Sosyal Kaygı Bozukluğunda Sessiz Kaçınmalar: Göz Teması, Sessizlik ve Terapi Stratejileri


Sessiz Kaçınmaların İpuçları
- Göz temasında belirgin kaçınma veya anlık bakışlar
- Sessizleşme ya da kısa yanıtlarla sohbeti kapatma
- Terapi sırasında anlatımda yüzeysellik ve detay vermeme
- Bedensel gerilim: Ellerin sıkılması, boyun kasılması, yüz ifadesinin donuklaşması
- Gülümseme ile kaygıyı maskeleme (uyumlu görünme çabası)
Sosyal Kaygının Temel İnançları
- 'Hakkımda olumsuz düşünecekler'
- 'Kendimi rezil ederim'
- 'Dikkatleri üzerimde istemiyorum'
- 'Konuşmazsam hata yapmam'
Bu inançlar, kaçınmayı kısa vadede rahatlatıcı hale getirirken, uzun vadede sosyal becerilerin zayıflamasına ve yalnızlığa yol açar.
Terapötik Stratejiler
1. Güvenli Alan Oluşturma: Terapistin yargılamadan, sabırla ve şefkatle yaklaşması, danışanın açılmasını kolaylaştırır.
2. Maruz Bırakma: Küçük adımlarla göz teması kurma, kısa cevapları detaylandırma gibi egzersizlerle kaçınma davranışlarına karşı sistematik çalışmalar yapılabilir.
3. Bilişsel Yeniden Yapılandırma: Danışanın sosyal ortamlara dair inançlarını sorgulamak ve daha işlevsel düşüncelerle değiştirmek.
4. Sessizliği Kullanmak: Terapist sessizliği bir tehdit değil, duygusal işlemleme alanı olarak kullanabilir. Sessizlikte neler olup bittiği konuşulabilir.
5. Beden Farkındalığı: Gerginlik noktaları, nefes farkındalığı ve gevşeme egzersizleriyle çalışılabilir.
Sonuç
Sosyal kaygı bozukluğu her zaman kelimelerle değil; sessizlikle, kaçırılan bakışlarla ve yarım kalmış cümlelerle de kendini gösterir. Terapötik süreçte bu sessiz kaçınmaları fark etmek, danışana görünmeyen korkularını tanımlama ve dönüştürme imkânı sunar. Çünkü bazen en yüksek çığlıklar sessizlikte gizlidir.
Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz