ile bu sorun aşılabilir. Aksi takdirde en temel noktadan gelen babanın tek başına dışarıda durumu yüzünden sağlam bir temele oturtulamayan baba işlevi; en ufak etkenlerle sallanabilir halde gelmektedir. Erkeği baba olarak belirleyenin tek başına kadın olmadığı düşüncesi ile babalar kendilerine ait bir temel bulabilirler. Bu temel biyolojiye indirgenemeyecek kadar en içimizdedir. Baba annenin kendi zihninde sembolize etmesi ile var olduğu gibi aynı zamanda anne de baba eğer anneyi kendi zihninde kadın, anne olarak sembolize etmesi sonucunda kendine yer bulmaktadır. Bir kadın olarak sembolize edilmeyen anne bir annedir ancak erkeğin simgesel zihninde bir kadın değildir.

Sonuç olarak baba aslında baba olmayı kabul eden erkektir. Annenin, erkeği baba olarak belirlemesi tek başına yeterli değildir ve yeterli de olmayacaktır. Baba anne-çocuk etkileşiminin hem öte yanı hem de kendisidir. Yetişkin olmadan ebeveyn olan babalar ise ötekileştirmenin kaynağıdır ve tabuyu sürdürmektedir.                                                                                                                                  

                                                                                                                      Özge Akgün

Referanslar

Ertüzün, M. I. (2019). Baba İşlevi. F. Guignard. içinde İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Freud, S. (2012). Totem ve Tabu. Say Yayıncılık.

Mitchell, S. A. (2018). Psikanalizde İlişkisel Kavramlar. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Parman, T. (tarih yok). Babalar, Mahrem Yabancılar. 79-84.

Bu makale 16 Aralık 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Özge Akgün

Psikolog Özge Akgün. Çankaya Üniversitesi Psikoloji %100 İngilizce Bölümünü Onur Öğrencisi olarak bitirerek Psikolog unvanı almaya hak kazanmıştır. Lisans eğitimi süresince insan hayatına dokunmadan, insan ile çalışılamayacağına inandığı için gönüllü bir şekilde çeşitli derneklerde görev almıştır. Bunlar; Türk Psikologlar Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Öğrenci Komisyonu Ekip Sorumluluğu (6 ay) Genç Psikologlar Meclisi Psi’us Fikiryum Dergi Yazarlığı, Toplum Gönüllüleri Vakfı ile yürütülen Eğitimde Fırsat Eşitsizliği Projesi kapsamında mentörlük ve çok sayıda dernek üyeliği ile devam etmiştir. Aynı zamanda Prof.Dr. Ertuğrul Köroğlu’nun kurmuş olduğu Boylam Psikiyatri Hastanesi’nde Psikiyatri ve Amatem kısmında 5 hafta süren Klinik Görüşme, Psikopatolojik belirti tanıma, mesleki beceri kazandırma eğitimlerine katılıp psiki ...

Psk. Özge Akgün
Psk. Özge Akgün
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube