Çocuklukta Bağlanma Biçimleri: Yetişkinlik İlişkilerinin Sessiz Mimarı

Güvenli bağlanan bir çocuk, bakım vereninin tutarlı, öngörülebilir ve duyarlı tepkileriyle
büyür. Bu çocuklar, duygularını düzenlemeyi, zorlanınca destek istemeyi ve yeni
ortamlara uyum sağlamayı daha kolay öğrenir. Güvenli bağlanmanın yetişkinlikteki
karşılığı ise, ilişkilerde daha açık iletişim, yakınlıktan kaçınmama, problemlere ortak
çözüm arama ve kendilik değeri konusunda daha istikrarlı bir yapı şeklinde gözlenir.
Kaygılı bağlanma biçimine sahip bireyler ise çocukluklarında çoğunlukla tutarsız bakım
görmüşlerdir. Bazen çok ilgili, bazen kopuk ya da kendi duygularına gömülen bir bakım
veren... Bu çocuklar büyüdüklerinde ilişkide sürekli bir teyit beklentisi, terk edilme
korkusu, partnerin ilgisini kaybetme endişesi gibi zorluklar yaşayabilir.
Kaçıngan bağlanmada ise çocuklukta bakım veren genellikle mesafeli, duygulara karşı
duyarsız ya da yüksek beklentili olabilir. Çocuk, duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığını
fark eder ve bir tür içsel kapanma geliştirir. Yetişkinlikte yakınlık kurmakta zorlanma,
bağımlılıktan korkma ya da “kimseye ihtiyacım yok” tarzı bir bağımsızlık savunması
görülebilir.
Düzensiz bağlanma, iki uç arasında gidip gelme hâlidir. Hem yakınlık arayışı, hem de
yakınlıktan kaçınma... Çoğunlukla travmatik deneyimler, kaotik bir aile yapısı veya bakım
verenin korkutucu davranışlarıyla ilişkilendirilir.
Bugün gelişim psikolojisi bizlere şunu gösteriyor: Çocuklukta kurulan bağlanma
örüntüleri bir kader değil ama güçlü bir başlangıç noktasıdır. Terapi, içgörü, yeni ilişkiler ve
düzenli duygusal deneyimler, kişinin bağlanma stilini esnetebilir, daha güvenli bir
yaklaşım geliştirmesini sağlayabilir.
Hazırlayan:
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

