Danışanda Terapiste Yönelen Duygular: Aktarımın Farklı Yüzleri


Aktarımın Farklı Yüzleri
1. İdealize Edilmiş Aktarım: Danışan terapisti kusursuz bir figür olarak görür; çoğu zaman ebeveyn ya da kurtarıcı rolüne yerleştirir.
2. Düşmanca Aktarım: Danışan, terapisti eleştiren, test eden ya da düşmanca duygular yönelten bir pozisyona koyar.
3. Cinsel/Aşk Aktarımı: Terapiste karşı romantik ya da cinsel duygular beslenebilir. Bu durum çoğu zaman derin görülme ihtiyacından kaynaklanır.
4. Bakımveren Aktarımı: Terapist, danışanın gözünde koruyan, destekleyen ama aynı zamanda hayal kırıklığı yaratabilecek ebeveyn figürüdür.
5. Güvensiz Aktarım: Danışan, terapiste şüpheyle yaklaşır, samimiyetine inanmaz, reddedilmekten korkar.
Terapistin Rolü
- Aktarımı tanımak ama hemen müdahale etmemek
- Danışanın duygularını yargılamadan tutmak ve işlemek
- Kendi karşı aktarımını gözlemleyerek süreci sağlıklı yönetmek
- Aktarımı zaman içinde görünür kılmak: 'Bu duyguyu daha önce biriyle yaşamış mıydın?' gibi yansıtmalı sorularla çalışmak
- Danışanın duygularını kişiselleştirmeden, terapötik materyal olarak ele almak
Aktarımın Terapötik Gücü
Aktarım, yalnızca zorluk yaratan bir süreç değil; aynı zamanda iyileşmenin merkezidir. Danışan, geçmişte çözümleyemediği ilişkisel yaraları terapistle kurduğu güvenli bağ içinde yeniden deneyimleme fırsatı bulur. Bu tekrarlar, geçmişin izlerini dönüştürme potansiyeli taşır.
Sonuç
Terapiste yönelen duygular, çoğu zaman danışanın içsel dünyasının aynasıdır. Aktarımı fark etmek, görünür kılmak ve duygusal olarak tutabilmek; terapinin en derin şifalandırıcı alanlarından biridir. Çünkü bazen terapist, geçmişte duyulamamış bir çocuğun sesini duyan ilk kişidir.
Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz