Duygusal Kör Noktalar: Fark Etmediğimiz Hisler Davranışlarımızı Nasıl Yönetir?

Duygusal kör noktalar genellikle öğrenilmiş kaçınma stratejilerinin bir sonucudur. Çocuklukta belirli duyguların ifade edilmesi cezalandırıldığında ya da görmezden gelindiğinde, birey bu duyguları fark etmemeyi öğrenir. Ancak fark edilmeyen duygu ortadan kaybolmaz; dolaylı yollarla kendini gösterir.
Örneğin bastırılmış öfke, pasif agresif davranışlar ya da ani patlamalar şeklinde ortaya çıkabilir. Fark edilmeyen üzüntü ise duygusal donukluk ya da anlamsızlık hissi olarak yaşanabilir. Birey bu davranışların nedenini anlamakta zorlanır.
Nöropsikolojik açıdan bakıldığında, duygusal farkındalık eksikliği beden-zihin bağlantısını zayıflatır. Bedensel sinyaller doğru şekilde yorumlanmadığında, duygu düzenleme becerileri de sekteye uğrar.
Terapötik süreçte duygusal kör noktalarla çalışmak, yavaş ve güvenli bir keşif gerektirir. Duygunun adı, bedendeki yeri ve ilişkisel bağlamı ele alındıkça farkındalık artar. Bu farkındalık, davranışlar üzerinde daha bilinçli bir kontrol sağlar.
Sonuç olarak duygusal kör noktalar, bireyin kendisiyle kurduğu ilişkinin karanlık alanlarıdır. Bu alanlar aydınlandıkça, kişi hem kendisiyle hem de çevresiyle daha tutarlı ve dengeli ilişkiler kurabilir.
Hazırlayan:
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

