Küsmek: Sessizliğin Ardındaki Mesaj

Küsmenin ardında çoğu zaman “anlaşılmadım”, “değer görmedim” ya da “önemsenmedim” duygusu vardır. Aslında kişi sessiz kalarak cezalandırmak değil, duygularını fark ettirmek ister. Ancak bu sessizlik çoğu zaman köprüleri kurmak yerine yıkar.
Küsmek, özellikle yakın ilişkilerde sık görülen bir iletişim biçimidir. Çünkü kişi, duygularını doğrudan ifade etmekte zorlandığında, geri çekilerek tepkisini gösterir. Oysa bu geri çekilme, karşı tarafa çoğunlukla “beni rahat bırak” mesajı verir ve ilişki bir süre sonra mesafelenir.
Bu noktada şu sorular önemlidir:
- Gerçekten anlaşılmak mı istiyorum, yoksa kırgınlığımın görülmesini mi bekliyorum?
- Sessiz kalarak aslında neyi anlatmak istiyorum?
- Küs olduğum kişi bunu anlayabiliyor mu, yoksa daha da uzaklaşıyor muyuz?
Küsme davranışı, bir tür pasif iletişimdir. Kişi öfkesini açıkça dile getirmez ama davranışlarıyla karşısındakini cezalandırır. Bu da duygusal bir mesafe yaratır ve ilişkinin dinamiğini bozar.
Oysa sağlıklı iletişim, duyguların ifade edilebildiği bir alan gerektirir. “Kırıldım, çünkü…” diyebilmek, hem kendine hem karşı tarafa alan tanımaktır. Bu cümle bir hesaplaşma değil, bir bağ kurma girişimidir.
Küsmenin yerine;
🌿 “Kendimi geri çekerken aslında neye ihtiyaç duyuyorum?”
🌿 “Bu duygumun altında hangi korku ya da beklenti var?”
sorularını sormak, duygusal farkındalığı güçlendirir.
Unutma; sessizlik bazen bir savunma biçimi olsa da, ilişkilerde anlaşılmanın yolu konuşmaktan geçer.
Küsmek geçici bir rahatlama sağlar, ama kalıcı çözüm ancak duygular dile geldiğinde mümkündür.