1.Kendinizi stresli, sinirli, üzgün, mutsuz hissediyorken kalorisi yüksek, yağlı ve şekerli besinleri tüketirken buluyor musunuz?
2.Bir şeyler atıştırma isteği aniden mi gelişiyor?
3.Yemeği bitirdikten sonra suçluluk, pişmanlık gibi duygular hissediyor musunuz?
4.Yatıştırma veya rahatlama ihtiyacı için kendinizi yemek yerken buluyor musunuz?
5.Hızlı yemek yiyor musunuz, yemeğin nasıl bittiğinin farkında değil misiniz ve tokluk hissi hissetmiyor musunuz?
Şimdi durup bir düşünmelisiniz…
Çünkü bu durum fiziksel açlık değil duygusal açlıktır. Bu durumla baş edebilmenin ilk adımı farkındalık sağlamaktır. Duygularınıza tepki olarak yemek yemeyi kullanmak durumla başa çıkmak için yanlış bir yöntemi. Duygusal yemeyi yönetmek karmaşık bir süreçtir.
Kültürümüzde elbette yemek yeme sosyal yaşantımızın büyük bir parçası. Kutlamalarda, yiyecekleri başkalarıyla paylaşmak insanlarla bağlantı kurmanın bir yoluyken yemeklere duygusal anlamlar yüklememiz çok doğal. Farkında olmamız gereken nokta ne zaman, neyi, nasıl yememiz gerektiği konusunda bilinçlenmemiz.
Duygularla Başa Çıkmak İçin Neden Yemek Yiyorsunuz?
Yemek yeme davranışıyla vücudumuzda dopamin salgılanır. Salgılanan dopamin de kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Bu yüzden yemek yediğiniz zaman mutlu hissedersiniz. Yemek yerken kendimize alışkanlıklar ve rutinler oluştururuz. Örneğin; her zaman üzgün olduğunuzda yemek yerseniz üzgün hissettiğiniz ilk an kendinizi yemek yerken bulabilirsiniz.
Duygusal Yemek Yeme Döngüsünden Nasıl Kurtulabilirim?
1.Durum tespiti yapmak çok önemli, ilk adım ‘farkındalık’
2.Detaylı anamnez ve ‘besin tüketim formu’ tutarak işe başlayabilirsiniz. Aynı zamanda besin tüketim formuna duygu durumlarınızı da not alabilirsiniz. Böylelikle hangi duygu durumunda hangi besine yöneldiğinizi daha spesifik olarak görmüş olursunuz.
3.Yemek yeme isteği ortaya çıktığında fiziksel açlık mı yoksa duygusal açlık mı olduğu ayırt edilir. Bunun için mutlaka bir diyetisyenden yardım almalısınız.
4.Vücut kitle indeksiniz sağlıklı aralıkta değilse kişiye özgü sağlıklı beslenme programı uygulanır. Kalorisi düşük, kısıtlayıcı diyetler sizler için uygun değildir.
5.Evde sağlıklı olmayan besin grupları bulundurmamaya dikkat ediniz.
6.Günlük su tüketimi takibi yapmalısınız. Vücut susuz kaldığında tatlı isteği artar.
7.Kişinin durumuna göre diyetisyen + psikolog + psikiyatristle beraber multidisipliner bir çalışma prensibiyle bu süreç daha kolay yürütülür.
8.Çünkü duygusal travmalarınızın çözülmesi, stresle sağlıklı baş etme yöntemlerinin geliştirilmesi, kabul aşamasının yaşanması, olumsuz duygularla başa çıkma yöntemlerinin geliştirilmesi, özsaygı ve özşefkatin geri kazanımı için bir psikologla çalışmakta fayda var.
Bu döngünün kalıcı olarak kırılıp sağlıklı bir bedene kavuşmak istiyorsanız mutlaka bir beslenme uzmanıyla birlikte çalışmalısınız!
