TRANSAKSİYONEL ANALİZ (TA )NEDİR?
1950’li yıllarda Kanadalı psikiyatrist Eric Berne tarafından geliştirilmiştir. Berne, insanların iletişim kurarken belirli “benlik durumları” içinde davrandığını savunmuştur. Bu benlik durumları üç ana başlık altında toplanır:
•Ebeveyn (Parent): Bireyin çocukken otorite figürlerinden (ebeveynler, öğretmenler, toplum) öğrendiği davranış, tutum ve yargıların yansımasıdır. Yargılayıcı ya da koruyucu şekilde ortaya çıkabilir.
•Yetişkin (Adult): Şu ana odaklı, mantıklı, analiz edici ve duygulardan çok gerçeklere dayalı tepkiler veren benlik durumudur.
•Çocuk (Child): Bireyin çocukluk dönemindeki duygu, düşünce ve davranışlarının temsilcisidir. Uyumlu, asi ya da özgür çocuk gibi alt kategorilere ayrılabilir.
İLETİŞİM DANSI: TRANSAKSİYONLAR
Her birey, yaşamı boyunca bu üç benlik durumunu farklı oranlarda kullanır. İletişim kurduğumuzda, aslında ego durumlarımız arasında mesaj alışverişi yaparız. Buna transaksiyon denir. Bu transaksiyonlar bireylerin hangi benlik durumunda olduklarını ve iletişimin sağlıklı mı yoksa çatışmalı mı olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Transaksiyonlar tamamlayıcı, çapraz ve gizil olmak üzere üç kısma ayrılır:
Tamamlayıcı Transaksiyon: Mesaj beklenen yerden yanıt aldığında iletişim pürüzsüz akar (Örn: Yetişkin'den sorulan bir soruya Yetişkin'den yanıt gelmesi).
Çapraz Transaksiyon: Yanıt beklenmedik bir ego durumundan geldiğinde iletişim kopar veya gerginleşir (Örn: Yetişkin'den sorulan bir soruya Ebeveyn'den eleştirel bir yanıt gelmesi). İşte "Ne dedim de ne anladı!" dediğimiz anlar genellikle bunlardır.
Gizil Transaksiyon: Görünürdeki mesajın altında gizli bir psikolojik mesaj olduğunda ortaya çıkar. İşte bu gizli mesajlar, bir sonraki konumuz olan oyunların temelini atar.
TEKRARLAYAN SENARYOLAR:PSİKOLOJİK OYUNLAR
Eric Berne'nin "İnsanların Oynadığı Oyunlar" kitabıyla popülerleşen bu kavram, farkında olmadan tekrarladığımız, belirli kalıpları olan ve genellikle bizi tanıdık ama olumsuz duygularla baş başa bırakan etkileşimlerdir. Bu oyunlarda sık sık *Kurban, Kurtarıcı veya Suçlayıcı* rollerine gireriz (Karpman Drama Üçgeni). Oyunlar, gerçek samimiyetten kaçınmamıza ve bildiğimiz duygusal alanlarda kalmamıza neden olabilir.
HAYAT POZİSYONLARI: KENDİMİZE VE DÜNYAYA VE NASIL BAKIYORUZ?
TA’nın önemli kavramlarından biri de “hayat pozisyonları”dır. Bu, bireyin kendine, diğer insanlara ve dünyaya dair geliştirdiği temel inanç sistemidir.
Dört temel hayat pozisyonu vardır:
1.Ben iyiyim, sen iyisin
2.Ben iyiyim, sen iyi değilsin
3.Ben iyi değilim, sen iyisin
4.Ben iyi değilim, sen de iyi değilsin
En sağlıklı pozisyon “Ben iyiyim, sen iyisin” yaklaşımıdır. Bu bakış açısına sahip bireyler hem kendilerini yeterli görür hem de başkalarının değerini kabul eder. Bu yaklaşım işbirliğini, empatiyi, verimliliği ve sağlıklı ilişkileri destekler. Diğer pozisyonlar ise bireyin kendine ya da başkalarına güvensizlik duyduğu, iletişim kurmakta zorlandığı durumlara neden olabilir.
İLGİ VE OKŞANMA İHTİYACI
TA kuramına göre insanların temel ihtiyaçlarından biri de “okşanmak” yani fark edilmek, tanınmak, ilgi görmek ihtiyacıdır. Bu ihtiyaç yalnızca çocuklukla sınırlı değildir; yetişkinler de psikolojik olarak görülmeye, takdir edilmeye ve onaylanmaya ihtiyaç duyar.
Bir çalışana söylenen basit bir “Teşekkür ederim, emeğine sağlık” cümlesi ya da bir öğrenciye gösterilen samimi ilgi, onun motivasyonunu büyük ölçüde artırabilir. Tersine tamamen görmezden gelinmek ya da yalnızca olumsuz eleştiri almak bireyin kendine olan güvenini zedeler ve ilişkilerde mesafeye yol açar. TA’ya göre olumsuz bir ilgi bile tamamen ilgisizlikten daha doyurucu olabilir. Bu durum özellikle çocuklarda çok net gözlemlenir.
İŞ YAŞAMINDA TRANSAKSİYONEL ANALİZ ÖNEMİ
Günümüzde yapılan araştırmalar, iş yerlerinde çalışan memnuniyetinin sadece maddi unsurlara bağlı olmadığını göstermektedir. Çalışanlar; yöneticileri tarafından fark edilmek, takdir edilmek ve dinlenilmek istiyor. Bu noktada TA’nın sunduğu iletişim modelleri, özellikle yöneticilerin ekip içi etkileşimlerini sağlıklı şekilde yönetebilmeleri açısından son derece önemlidir.
Yöneticiler TA modeline göre benlik durumlarını fark edip gerektiğinde Yetişkin moduna geçerek daha etkili kararlar verebilir, çalışanlarıyla kurdukları iletişimi güçlendirebilirler.
AİLE VE İKİLİ İLİŞKİLERDE TA UYGULAMALARI
TA kuramı yalnızca iş yaşamı değil, aile içi iletişimde de oldukça yararlıdır. Eşler arasında sık yaşanan yanlış anlaşılmalar, ebeveyn-çocuk arasındaki iletişim kazaları, genellikle benlik durumları arasındaki çatışmalardan kaynaklanır. Örneğin, bir ebeveyn sürekli “Ebeveyn” benliğinde kalırsa, çocuğun “Çocuk” benliği sürekli tetiklenebilir. Bu da sağlıksız bir iletişim döngüsüne yol açar.
TA, çiftlerin daha yapıcı diyaloglar kurabilmesi, empati geliştirmesi ve karşılıklı sorumluluk alabilmesi için güçlü bir farkındalık sağlar.
PEKİ AMAÇ NE: ÖZERKLİK NEDİR?
TA'nın nihai hedefi özerklik kazanmaktır. Yani:
Farkındalık:Şimdi ve burada olanı olduğu gibi algılamak.
İçtenlik: Duygu ve düşüncelerimizi dürüstçe ifade edebilmek ve o ana uygun tepkiyi seçebilmek.
Yakınlık:Başkalarıyla oyunsuz, samimi ve dürüst ilişkiler kurabilmek.
Transaksiyonel Analiz'i anlamak;
* Kendinizi ve tepkilerinizi daha iyi tanımanızı sağlar.
* İletişim becerilerinizi geliştirir, yanlış anlaşılmaları azaltır.
* İlişkilerinizdeki tekrarlayan sorunların kökenini görmenize yardımcı olur.
* Sizi sınırlayan eski kalıpları ve "oyunları" fark edip kırmanız için araçlar sunar.
* Daha bilinçli ve tatmin edici bir yaşam sürmeniz için kapılar aralar.
Eğer kendinizi anlama ve ilişkilerinizi iyileştirme yolculuğunda size rehberlik edecek pratik ve güçlü bir yaklaşım arıyorsanız, Transaksiyonel Analiz dünyasına bir adım atmaya değer. Bu yazı sadece bir başlangıç; keşfedecek çok daha fazlası var! Belki de ilk adım olarak, gün içindeki konuşmalarınızda hangi ego durumlarınızın daha aktif olduğunu fark etmeye çalışabilirsiniz?
STJ.PSK MUHAMMET TORCAN
PSK.DAN.NARİN FİDAN
UZM. PSK. MUSTAFA CEM OĞUZ