Doktorsitesi.com

VELİ İLE KARŞILAŞAN HIRSIZ

Klinik Psikolog Handan Horasan
Klinik Psikolog Handan Horasan
27 Mayıs 202524 görüntülenme
Randevu Al
“Bir veli ile karşılaşan hırsızın, bütün gördüğü onun cepleridir.” Hepimizin doğuştan gelen yapısal özellikleri ve istidatları var. Ancak, kendimizle ilgili algımız, ikili ilişkilerimiz üzerinden şekillenmeye başlar. Bu ilişkiler aracılığıyla bir kimlik ve benlik algısı oluştururuz. Ardından, babamız ve diğer insanlarla kurduğumuz ilişkiler, daha kemikleşmiş bir yapı kazandırır. Ancak, insanın ilk ve en temel ilişki dinamiği, annesiyle kurduğu bağdır.
VELİ İLE KARŞILAŞAN HIRSIZ

“Bir veli ile karşılaşan hırsızın, bütün gördüğü onun cepleridir.”

Hepimizin doğuştan gelen yapısal özellikleri ve istidatları var. Ancak, kendimizle ilgili algımız, ikili ilişkilerimiz üzerinden şekillenmeye başlar. Bu ilişkiler aracılığıyla bir kimlik ve benlik algısı oluştururuz. Ardından, babamız ve diğer insanlarla kurduğumuz ilişkiler, daha kemikleşmiş bir yapı kazandırır. Ancak, insanın ilk ve en temel ilişki dinamiği, annesiyle kurduğu bağdır.

Terapilerde, annelerden sıkça söz ederiz; bazen sevgiyle, bazen kızgınlıkla anılırlar. Geçmiş yaşantılarımızdan kalan tüm bu miras, bizi biz yapan değerlere şimdi başka bir gözle bakabilmenin kapısını aralar. Ancak, geçmişi sorgulamak bazen insanı “keşke başka bir ailede doğsaydım” ya da “ailemle hiç görüşmesem olmaz mı?” gibi düşüncelere sürükleyebilir. Bu ise, “at kurtul” mekanizmasının bir yansımasıdır; tıpkı çağımızın fast-food iyileşme arzuları gibi...

Madem ki bu ilişkiler, bizim kendimize, başkalarına ve dünyaya dair algımızı şekillendirdi, o halde önemli olan onların zihnimizdeki temsillerini anlamaktır. Çünkü fiziki olarak uzaklaşmak veya geçmişimize öfkeyle yüklenmek, taşıdığımız anlamları bizden uzaklaştırmaz. Zaten uzaklaştırmamalı da...

Tam da şimdi, muhabbet ettiğimiz insanlar, bulunduğumuz ortamlar, seçtiğimiz meslekler, ilgilendiğimiz sanat ya da spor dalları, hatta yeme içme alışkanlıklarımız bile ailemizden bize kalanların bir toplamıdır. Eğer içsel bir yolculuktaysak, insanlarda sevdiğimiz veya hoşlanmadığımız özellikler, bir başkasından rahatsız olmak ya da hayranlık duymak, hastalıklar veya kayıplar karşısındaki duruşumuz – tümü, bakım verenlerimizle kurduğumuz ilişkilerin bir mirasıdır.

Bütün bunları bireysel yaşantımızda fark edemediğimizde, karşımıza çıkan insanları gerçek değerleriyle görme şansını da kaybederiz. Tıpkı bir hırsızın, bir veliyle karşılaştığında onun ceplerine odaklanması gibi... Bizim de başkalarında gördüğümüz şey, kendi iç dünyamızın bir yansımasıdır.

Eğer birinde nezaket görüyorsanız, naziksiniz.Muhabbet buluyorsanız, muhabbetlisiniz.Birini kıskanç buluyorsanız, belki de kendinizle ilgili göremediğiniz bir yanınız vardır. “Şimdi kendimle uğraşmayayım, zaten bende kıskanılacak şeyler var.” diyerek usulca uzaklaşan, belki de kendi gölgemizdir.

Neye odaklanıyorsak, kimleri ve neleri seviyor, neye değer veriyorsak, sohbetlerimiz hangi konular etrafında şekilleniyorsa, bilelim ki istidadımız o yöndedir. O halde geçmişi silmek değil, temize çekmek ihtiyacımız olan şeydir.Suçlu annemiz ya da babamız değildir; sonuç da onların bizden esirgedikleri değil.

Asıl atalet, hırsız olduğumuzun farkına varamamaktır. Ve eğer bunu anlarsak, işte o zaman velideki hikmet kendini göstermeye başlayacaktır.

Etiketler

BağlanmaDeğişimBenlik gelişimiSosyal ilişkilerKişilik gelişimiKendilikKendilik algısıİç dünya

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Handan Horasan

Klinik Psikolog Handan Horasan

“Eğer bir insanı anlamak istiyorsam, tüm bilimsel bilgileri bir tarafa bırakıp, önyargısız bir tavır
benimserim.”
— Carl Gustav Jung
Psikolojiye ve insana yaklaşımımda bu sözü rehber ediniyorum. Akademik temellerim bu anlayışla
şekillendi. 2015 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldum. Ardından
Maltepe Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı’nı tamamladım. Mesleki gelişim
sürecimde farklı psikoterapi ekollerini öğrenmek amacıyla çeşitli eğitim programlarına katıldım. Bu
süreçle birlikte, insanlara şifa olma niyetiyle başladığım mesleki yolculuğum bugün 8 yılı aşkın bir
süredir devam ediyor.
Eğitim hayatım sonrasında çeşitli hastane ve kliniklerde çalışma deneyimlerim oldu. Pandemi
süreciyle birlikte çevrim içi bireysel seanslara ağırlık verdim. Hâlen online ve yüz yüze görüşmelerle
aktif olarak danışan takibi yapıyor, aynı zamanda eğitim programlarında yer alıyorum.
Yaklaşık üç yıl süren Bütüncül Psikoterapi eğitimimin ardından sürecimi Dinamik Psikoterapi
eğitimleri ve süpervizyonlarıyla destekledim. Bunları Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) ile EMDR
Terapisi eğitim ve süpervizyonları izledi.
Son 3 yıldır ise Jungiyen Koçluk Okulunda aldığım koçluk eğitimiyle birlikte, bireysel ilgi alanım olan
Tasavvuf Düşüncesi ve Nefs İlmi üzerine yaptığım araştırma ve aldığım eğitimleri, psikoterapi
süreçlerine bütüncül bir bakış açısıyla entegre ediyorum. Bu çok katmanlı yaklaşımların, her danışan
için en uygun yöntemi belirleme sürecinde değerli katkılar sunduğunu tecrübe ettim.
Terapiye başlamak, güçlü bir içsel niyetin göstergesidir. Jung’un da dediği gibi:
“Bulmaya en çok ihtiyacınız olan şey, bakmayı en az istediğiniz yerdedir.”
Eğer sizde bakmaya hazırsanız yollarımız zaten kesişecektir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.