Doktorsitesi.com

❤️‍🩹Terk Edilme Korkusu Nereden Gelir?

Uzm. Psk. Elif Sevim
Uzm. Psk. Elif Sevim
21 Kasım 20259 görüntülenme
Randevu Al
Terk edilme korkusu, kişinin sevdikleri tarafından yalnız bırakılacağına, değersiz bulunacağına veya vazgeçileceğine yönelik yoğun bir endişe hâlidir. Bu duygu, çoğu zaman yetişkinlikte ilişkileri zorlayan bir dinamiğe dönüşür—bağlanma kaygısını artırır, ilişkilerde aşırı talepkârlık, kıskançlık, onay bağımlılığı veya tam tersi kaçınmacı uzak durma biçimleriyle kendini gösterebilir. Peki bu korku nereden doğar? ⸻ 1. Çocuklukta Kurulan Bağlanma Stilleri Bağlanma teorisine göre (Bowlby, 1969; Ainsworth, 1978) çocuk, bakım vereninin tutumu doğrultusunda içsel bir “ilişki modeli” geliştirir. • Eğer bakım veren duyarlı, tutarlı ve güvenli bir şekilde yanıt veriyorsa çocuk kendini değerli ve güvende hisseder. • Ancak bakım veren tutarsız, duygusal olarak erişilemez, aşırı eleştirel veya kendi duygularıyla meşgul ise çocukta “Beni bırakabilirler” inancı gelişir. Bu erken yaşantılar yetişkinlikte tekrarlanan ilişkisel kaygıların temelini oluşturur. ⸻ 2. Duygusal İhmal ve Belirsizlik Araştırmalar, duygusal ihmal yaşamış bireylerde terk edilme korkusunun belirgin şekilde daha yüksek olduğunu gösteriyor (Moss et al., 2020). İhmal; bağırmak, şiddet uygulamak kadar görünür değildir fakat “ben görülmeye değer değilim” duygusunu derinleştirir. ⸻ 3. Travmatik Kaybetme Deneyimleri Erken yaşta ebeveyn kaybı, boşanma, aileden birinin ani yokluğu veya sürekli değişen bakım verenler, kişinin zihninde “yakın olduğum herkes gidebilir” şeması oluşturabilir (Shear, 2012). ⸻ 4. İlişkilerde Öğrenilmiş Kalıplar Daha önce terk edilme yaşayan kişiler, beyninde tehdit algısı artmış bir “beklenti sistemi” geliştirir. Bu kişiler ilişkide en ufak mesafe hissini bile “tekrar aynı acı yaşanacak” diye yorumlayabilir. Bu duruma “şema yeniden canlandırma (schema activation)” denir (Young et al., 2006). ⸻ 5. Düşük Özdeğer ve Onay Bağımlılığı Özsaygısı düşük bireylerde “terk edilme” düşüncesi daha sık görülür çünkü kendi değeri dışarıdan gelecek onaya bağlıdır. Araştırmalar, düşük özdeğer düzeyinin romantik ilişkilerde ayrılık kaygısını artırdığını göstermektedir (Murray & Holmes, 2000). ⸻ Belirtileri • Aşırı kıskançlık • En ufak mesafede paniğe kapılma • Partneri sık sık test etme • Bir ilişkinin bitmesini “hayatta kalamayacağım bir deneyim” gibi algılama • Terk edilmemek için fazla fedakârlık yapma • Ya da tam tersi: Yakınlık korkusu nedeniyle kimseyi içeri almama ⸻ Terk Edilme Korkusuyla Baş Etmek İçin Bilimsel Temelli Öneriler 1. Duygularını Adlandır ve Kaynağını Fark Et Beyin, “tanıdığı duygular” karşısında daha az alarm üretir. Kendine sorabilirsin: • Bu duygum bugünkü kişiye mi, yoksa geçmişteki bir figüre mi ait? 2. İçsel Çocuğun Kaygısını Düzenlemeyi Öğren Somatik farkındalık, nefes egzersizleri ve kendine şefkat uygulamaları limbik sistemi yatıştırır. Bilinçli farkındalık temelli yaklaşımlar (MBCT) bu konuda oldukça etkilidir. 3. Güvenli Bağlanma Becerileri Geliştir Güvenli bağlanma sonradan da öğrenilebilir. • İhtiyaçlarını açık ifade etmek • Duyguları paylaşmak • Kaygılandığında kaçmak yerine iletişim kurmak bu becerilerin temelidir. 4. “Terk Edileceğim” inancını Yeniden Yapılandır Bilişsel davranışçı terapi (BDT) teknikleri, felaket senaryolarını ve otomatik düşünceleri yeniden değerlendirmede etkilidir. 5. Sınır Koymayı Öğren Terk edilme korkusu olan kişiler genellikle “hayır” demekte zorlanır. Sağlıklı sınırlar güvenli ilişki kurulmasının olmazsa olmazıdır. 6. Profesyonel Destek Al Şema terapi, EMDR ve bağlanma odaklı terapiler terk edilme şemasının dönüşümünde en etkili yöntemler arasındadır. ⸻ Sonuç Terk edilme korkusu “fazla hassasiyet” değil; geçmiş yaşantıların izleriyle şekillenen, tamamen anlaşılabilir bir psikolojik süreçtir. Fakat bu süreç, farkındalık ve doğru destekle dönüştürülebilir. Kişi, kendi içsel güven kaynağını geliştirdikçe ilişkilerinde daha dengeli, daha bağlı ve daha özgür bir duruş sergileyebilir. Bireysel danışmanlık için benimle iletişime geçebilirsiniz. Ücretsiz ön görüşme planlaması yapabiliriz.
❤️‍🩹Terk Edilme Korkusu Nereden Gelir?

Terk edilme korkusu, kişinin sevdikleri tarafından yalnız bırakılacağına, değersiz bulunacağına veya vazgeçileceğine yönelik yoğun bir endişe hâlidir. Bu duygu, çoğu zaman yetişkinlikte ilişkileri zorlayan bir dinamiğe dönüşür—bağlanma kaygısını artırır, ilişkilerde aşırı talepkârlık, kıskançlık, onay bağımlılığı veya tam tersi kaçınmacı uzak durma biçimleriyle kendini gösterebilir.

Peki bu korku nereden doğar?

 

 

 

 

1. Çocuklukta Kurulan Bağlanma Stilleri

 

 

Bağlanma teorisine göre (Bowlby, 1969; Ainsworth, 1978) çocuk, bakım vereninin tutumu doğrultusunda içsel bir “ilişki modeli” geliştirir.

 

  • Eğer bakım veren duyarlı, tutarlı ve güvenli bir şekilde yanıt veriyorsa çocuk kendini değerli ve güvende hisseder.
  • Ancak bakım veren tutarsız, duygusal olarak erişilemez, aşırı eleştirel veya kendi duygularıyla meşgul ise çocukta “Beni bırakabilirler” inancı gelişir.

 

 

Bu erken yaşantılar yetişkinlikte tekrarlanan ilişkisel kaygıların temelini oluşturur.

 

 

 

 

2. Duygusal İhmal ve Belirsizlik

 

 

Araştırmalar, duygusal ihmal yaşamış bireylerde terk edilme korkusunun belirgin şekilde daha yüksek olduğunu gösteriyor (Moss et al., 2020).

İhmal; bağırmak, şiddet uygulamak kadar görünür değildir fakat “ben görülmeye değer değilim” duygusunu derinleştirir.

 

 

 

 

3. Travmatik Kaybetme Deneyimleri

 

 

Erken yaşta ebeveyn kaybı, boşanma, aileden birinin ani yokluğu veya sürekli değişen bakım verenler, kişinin zihninde “yakın olduğum herkes gidebilir” şeması oluşturabilir (Shear, 2012).

 

 

 

 

4. İlişkilerde Öğrenilmiş Kalıplar

 

 

Daha önce terk edilme yaşayan kişiler, beyninde tehdit algısı artmış bir “beklenti sistemi” geliştirir.

Bu kişiler ilişkide en ufak mesafe hissini bile “tekrar aynı acı yaşanacak” diye yorumlayabilir.

Bu duruma “şema yeniden canlandırma (schema activation)” denir (Young et al., 2006).

 

 

 

 

5. Düşük Özdeğer ve Onay Bağımlılığı

 

 

Özsaygısı düşük bireylerde “terk edilme” düşüncesi daha sık görülür çünkü kendi değeri dışarıdan gelecek onaya bağlıdır. Araştırmalar, düşük özdeğer düzeyinin romantik ilişkilerde ayrılık kaygısını artırdığını göstermektedir (Murray & Holmes, 2000).

 

 

 

 

Belirtileri

 

 

  • Aşırı kıskançlık
  • En ufak mesafede paniğe kapılma
  • Partneri sık sık test etme
  • Bir ilişkinin bitmesini “hayatta kalamayacağım bir deneyim” gibi algılama
  • Terk edilmemek için fazla fedakârlık yapma
  • Ya da tam tersi: Yakınlık korkusu nedeniyle kimseyi içeri almama

 

 

 

 

 

Terk Edilme Korkusuyla Baş Etmek İçin Bilimsel Temelli Öneriler

 

 

 

1. Duygularını Adlandır ve Kaynağını Fark Et

 

 

Beyin, “tanıdığı duygular” karşısında daha az alarm üretir.

Kendine sorabilirsin:

 

  • Bu duygum bugünkü kişiye mi, yoksa geçmişteki bir figüre mi ait?

 

 

 

2. İçsel Çocuğun Kaygısını Düzenlemeyi Öğren

 

 

Somatik farkındalık, nefes egzersizleri ve kendine şefkat uygulamaları limbik sistemi yatıştırır.

Bilinçli farkındalık temelli yaklaşımlar (MBCT) bu konuda oldukça etkilidir.

 

 

3. Güvenli Bağlanma Becerileri Geliştir

 

 

Güvenli bağlanma sonradan da öğrenilebilir.

 

  • İhtiyaçlarını açık ifade etmek
  • Duyguları paylaşmak
  • Kaygılandığında kaçmak yerine iletişim kurmak
    bu becerilerin temelidir.

 

 

 

4. “Terk Edileceğim” inancını Yeniden Yapılandır

 

 

Bilişsel davranışçı terapi (BDT) teknikleri, felaket senaryolarını ve otomatik düşünceleri yeniden değerlendirmede etkilidir.

 

 

5. Sınır Koymayı Öğren

 

 

Terk edilme korkusu olan kişiler genellikle “hayır” demekte zorlanır.

Sağlıklı sınırlar güvenli ilişki kurulmasının olmazsa olmazıdır.

 

 

6. Profesyonel Destek Al

 

 

Şema terapi, EMDR ve bağlanma odaklı terapiler terk edilme şemasının dönüşümünde en etkili yöntemler arasındadır.

 

 

 

 

Sonuç

 

 

Terk edilme korkusu “fazla hassasiyet” değil; geçmiş yaşantıların izleriyle şekillenen, tamamen anlaşılabilir bir psikolojik süreçtir. Fakat bu süreç, farkındalık ve doğru destekle dönüştürülebilir.

Kişi, kendi içsel güven kaynağını geliştirdikçe ilişkilerinde daha dengeli, daha bağlı ve daha özgür bir duruş sergileyebilir.
 

 

 

Etiketler

PsikolojiPsikolog

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Elif Sevim

Uzm. Psk. Elif Sevim

Uzman Psikolog Elif Sevim, psikoloji lisansını başarı belgesi ile tamamladıktan sonra yüksek lisansını da üstün başarı belgesiyle tamamlayarak uzmanlığını almaya hak kazanmıştır. Bakanlıkta, kliniklerde ve üniversitelerde hem terapist hem de eğitmen olarak çalışmalarda bulunmuştur. Şu anda Üsküdar Üniversitesi Pozitif Psikoloji Laboratuvarında araştırmacı olarak çalışmakta ve kurucusu olduğu Jüpiter Psikoloji Eğitim ve Danışmanlık Merkezinde danışan görmeye devam etmektedir.

Bireysel, Ergen ve Çift terapisi vermektedir. Ayrıca, SCL-90, Beck Depresyon Ölçeği, Beck Anksiyete Ölçeği, Hamilton Depresyon Ölçeği ve Hamilton Anksiyete Ölçeğini terapilerinde aktif olarak kullanmaktadır. Psikolog Elif Sevim bir çok eğitime katılmıştır ve katılmaya devam etmektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.