Sürekli Yorgun Hissetmenin Psikolojik Nedenleri

Sürekli yorgun hissetmek çoğu zaman yalnızca uykusuzluk ya da fiziksel bir hastalıkla açıklanır. Ancak birçok insan yeterince uyuduğu, kan değerleri normal olduğu halde kendini bitkin, isteksiz ve tükenmiş hisseder. Bu noktada gözden kaçan en önemli etken psikolojik yorgunluktur. Zihin dinlenmediğinde, beden de gerçekten toparlanamaz.
Psikolojik yorgunluğun temelinde genellikle kronik stres yer alır. Stres yalnızca yoğun dönemlerde değil, uzun süreli ve düşük dozda yaşandığında da bedeni yıpratır. Sürekli tetikte olmak, her şeye yetişmeye çalışmak, hata yapmaktan korkmak zihni fark edilmeden yorar. Beyin tehdit algısını kapatamaz ve bu durum enerji kaybı olarak hissedilir.
Bir diğer önemli neden bastırılmış duygulardır. Üzüntü, öfke, hayal kırıklığı gibi duygular ifade edilmediğinde ortadan kaybolmaz; zihinsel yük olarak taşınır. Kişi “iyiyim” demeye devam ederken, iç dünyasında çözülmemiş birçok duygu birikir. Bu da zamanla açıklanamayan bir yorgunluk hissi yaratır.
Kaygı bozuklukları da sürekli yorgunlukla yakından ilişkilidir. Kaygılı zihin sürekli senaryolar üretir, olası tehlikeleri tarar ve kontrol etmeye çalışır. Bu zihinsel faaliyet dışarıdan fark edilmese bile ciddi bir enerji tüketir. Kişi gün boyunca çok aktif görünmese bile, zihni yoğun çalıştığı için akşamları tamamen tükenmiş hissedebilir.
Depresif duygu durum da yorgunluğun önemli psikolojik kaynaklarından biridir. Depresyon her zaman yoğun bir mutsuzlukla seyretmez. Bazı bireylerde temel belirti enerji kaybı, isteksizlik ve ağırlaşma hissidir. Sabahları yataktan kalkmak zorlaşır, basit işler bile gözde büyür.
Mükemmeliyetçilik de psikolojik yorgunluğu besleyen faktörlerdendir. Sürekli daha iyisini yapma çabası, kendini yeterli görmeme ve hata toleransının düşük olması zihni dinlenemez hale getirir. Kişi hiçbir zaman “tamam” hissini yaşayamaz ve bu da tükenmişliğe yol açar.
Psikolojik yorgunluk, sadece dinlenerek geçmez. Duygusal yüklerin fark edilmesi, sınır koyma becerilerinin geliştirilmesi ve zihinsel taleplerin azaltılması gerekir. Aksi halde beden, yorgunluk yoluyla “dur” demeye devam eder.

