Doktorsitesi.com

Kimseye Güvenemiyor Musunuz Yoksa Bu Size Öğretildi Mi?

Klinik Psikolog Damla Kankaya
Klinik Psikolog Damla Kankaya
30 Mart 2022134 görüntülenme
Randevu Al
Bağlanma nedir? Günlük hayatımızı, bağlanma şekillerimiz ne gibi etkiler? İlişkilerimizde nasıl bağlandığımız ne derece önemlidir? Çocukluğumuzda kurduğumuz ilişkiler ileri dönemdeki ilişkilerimizi nasıl etkiler?
Kimseye Güvenemiyor Musunuz Yoksa Bu Size Öğretildi Mi?

 Öncelikle “bağlanma” kavramını anlayarak başlamalıyız. Bağlanma, doğum öncesine de dayanarak, bakım veren ile bebek arasında oluşan güven bağıdır. Bahsedilen bağ bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmasıyla güçlenebilir ya da bebeğin görmezden gelinmesi ile zayıflayabilir veya hiç bağ kurulamayabilir. Bakım-veren ve bebek arasındaki bağlanma bebeğin ileriki zamanlarda kuracağı aklınıza gelebilecek her türlü ilişkiyi etkileyecektir çünkü bakım veren bebek için üç durumu ifade eder; yakınlık, güvenlik ve sığınak.

 Bebeğin her ihtiyacının karşılandığı, bakım veren ile olumlu bir ilişkisi olduğu bir senaryoda bebek dünyanın güzel bir yer olduğuna dair olumlu düşünceleri öğrenerek başlayacaktır. Bu sayede “güvenli bağlanan” bir çocuk olması çok daha olası olacaktır. Güvenli bağlanan çocuğun kendisine ve başkalarına karşı olumlu düşünceleri vardır çünkü bakım veren her zaman onun yanındadır, bakım verenin bu tutumunu herkese geneller.

 Şimdi bir de olumsuz bir senaryo yani bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmadığı, bakım veren tarafından görmezden gelindiği senaryoya bakalım. Bebek dünyaya, diğer insanlara ve kendisine karşı olumsuz şemaları öğrenerek başlayacaktır, diğer bir deyişle “güvensiz bağlanma” örüntüsünü başlatacaktır. Bu durumda bebek karşımıza kaygılı ya da kaçıngan bağlanan çocuk olarak çıkacaktır.

 Bakım verenleri tipik olarak sürekli terk etme tehdidinde bulunan ya da tutarsız davranış sergileyen çocuklar genelde kaygılı bağlanma örüntüsü gösterirler. Kaygılı bağlanan çocuklarda ihtiyaç anında bakım verenin geleceğine dair emin olmayan bir şema gözlemlenir. Bu nedenle bakım veren ile ayrılık durumunda direnme ve tekrar bir araya gelmede sakinleşememe davranışları görülür.

 Bakım verenleri, çocuğun ihtiyaçlarını görmezden gelen ve onlarla empati kurmayan çocukların kaçıngan şekilde bağlanma olasılığı yüksektir. Kaçıngan bağlanan çocuklarda ise bakım verenin ihtiyaçlarını karşılayacağına ilişkin hiçbir güven yoktur. Bu nedenle etraflarında olup biten her şeyi kontrol etme çabası içerisindedirler. Öfke problemleri ve benlik saygısı düşüklüğü yaşarlar.

 Peki, bu çocukluk bağlanma örüntülerimiz yetişkinlik ilişkilerimizde de etkili midir? Evet, etkilidir. Yukarıda bahsettiğimiz bebeğin dünyayı tanıma şemaları, her şeye ve herkese karşı ilk şemalarıdır. Bunların olumlu ya da olumsuz olması ileriki yaşlardaki görüşlerin ve ilişkilerdeki bağlanma örüntüsünün temelini oluşturacaktır.

   Şimdi ilk bebeğe yani “güvenli bağlanan” bebeğe dönelim. Daha ilk yaşantılarında bakım vereni ihtiyaçlarını karşılamıştı bu sayede dünyaya karşı olumlu düşüncelerle şema oluşturmuştu. Aynı şemaları çocuklukta devam ettiği gibi yetişkinlikte de devam edebilir ve bu devam ediş ile “güvenli bağlanan” yetişkin örüntüsünü görebiliriz. Güvenli bağlanan yetişkin kendisini sevilmeye değer görür ve etrafındaki insanlara da böyle davranır. Özgüveni yüksek, bağımsız ve özerktir. Diğer insanlara çok kolay ilişki kurabilirler.

 Madalyonun diğer yüzündeki güvensiz bağlanan çocuk ise yetişkinliğinde üç tip bağlanma gösterebilir; saplantılı, korkulu ve kayıtsız.

 Saplantılı bağlanan yetişkinler kendilerini değersiz görür ve sevilmeye layık bulmazlar. Sürekli olarak onay alma ihtiyacı içindedirler. Yakın ilişki kurmak isterler ancak yakın ilişki kuracakları bireyin onları terk edeceği kaygısını çok yoğun bir şekilde yaşarlar. İlişkileri konusunda gerçekçi olmayan beklentilere sahiptirler.

 Korkulu bağlanan yetişkinler saplantılı bağlananlar ile benzer durumdadırlar ancak onay ihtiyacı yerine aşırı bir sevgi ihtiyacı içindedirler. Bu sevgi ihtiyacına rağmen diğer insanları reddedici olarak algıladıkları için onlara yaklaşmazlar, kendilerini kabul edilmez olarak tanımlarlar. Özgüven düşüklüklerinden dolayı sosyal ortamlara katılmazlar.

 Kayıtsız bağlanan yetişkinler ise diğer iki yetişkin bağlanma örüntüsünün tersine diğer insanları reddederler. Bakım veren tarafından kendileri fazlasıyla reddedildiği için diğer insanlara güvenmez ve onlara ihtiyaç duymazlar. Özerkliklerine ve bireyselliklerine çok önem verirler. Diğer insanlara karşı güvensiz olup onlardan uzak dururlar bu sayede özgüvenlerini korurlar. Başkalarının onu desteklemeyeceğine dair çok güçlü bir inançları vardır.

Gördüğümüz üzere daha bebekliğimizde hatta bebeklikten önce bakım verenimiz ile olan yaşantılarımız, bağlanma stilimizi oluşturmamıza etki eder. Mevcut bağlanma stilinizi sadece ebeveynlerinizle değil terapi süreci ile de değiştirebilirsiniz. Bu süreçte destek almanız için uzman kadromuzla her zaman yanınızdayız.

Uzman Psikolog Damla KANKAYA

Psikoloji Öğrencisi Nesrin AYDIN

 

 

Etiketler

Ebeveyn çocuk ilişkisiçocuklarda bağlanmabağlanmapsikolojibağlanma stili

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Damla Kankaya

Klinik Psikolog Damla Kankaya

Uzm. Psk. Damla KANKAYA, Almanya doğmuştur . PsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Merkezi`nin İstanbul ve Antalya şubelerinin kurucusudur.
Lisans öncesi eğitimini (ilk, orta ve lise) Nürnberg'de tamamlamıştır. Ardından başlamış olduğu Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden "Onur Öğrencisi" olarak mezun olmuş ve Psk. unvanı almıştır. Üniversite eğitimi süresince birçok ulusal kongre ve üniversite seminerlerine katılım göstermiştir. Birçok sosyal sorumluluk projesinde ve Beykent Üniversitesi Psikoloji Kulübünde asil üye olarak aktif görev yapmıştır. Ve Lisans eğitimi sırasında, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Sana Klinik Hastanesi (Almanya) stajyer psikolog olarak birçok kurum ve hastanede staj yapmış ve kendini geliştirmeyi hedeflemiştir.
Mezuniyetini takiben aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimine başlamış ve "Klinik Psikolog" olarak yüksek lisans derecesini tamamlamış ve "Evli bireylerde Cinsel Doyum Ve Aldatma Eğiliminin İlişkisi" adlı tez çalışmasını yayınlamıştır. Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora Programının Tez aşamasındadır.
2014 yılında Özel Olimpos Hastanesi- Antalya'da Psikolog olarak görev yapmıştır. Kurumsal Şirketlere yönelik Endüstriyel Psikoloji alanında danışmanlık vermektedir. Birçok Yurtiçi ve Yurtdışı Eğitimlerde Sunum ve Kongrelere Konuşmacı ve katılımcı olarak çalışmalarına devam etmektedirPsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Danışmanlık Merkezi’nde yetişkinlere yönelik; Bireysel, Cinsel, Aile ve Çift Terapileri alanlarında hizmet sunmaktadır. İyi derecede Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Türk Psikologlar Derneği (TPD) üyesidir.
Ayrıca lisans eğitimi esnasında, Goodenough Harris Bir İnsan Çiz Testi, Bender Gestalt Görsel Motor Algılama Testi, Luisa Duss Psikanalitik Öykü Tamamlama Testi, Peabody Resim- Kelime Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Kent E.G.Y Testi, Catel 2A Zeka Testi, Cinsel Terapi Eğitimi, MMPI, WISC-R, BDT Eğitimi (Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR) , Temel Hipnoz ve İleri Hipnoz Eğitimi (Dr.Mehmet KARAV),Rorschach Eğitimi (Prof. Dr. Kadir ÖZER) ve Aile ve Çift Terapisi Eğitimlerini tamamlamıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.