Kişilik gelişimi gen çevre etkileşimi

Biyoloji, gen ve çevre etkileşiminin kişilik üzerinde etkisi yadsınamaz ancak aynı zamanda insanlık; gen makinelerinden ibaret değildir. Kişilerin kişilik gelişimi karmaşık bileşimlerin bir araya gelmesi sonucunda gerçekleşmektedir. Bu yazı da insan gelişiminin ne denli önemli ve boşluğa bırakılmadan sürdürülmesi gerekliliğini gözler önüne serilmek için yazılmıştır.

Kişilik gelişimi gen çevre etkileşimi

Kişilik Gelişimi Biyolojik Bakış


İnsanlık Dünya’da kendine yer bulduğu günden itibaren yaşamın ve çevresini asla tükenmeyen bir merak duygusu içerisinde araştırmıştır. İnsanlık bu araştırmalar sonucunda çıkarımlarda bulunmuş, neden sonuç ilişkisi kurmuştur. Bu araştırmanın temeli anlamlandırma istediğidir. Dış dünyayı anlamlandırma insanlık için hayatta kalmanın temel taşı olmuştur. Dünya üzerindeki her canlının temel amacı canlılığını devam ettirmektir yani hayatta kalmak. Dış ortama karşı kendini güvene alan insanlık, toplum,toplu yaşam gibi kavramların kurulması ile birlikte yeni bir konu ile daha yüzleşmek zorunda kalmıştır; kişilerarası iletişim ve kendini tanımak. Bir insan için karşısındaki insanın niyetini (dost mu düşman mı ? ) okumak hayatta kalmanın anahtarıdır, aynı şekilde hayvanlar da karşısındaki türün aksayan, yavaş kalan özelliklerini, kendisine avantaj sağlayacak ipuçlarını, görecek şekilde evrimleşmiştir.

 İnsanda bu durum daha karmaşıktır. İçsel motivasyonlar, yaşam öyküsü, çevre, gen, kültür gibi alt değişkenler bulunmaktadır. İnsanın yaralı tarafı gözle görülememektedir. Bunun dışında aynı zamanda bu dezavantaj ya da avantaj yaratan ipuçları her insanın kendi içindedir. Buna göre insanın hayatta kalması için anlamlandırması gereken bir diğer şey de kendini tanımak. İnsanı, kararlarını,hayatını yöneten; insanı en yasıtan kavram kişiliktir. Yani hayatta kalmak isteyen insanlık gelişimi boyunca kendini ve diğer türdaşlarını da çözmek zorunda kalmıştır. Bu yazıda kişiliği oluşturan etmenlerden biyoloji üzerinde durulacaktır.

Kişilik kısaca : Bireylerin tutarlılık gösteren belirli bir örüntü içerisinde değerlendirilebilen insanların her türlü bilişini, algısını ve etkileşiminin görünüşüdür. Bu tanımlama sayesinde insanlar; kendilerini ve çevrelerinde bulunan insanları, Psikanalitik kuram, Gen Çevre Etkileşimi, Psikososyal gelişim kuramı, Bağlanma kuramı gibi kuramlarla kategorize etmiş ve insan davranışlarını tahmin etmeye çalışmıştır.

Biyolojik Kuram’da; bireyin doğduğu andan öldüğü güne kadar geçirdiği değişimler açıklanmaktadır. Bir insanın temeli sayılan zigot, mitoz ve mayoz bölünmelerle gelişip, büyümektedir. Hem anne hem de baba XX-XY birlikteliğinden doğan bu zigot atalarının boy, saç, kilo gibi özelliklerini taşırken aynı zamanda atalarından gelen göç, fobi, travmalar gibi bir birey olduğunda hayatını değiştirecek kalıtsal yapı içerisinde büyümektedir. Anne karnında geçirdiği bu süreç aslında hayatının gidişatına büyük bir yön verecektir bu da kişilikte biyolojik faktörlerin önemine işaret etmektedir.

Örneğin, planlı hamilelik başlangıcında anne adaylarına doktorlar anne adaylarının vücudunda bulunan Folik Asit miktarına bakıp, tavsiyelerde bulunmaktadır. Bebeğin beyin, omurilik gelişiminde önemli olan bu madde yoksunluğunda; anne karnındaki bireyde sinir tüp bozukluğu (nöral tüp defekti) hastalığı olan spina bifida  görülme olasılığı çok yüksektir bundan hareketle bireyin zihinsel kapasitesi, bilişsel becerisi düşecektir. Gebelikte alkol kullanımı düşünüldüğünde ise birey daha dünyaya gelmeden bağımlılık yaratıcı bir madde ile tanışmış olacaktır. Bununla da kalmayıp Fetal Alkol Sendromu görülen bu bireyde; hipotansiyon, hiperaktivite ve tüm bunlarla birlikte gelişimsel gerilikler görülecektir. Annenin yakalanacağı ağır bir hastalık bireyin gelişimini etkileyecektir. Kontrolsüz ilaç kullanımı, bilgisizlik hayatta kendi kararlarını almaya bile başlayamamış bu bireyin pasif durumdayken karşılaşabileceği zorluklardan birkaç tanesidir. Anne karnında yakalanan travmalar ise bireyin kişiliği etkileyen dönüm noktalarından biridir. Dünyaya gelen birey doğum gibi zorlu bir süreci atlatır doğum sırasında gerçekleşebilecek komplikasyonlar bireyin geleceğine etki edecektir.

Artık evinde bulunan birey yeni bir sorunla yüzleşir: Uykusuzluk. Stresli bir gebelik süreci geçiren annelerin çocuklarında; uyku süresinde azlık, aşırı derecede susturulamayan ağlama ( Infantil Kolik) sıklıkla görülmektedir. Uyku süresince dopamin, serotononin gibi hormonların salınımı vücuda yapılmaktadır. Derin rem uykusuna dalamayan bu bebeklerde yeterince hormon emilimi gerçekleşmez. Bu uyku döngüsüne alışan birey belki de hayatı boyunca doğru uyku düzenini oturtamayacaktır. Mutluluk ile doğrudan ilişkili olan serotonin hormonu yoksunluğu nedeniyle depresif bir kişilik olabilir. Çevreden yeterince uyarana maruz kalmayan bir çocuk: göz teması kurmada, iletişim kurma ve bu iletişimi sürdürmede, sosyal uyumda zorluk yaşayacaktır. Bu uyaran eksikliği fark edilip telafi edilmezse bireylerde uyum ve davranış bozukluklarını yol açabilir. Bu bozukluklar sonucunda çevresi ile tam bir uyuma kavuşamayan bireyde duygusal zeka ve sosyal zeka gelişmez. Kişilik örüntüsünde bozukluklar ortaya çıkar.

İster anne karnında ister doğumdan sonra beslenme  kişilik gelişiminde önemli olan kavramlardan biridir. Dengeli ve düzenli beslenme bireylerin sağlıklı bir kişilik geliştirmelerinde önemlidir. Yiyeceklerden aldığımız enerji miktarı yani kalori her yaş grubuna göre hesaplanmıştır. Bireylerin günlük alması gereken asgari kalori miktarları bireyden bireye ufak değişiklikler göstermekle birlikte (metabolizma hızı, hastalıklar vs.. ile değişkenlik göstermektedir.) ortalama olarak belirlidir. Yaş grubuna göre yeterli miktarda yiyeceğe erişimi olmayan birey gerekli kaloriyi elde edemeyecektir. Bunun sonucunda bireyde; açlık sonucu beynin yakıtı olan glikoz depolarının boşalması, açlık krizleri, gelişim bozuklukları, duygudurum bozuklukları görülmektedir. Yakıtsız kalan muhakeme yeteneğinden yoksunlaşmaya başlar. Kişiliğin tanımında belirtilen aldığı kararlar ve idrakı düşer. Hiç kuşkusuz, temiz su kaynağına ve yiyeceğe ulaşamayan bir birey Maslow’un Hiyerarşisinde en alt basamakta demektir. Beslenme gereksinimini karşılamadan kendini gerçekleştirmesi mümkün değildir çünkü burada öncelik hayatta kalmaktır

Önceki paragraflarda bahsedilen maddeler Gelişimsel Psikopatoloji’de kendini göstermektedir. Çocukluktan yetişkinliğe geçildiğinde ise patoloji tanımlamaları ortaya çıkmaktadır. Gelişimsel Psikopatoloji paralelinde bahsedilen önceki paragraflarda kişilik gelişimi,gen çevre etkileşimi ele alınmıştır. Biyoloji patolojik rahatsızlıklarda da kendini göstermektedir. Şizofreni hastalığının nedeni çeşitli teorilerle açıklanmıştır. Bu teroilerde beyindeki bir bozukluktan mı bu hastalığın meydana geldiği yoksa bu rahatsızlık sonucunda mı beyinde lezyon olduğu bilinmemektedir. PET, FMRI gibi görüntüleme sistemlerinde gözüken beyindeki normal dışı aktiviteler insanın biyolojisinden ayrılamayacağını gözler önüne sermektedir. Hiperaktivite de Dikkat Bozukluğu’na sahip bireylerde beynin Prefrontal Korteksinde etkisi görülmektedir. Dürtü kontrolü, muhakeme yeteneği, dikkat, algı gibi bireyin hayatına etki eden bu bozukluk kalıtsal bir hastalıktır ve bu da kişilik gelişiminde biyolojinin önemini göstermektedir. OKB,Bipolar,Depresyon gibi kalıtsal rahatsızlıklara bakıldığında da hormon anormalileri,beyinde gözlemlenen normal dışı aktiviteler bunu bir diğer örnektir.

OKB,Bipolar,Depresyon gibi kalıtsal rahatsızlıklar nesilden nesile aktarılır. Genetik aktarım ile Bipolarlık %80 oranında Majör Depresyon ise %50 dir. Ancak bu aktarım her zaman kendini göstermez. İnsanda bu hastalıklardan sorumlu spesifik genler araştırılmaktadır. İnsanın gen haritası ile insanı anlamak ve geliştirmek mümkün olacaktır. Bu gen haritasına genom projesi denmektedir. Bu projede kalıtsal hastalıklardan sorumlu spesifik genlerin bulunması amaçlanmıştır. Örneğin, Çoklu Gen çalışmaları ile S Allele of the 5-HTT olarak adlandırılan gen depresyon riskini arttırmaktadır. Stres de genlerin aktive olmasında katalizör görevini üstlenmektedi. Travmalar ve bu travmalarda önemli olan algının yetersiz kaldığı durumlarda bireyin hayatı tamamen değişir.

 

 Özge Akgün

Kaynakça

https://www.verywellfamily.com/biological-factors-affecting-child-development-2162219?_ga=2.99113496.725049209.1553683111-1371156703.1552814843).

Bipolar Bozukluk. (2016, 03 16). Seslenişler: https://seslenisler.blogspot.com/2016/03/dikkat-edilmesi-gereken-bir-hastalk.html adresinden alınmıştır

Gen Nedir ? (2017, 12 29). Bilim Cini: https://www.bilimcini.com/gen-nedir/ adresinden alınmıştır

Biological Factors Affecting Child Development.. Verywell Familyçcom: https://www.verywellfamily.com/biological-factors-affecting-child-development-2162219?_ga=2.99113496.725049209.1553683111-1371156703.1552814843 adresinden alınmıştır

Çocuk Gelişiminde Etkili Biyolojik Faktörler. Dilgem.com.tr: https://www.dilgem.com.tr/tr/cocuk-gelisiminde-etkili-biyolojik-faktorler--nd adresinden alınmıştır

Hayatım Değişti. Açlığın Beyin Üzerindeki Etkileri: https://www.hayatimdegisti.com/acligin-beyin-uzerindeki-etkileri.html adresinden alınmıştır

Homfray T, Farndon PA. Fetal Anomalies -The Geneticist’s Approach, in “Twining’s Textbook of Fetal Abnormalities”. (AM Coady, S.Bower, editors), Chapter 7, pp.139-160, 3rd edition. Elsevier, Amsterdam, 2014.

Uyaran Eksikliği. İrsa Psikoloji: https://irsapsikoloji.com/uyaran-eksikligi/ adresinden alınmıştır

Wikipedia.org. Fetal Alkol Sendromu: https://tr.wikipedia.org/wiki/Fetal_alkol_sendromu adresinden alınmıştır

Bu makale 16 Aralık 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Özge Akgün

Psikolog Özge Akgün. Çankaya Üniversitesi Psikoloji %100 İngilizce Bölümünü Onur Öğrencisi olarak bitirerek Psikolog unvanı almaya hak kazanmıştır. Lisans eğitimi süresince insan hayatına dokunmadan, insan ile çalışılamayacağına inandığı için gönüllü bir şekilde çeşitli derneklerde görev almıştır. Bunlar; Türk Psikologlar Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Öğrenci Komisyonu Ekip Sorumluluğu (6 ay) Genç Psikologlar Meclisi Psi’us Fikiryum Dergi Yazarlığı, Toplum Gönüllüleri Vakfı ile yürütülen Eğitimde Fırsat Eşitsizliği Projesi kapsamında mentörlük ve çok sayıda dernek üyeliği ile devam etmiştir. Aynı zamanda Prof.Dr. Ertuğrul Köroğlu’nun kurmuş olduğu Boylam Psikiyatri Hastanesi’nde Psikiyatri ve Amatem kısmında 5 hafta süren Klinik Görüşme, Psikopatolojik belirti tanıma, mesleki beceri kazandırma eğitimlerine katılıp psiki ...

Psk. Özge Akgün
Psk. Özge Akgün
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube