Savunmaya Geçmek: Duygusal Teması Kesmenin En Hızlı Yolu

Savunma Nedir, Ne Değildir?
Savunma, yalnızca eleştiriye karşı cevap vermek değildir. Asıl savunma, kişinin karşısındakinin duygusunu duymadan, kendi pozisyonunu korumaya odaklanmasıdır. “Ama ben öyle demek istemedim”, “sen de hep abartıyorsun”, “benim de zorlandığım şeyler var” gibi cümleler çoğu zaman açıklama gibi görünür. Oysa bu ifadeler, temas kurmak yerine temastan kaçınmanın yollarıdır.
Savunma başladığında ilişki bir duygu alanı olmaktan çıkar, bir mahkeme salonuna dönüşür. Kim haklı, kim haksız sorusu dolaşmaya başlar. Duygular geri plana itilir, gerekçeler öne çıkar.
Savunmanın Duygusal Etkisi
Savunmaya geçen kişi genellikle “anlaşılmadığını” hisseder. Ancak karşı tarafta oluşan duygu çoğu zaman şudur: “Görülmüyorum.” Bu his, ilişkilerde en hızlı soğumaya neden olan duygulardan biridir.
Bir kişi duygusunu paylaştığında, aslında karşısındakinden çözüm ya da mantıklı bir cevap beklemeyebilir. Çoğu zaman ihtiyaç duyulan şey, duygunun kabul edilmesidir. Savunma devreye girdiğinde bu kabul ihtiyacı karşılanmaz. Duygu askıda kalır. Askıda kalan her duygu zamanla kırgınlığa dönüşür.
Savunma Neden Bu Kadar Otomatik?
Savunma çoğu zaman bilinçli bir tercih değildir. Kişi kendini tehdit altında hissettiğinde devreye girer. Bu tehdit bazen suçlanma korkusu, bazen yetersiz hissetme, bazen de geçmiş deneyimlerden gelen bir hassasiyettir.
Özellikle çocuklukta sık eleştirilen, hataları üzerinden sevilen ya da koşullu kabul gören bireylerde savunma daha hızlı tetiklenir. Çünkü duygu paylaşımı, bilinçdışı düzeyde “yargılanacağım” anlamına gelir. Bu noktada savunma, duygusal bir zırh işlevi görür. Ancak bu zırh aynı zamanda teması da keser.
Savunma Başladığında İlişkide Ne Olur?
Savunma arttıkça taraflar birbirini dinlemeyi bırakır. Dinlemek yerini cevap hazırlamaya bırakır. İlişkide “duyulmak” yerine “haklı çıkmak” hedeflenir. Zamanla konuşmalar kısalır, paylaşımlar azalır. Çünkü kişi bilir ki duygusunu açtığında karşısında anlayan değil, savunan birini bulacaktır.
Bu durum özellikle yakın ilişkilerde ciddi bir yalnızlık hissi yaratır. Fiziksel olarak yan yana olunabilir; ancak duygusal olarak mesafe giderek artar.
Savunmanın Karşısında Ne İşe Yarar?
Savunmanın panzehiri açıklama yapmak değil, durup duyguyu fark etmektir. “Bunu söylediğimde ne hissettin?” ya da “Bunu duyduğunda zorlandığını fark ediyorum” gibi ifadeler, savunma döngüsünü yavaşlatır.
Burada önemli olan, katılmak değil temas kurmaktır. Karşı tarafın duygusunu kabul etmek, onun bakış açısını benimsemek anlamına gelmez. Ancak duygunun varlığını tanımak, ilişkiyi canlı tutar.
Savunmaya geçmek çoğu zaman ilişkiyi korumak için yapılan bir hamle gibi görünür. Oysa uzun vadede en hızlı kopuş yollarından biridir. Duygusal temas, savunma ile değil; merak, durma ve dinleme ile kurulur.
Bir ilişkide kendinizi sürekli açıklarken buluyorsanız, durup şunu sormak faydalı olabilir:
“Şu anda kendimi mi koruyorum, yoksa teması mı kaybediyorum?”
İşte bu soru, savunmadan çıkmanın ilk adımıdır.

