Doktorsitesi.com

Mikrotravmalar: Fark Edilmeyen Yaralarımız

Klinik Psikolog Asiye Usluca
Klinik Psikolog Asiye Usluca
10 Kasım 202520 görüntülenme
Randevu Al
Travma Her Zaman Büyük Olmak Zorunda Değil Travma denildiğinde akla genellikle büyük olaylar gelir: kazalar, kayıplar, istismarlar... Oysa bazı yaralar çok daha sessizdir. Mikrotravma, dışarıdan bakıldığında sıradan görünen ama tekrarlayıcı biçimde yaşandığında sinir sisteminde kalıcı izler bırakan küçük ölçekli travmatik deneyimleri tanımlar. Bu deneyimler, fark edilmeden birikir ve zamanla kişinin içsel güvenlik hissini zedeler.
Mikrotravmalar: Fark Edilmeyen Yaralarımız

Mikrotravma Nedir?

 

Mikrotravmalar, kişinin duygusal bütünlüğünü tehdit eden ama genellikle “önemsiz” görülen olaylardır.

Tek başlarına fark edilmezler; ancak birikimli etkileriyle kendine yabancılaşma, aşırı tetikte olma, düşük özdeğer duygusu ve ilişkisel güvensizlik gibi belirtilerle kendini gösterebilirler.

 

Çocuklukta maruz kalınan duygusal ihmal, geçersizleştirme ya da küçük reddedilmeler, yetişkinlikte kişinin stres yanıt sistemini ve bağlanma biçimini etkiler.

Mikrotravmaya Örnek Durumlar

 

“Abartıyorsun” ya da “çok hassassın” denilmesi

 

Duyguların görmezden gelinmesi veya geçersizleştirilmesi

 

Sürekli kıyaslanmak veya eleştirilmek

 

Aile içinde başarıya odaklı, duygudan uzak bir ortam

 

Partnerin mesafeli, tutarsız veya ilgisiz tutumları

 

İş ortamında pasif agresif davranışlara maruz kalmak

 

Sosyal medyada sürekli yetersizlik hissi yaşamak

 

 

Bu deneyimler sıkça “herkesin yaşadığı şeyler” gibi algılanır; bu da kişinin kendi acısını küçümsemesine yol açar.

Beyin ve Beden Mikrotravmayı Nasıl Kaydeder?

 

Mikrotravmalar, beynin amigdala ve hipotalamus bölgelerini sürekli uyararak sinir sistemini “tehlike modunda” tutar.

Bu durum kronik stres hormonlarının (özellikle kortizol) dengesini bozar ve zamanla:

 

Uyku bozuklukları

 

Mide-bağırsak hassasiyetleri

 

Kas gerginliği

 

Odaklanma zorlukları

gibi belirtilerle kendini gösterir.

 

 

Epigenetik araştırmalar, mikrotravmanın NR3C1 ve FKBP5 gibi stres yanıt genlerinde metilasyon değişikliklerine yol açabileceğini; bu değişikliklerin kuşaklar arası aktarılabileceğini göstermektedir.

Yani mikrotravmalar, sadece bir “duygusal yara” değil, biyolojik bir iz de bırakabilir.

Neden Fark Edilmez?

 

Çünkü mikrotravmalar genellikle toplum tarafından “normal” kabul edilen davranışların içindedir.

Bir çocuğun ağlamasının bastırılması, bir yetişkinin “büyütüyorsun” denilerek susturulması, görünürde olağan tepkilerdir.

Ancak bu küçük kesintiler, kişinin kendini görülmemiş, anlaşılmamış ve güvende hissetmemesine neden olur.

Yetişkinlikte Mikrotravma İzleri

 

Sürekli onay arama

 

Hayır diyememe, sınır koyamama

 

Aşırı uyum sağlama çabası

 

Duygusal kopukluk veya aşırı duyarlılık

 

Değersizlik ve yetersizlik inançları

 

 

Bu belirtiler, geçmişte bastırılmış küçük ama birikimli travmatik deneyimlerin sessiz yankılarıdır.

İyileşme: Sessiz Yaraları Görmekle Başlar

 

Mikrotravmadan iyileşmenin ilk adımı, bu deneyimleri adlandırmak ve görünür kılmaktır.

Kişi “Bana ağır geldi” diyebildiğinde, beden ve zihin iyileşme sürecine girer.

 

İyileşme yolları arasında:

 

1. Duygusal farkındalık: Duygularını yargılamadan tanımak.

 

 

2. Beden temelli çalışmalar: Nefes, farkındalık, Somatik Deneyimleme teknikleri.

 

 

3. Sınır koyma becerisi: Sessizce biriken duygusal yükün en etkili panzehiri.

 

 

4. Psikoterapi: Güvenli bir terapötik ilişkide geçmişin duygusal yükünü yeniden işlemek.

Sonuç

 

Mikrotravmalar sessizdir; ama etkileri derindir.

Beden, küçük yaraları da hatırlar — tıpkı büyük travmalar gibi.

Ancak farkındalık, bedenle yeniden temas kurmak ve güvenli ilişkiler inşa etmek, bu sessiz yaraların iyileşmesi için güçlü bir başlangıçtır.

 

 

 

 

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Asiye Usluca

Klinik Psikolog Asiye Usluca

Marmara Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu olup, klinik psikoloji uzmanlığını Beykent Üniversitesi'nde tamamlamıştır. 2014 yılından bu yana psikoloji alanında aktif olarak çalışan Usluca, 11 yıllık mesleki deneyime sahiptir. Kariyeri boyunca çeşitli psikolojik danışmanlık merkezlerinde görev almış, bireysel terapi, yetiştik terapi ve çift-aile terapisi ile ruh sağlığı alanlarında danışanlarına destek vermiştir. Halen Us Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde hizmet vermektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.