Yalnız insanların dünyayı farklı algılayıp algılamadıklarını anlamak amacıyla bir araştırma tasarlandı. Bu araştırma kapsamında katılımcılarla fMRI ve öz-anlatım araçları kullanılarak veri toplanıyor ve bir deney yapılıyor.
Deneyde katılımcılara çok çeşitli konularda videolar izletiliyor ve nöronal tepkileri kaydediliyor. Sonra anketlere verdikleri cevaplar ile videolara gösterdikleri tepkiler eşleştiriliyor ve her bireyin sonuçları birbirleriyle karşılaştırılıyor.
Yalnızlık hissetmeyen bireylerin verileri birbirleriyle karşılaştırılıyor ve tepkilerin oldukça benzer olduğu görülüyor. Yalnızlık hisseden bireylerin verileri birbiriyle kıyaslandığında ise benzerliğin anlamlı derecede az olduğu görülüyor. Arkadaş sayıları, demografik değişkenler ve katılımcıların arkadaşlık durumları da kontrol edildikten sonra bile anlamlı fark görülmeye devam ediyor.
Araştırmacılar bu sonuçların, yalnız bireylerin dünyayı akranlarından farklı gördüğünü ifade ettiğini söylüyor. Yani her yalnız bireyin kendine özgü bir yalnızlığı var.
Araştırmacılar bu bulgulara dayanarak, yalnız insanlar açısından bazı risk faktörleri olduğunu da ifade ediyor. Yalnızlık hisseden bireylerin ağırlıklı olarak, dünyayı kendisinden farklı gören insanlarla çevrili olması, onlarla düzenli olarak sosyalleşse bile, yalnızlık için bir risk faktörü olabilir.
Eğer siz de yalnızlık çekimlerdenseniz, sizi anladığını hissettiğiniz insanlarla daha çok bir araya gelin. Kendinizi ifade etmenin yollarını arayın. Ait olma, kapsanma ihtiyacınızı karşılayacak ortamlar edinin. Baş etmekte zorlanıyorsanız, bir ruh sağlığı uzmanından yardım alın.
Psk. Dan. Ferihan Batum Doğan
