Doktorsitesi.com

Öz Sevgi: Kendimize Sarılmayı Öğrenmek

Psk. Meltem Şahiner
Psk. Meltem Şahiner
23 Aralık 20256 görüntülenme
Randevu Al
Kendinizi en son ne zaman şefkatle dinlediniz? Kendinizi eleştirmek yerine yumuşak bir sesle, “Olabilir, zor bir gündü.” dediğiniz bir an hatırlıyor musunuz? Çoğumuz için bu sorunun cevabı düşündüğümüzden daha zordur. Çünkü birçok insan kendine sevgi göstermekten çok, kendini yargılamaya ve eleştirmeye alışmıştır.
Öz Sevgi: Kendimize Sarılmayı Öğrenmek

Kendinizi en son ne zaman şefkatle dinlediniz?
Kendinizi eleştirmek yerine yumuşak bir sesle, “Olabilir, zor bir gündü.” dediğiniz bir an hatırlıyor musunuz? Çoğumuz için bu sorunun cevabı düşündüğümüzden daha zordur. Çünkü birçok insan kendine sevgi göstermekten çok, kendini yargılamaya ve eleştirmeye alışmıştır.

Oysa öz sevgi, yalnızca “kendini sevmek” ya da “kendini pohpohlamak” değildir. Psikolojide öz sevgi, kişinin kendi iç dünyasında bir güvenli bağ kurabilmesi anlamına gelir. Nasıl ki bir çocuk, bakım vereninin şefkati ve sevgisiyle büyürken gelişir, biz de yetişkinlikte kendimize ebeveynlik yapabilmeyi öğrenmek zorundayız.

Çocuklar, kendilerini başkalarının gözünden görerek tanımlarlar. Bir çocuğun gözlerine bakan, onu duyan, ihtiyaçlarını fark eden bir yetişkin varsa çocukta “Ben değerliyim.” inancı oluşur.
Ama eğer çocuk sürekli eleştirilmiş, ihtiyaçları görmezden gelinmiş ya da sevgiyi koşullu olarak almışsa içten içe şu inanç gelişebilir:

  • “Sevilmem için mükemmel olmalıyım.”
  • “Duygularım yük, onları saklamalıyım.”
  • “Ben olduğum gibi değerli değilim.”

Beynimiz, özellikle çocuklukta öğrendiğimiz bu inançları otomatik pilot gibi kaydeder. Yetişkinlikte de kendimize karşı tutumumuz, çoğu zaman çocukken bize nasıl davranıldıysa onun bir yansımasıdır.
Bir hata yaptığımızda kendi kendimize “Nasıl bu kadar dikkatsiz olursun!” diye çıkışmamız, aslında geçmişten gelen içselleştirilmiş bir ses olabilir.

Araştırmalar, öz sevginin psikolojik dayanıklılığı güçlendirdiğini gösteriyor.
Harvard Üniversitesi'nde yapılan uzun soluklu bir çalışmaya göre, öz sevgisi yüksek olan bireyler:

  • Stresle daha sağlıklı başa çıkıyor,
  • İlişkilerinde daha sınırları farkında ve dengeli oluyor,
  • Hata yaptıklarında kendilerini cezalandırmak yerine öğrenmeye odaklanabiliyorlar.

Kristin Neff’in öz şefkat üzerine yaptığı çalışmalar da gösteriyor ki, kendine sevgi ve şefkatle yaklaşmak, motivasyonu düşürmez aksine içsel gücü artırır. Çünkü kendini eleştirmek korku yaratırken, kendini anlamak ve desteklemek güven duygusu oluşturur.

Öz Sevgiye Giden Yol: Kendine İçsel Ebeveynlik

Öz sevgi, çocukluğumuzda eksik kalan ihtiyaçlarımızı yetişkinliğimizde kendimiz için karşılayabilmekle başlar. Bu, kendimize “içsel bir ebeveyn” olmayı öğrenmektir.
Bunun için üç temel adım vardır:

  1. Fark Etmek
    İç sesinizi gözlemleyin. Kendinize nasıl hitap ediyorsunuz?
    • “Aptalca bir hata yaptım.” mı diyorsunuz, yoksa “Hata yaptım ama bu insan olmanın bir parçası.” mı?
    • İlk adım, otomatikleşmiş eleştirel dili fark etmektir.
  2. Duyguları Kabul Etmek
    Çocukken ağladığında “Ağlama, abartıyorsun.” denmiş bir birey, yetişkinlikte duygularını bastırma eğiliminde olur.
    Öz sevgi, duygularımıza yer açmakla başlar:
    • “Şu an üzgünüm ve bu çok normal. Duygularım bana bir şey anlatıyor.” demek, kendimize verdiğimiz bir sevgi ifadesidir.
  3. Şefkatli Eylem
    Kendine iyi davranmak, yalnızca düşüncede kalmamalıdır.
    Yorgun olduğunuzda kendinize dinlenme izni vermek, sınırlar koymak, ihtiyaçlarınızı ifade etmek öz sevginin davranışsal yansımasıdır.

Uygulamalı Bir Pratik:

“Küçük Ben’e Mektup”

Kendinizi 6-7 yaşlarında, küçük bir çocuk olarak hayal edin.
Gözlerinizi kapatın ve o çocuğu gözünüzün önüne getirin. Belki yalnız hissediyor, belki sevgiye aç.
Şimdi ona bir mektup yazın:

  • “Sana hep yanında olduğumu söylemek istiyorum.”
  • “Sen değerli ve sevilmeye layıksın.”
  • “Hata yaptığında bile seni koşulsuz kabul ediyorum.”

Bu egzersiz, beyninizde nöroplastisiteyi destekler. Yani yeni sinir yolları oluşturarak, kendinize karşı yeni bir dil geliştirmenize yardımcı olur.

Öz Sevgi Bir Yolculuktur

Unutmayın, öz sevgi bir hedef değil, bir süreçtir.
Çocukken sevgi dolu bir ortamda büyümemiş olabilirsiniz, ancak yetişkinlikte kendinize yeniden doğma şansı verebilirsiniz.
Tıpkı bir çocuğun sevgiyle büyüdüğünde gelişmesi gibi, siz de kendinizi şefkat ve anlayışla beslediğinizde içsel gücünüz artar.

Öz sevgi, kendimize şunu fısıldayabilmektir:

“Ben yeterliyim. Hatalarımla, duygularımla, bütün hâlimle sevgiye değerim.”

Etiketler

özşefkatPsikolojikDayanıklılıközsevgipsikolojimeditasyonşefkatlieylem

Yazar Hakkında

Psk. Meltem Şahiner

Psk. Meltem Şahiner

Merhaba, ben Meltem Şahiner. 1987 yılının Şubat ayında sıcacık bir anne ve babanın ikinci çocuğu olarak İstanbul'da dünyaya geldim. Çekirdek bir aile yaşantısıyla çocukluğum geçti. Ağabeyim ile rekabetim, daha çok takdir ve bonus almak için gösterdiğim motivasyon, anne babamın mülayimliği, İzmir'de yetiştirilmiş olmam karakter yapımda, ilişkilerimde ve akademik başarımda belirgin izler bıraktı.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.