Doktorsitesi.com

Karne Ve Yaz Tatili Nasıl Değerlendirilmeli ?

Klinik Psikolog Savaş Polat
Klinik Psikolog Savaş Polat
13 Haziran 20141122 görüntülenme
Randevu Al
Karne Ve Yaz Tatili Nasıl Değerlendirilmeli ?

Bugün son zil tatil için çaldı. Karne bazı aileler için huzurlu bir tatilin kapısını aralarken maalesef bazı aileler  için de  aile içi şiddete ve hüzünlü sonlara neden olabilmektedir. İstenmeyen olayların yaşanmaması için bugün karnenin ve yaz tatilinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda yazmak istedim.

Karne değerlendirmesi yaparken çocuğun kişilik gelişimine zarar vermeden, yüksek notlardan takdir ederek başlayıp, diğer notlarının  düşük olmasının nedenleri araştırılmalıdır. Çocuğunuzun  düşük notlarından dolayı yapacağınız amacını aşan eleştiriler, kıyaslamalar çocuğunuzla olan bağınızı daha da zayıflatarak çocuğunuza öz güvenini kaybettirebilir. Çocuğu karnesi ile cezalandırmak yerine hatalarından ders alabilmesi için ders ve tatil dengesini kurarak çocuğa rehberlik edilmelidir. Kırmak, kızmak, küsmek yerine yol gösterici olmak daha yararlı olacaktır. Hayatta notlardan daha önemli şeylerin olduğunu unutmadan bu süreçte öğrenciyi eğlendirerek eğitmek esas alınmalıdır. Tatilin eğlenceye de  ders çalışmaya da yetecek kadar uzun olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.

Karnesi iyi olan çocukların da pahalı oyuncak ve hediyelere boğulmaması gerekir. Notları iyi olan çocuklara ödüllendirme hep maddi şeylerle yapıldığı takdirde çocukta doyumsuzluk oluşacaktır. Çünkü bu yaklaşım çocukta değer bilmemek ve sabretmeyi öğrenememek olarak anne-babaların karşısına çıkacağı için ödüllendirmenin  teşvik edici olması gerekiyor. Mesela karnende zayıf olmazsa ya da takdir alırsan  seni desteklediğin takımın maçına götüreceğim, amcanların yanına tatile göndereceğim, yüzme kursuna yazdıracağım, bisiklet alacağım gibi teşvikle çocuğunuzu motive edebilirsiniz; ama çocuğunuz sizin söylediğinizi yerine getirirse sizin de mutlaka sözünüzü tutmanız gerekir.

Yaz tatilini nasıl değerlendirmek gerektiğine gelince genelde tatil deyince kuralların kalktığı, defterin kitabın bir kenara atıldığı, sınırların aşıldığı, uzun bir başı boşluk dönemi akla gelir. Öğrenciler neredeyse öğrendiklerini unutup, yeni eğitim-öğretim döneminde bilgilerinin üstüne koymaları gerekirken hiç öğrenmemiş gibi sil baştan öğrenmek zorunda kalarak, okula ve derslere adaptasyon sorunları yaşamaktalar. Öğrenciler öğrenmeyi okulla sınırlandırmamalı, tatili bir öğrenme, kişisel gelişim sürecinin en eğlenceli dönemlerinden biri olarak görmelidirler. Ailelerin en önemli görevlerinden biri de çocuklarının  tatile olan bakış açılarını değiştirmelerine yardımcı olmaktır.. Aileler özellikle de çalışan anne-babalar çocuklarını kendi hallerine bırakmamalıdırlar.”Saldım çayıra Mevlam kayıra” anlayışı çocuklara da anne-babalara da telafisi mümkün olmayan zararlar verebilir. Yalnız kalan çocuk zamanının çoğunu bilgisayar, internet, cep telefonu, televizyon gibi sanal ortamlarda geçirmekte ve ekran bağımlılıkları oluşmaktadır. Çocuğunuz bu etkinlikleri sizin yanınızda yapsa dahi yaptıklarını mutlaka denetlemeli ve gerekli sınırlamaları yaparak tedbir almanızı öneririm. Tamamen yasaklama ise çözümden öte çözümsüzlüğün artmasını sağlayacaktır.

”Boş duranın ayağına şeytan takılır” derler. Ekranlar insanlardan daha  masum değiller. Çocuğunuzu boş bırakarak ekranlara ve sanal yaşantılara hapsetmeyin. Çocuklarınızın  ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına uygun hedefler koyup onları motive ederek sportif , sanatsal ve kültürel faaliyetlere yönlendirebilirsiniz.

Bireysel ve ailevi farklar, yaşadığınız şehir  ve imkanlara göre yapılacak faaliyetler tabi ki  farklılıklar gösterebilir. Müze,kütüphane,sinema ,konser gibi kültürel faaliyetlerden olabildiğince faydalanılmalıdır.Çocuğun  yüzme,futbol,basketbol gibi sportif alanlara  yöneltilmesi çocuğun  enerjisini harcamasını,disipline olmasını ve diğer çocuklarla iletişime girip sosyalleşmesini artırarak takım ruhunu geliştirmesini sağlar.Müzik,resim,ebru gibi sanatsal alanlara yönlendirerek çocuğunuzun kendini keşfetmesine imkan tanıyabilirsiniz.

Tatil dönemleri aile fertlerinin bir araya toplandığı , kaliteli iletişimin kurulduğu, günlük hayatın koşuşturmasından uzak, aile bireylerinin birbirine daha kaliteli vakit ayırdığı , ortak etkinliklerin , oynanan oyunların ,eğlencenin, sevginin, muhabbet ve kaynaşmanın daha yoğun yaşandığı, gelmesini  dört gözle beklediğimiz  güzel günlerdir. Tekrar yaşanması için hayalini kuracağınız sağlıklı ve huzurlu bir tatil geçirmenizi dilerim.                                                                                                   

Etiketler

Karne tatili ve çocuklarYaz tatilinde çocuklarYaz tatilinde çocuklar neler yapabilirYaz tatilini çocukla nasıl verimli geçirebilirKarne ve yaz tatili

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Savaş Polat

Klinik Psikolog Savaş Polat

Uzman Klinik Psikolog Savaş POLAT, 1984 yılında Reşadiye’de doğmuştur. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümünde lisans programını 2007 yılında başarıyla tamamlamıştır. Mezun olduğu yıldan itibaren kamu ve özel sektörde çeşitli kurumlarda psikolojik danışmanlık, eğitim ve seminer çalışmalarını sürdürmektedir. Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Bürosunda ve mahkemelerde bilirkişi-pedagog olarak görev almıştır.

İstanbul Esenyurt Üniversitesinde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını “Bağlanma Stilleri ve İlişkiye Yansımaları” konulu çalışması ile tamamlayarak Uzman Klinik Psikolog olmuştur. Psikoterapi Enstitüsü Genel Başkanı Uzman Dr. Tahir ÖZAKKAŞ tarafından verilen ve üç yıl süren,teorik-formülasyon-süpervizyon aşamalarından oluşan "Bütüncül Psikoterapi Eğitimini" başarı ile tamamlamıştır. DBE(Davranış Bilimleri Enstitüsü)’den EMDR “Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşlemleme”Gaziosmanpaşa Üniversitesinden  "Aile Terapisi",CİSED( Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği)’den Cinsel Terapi Eğitimlerini almıştır. 

Mesleki tecrübesi ile almış olduğu eğitimleri birleştirerek oluşturmuş olduğu "Dinamik Yönelimli Bütüncül Psikoterapi" anlayışı ile çalışmalarını sürdürmektedir. Bütüncül Psikoterapi:içerisinde bir çok kuramı ve tekniği barındıran, teorik bilgiyi işe yararlılık perspektifinde entegre ederek danışanların gerçekliğini anlamaya çalışan ve her danışanın bireysel ihtiyacına göre süreci yeniden şekillendiren dinamik bir psikoterapi armonisidir. Bu psikoterapi armonisi "Klasik Psikanaliz, Bilişsel-Davranışçı Psikoterapi, Ego Psikolojisi, Nesne İlişkileri, Aktarım Odaklı Psikoterapi, Masterson Yaklaşımı, Kendilik Psikolojisi, İlişkisel Psikanaliz,Transaksiyonel Analiz,Varoluşçu Psikoterapi"gibi ekollerin parçalarından oluşan ve danışana özgü bir psikoterapi haline dönüşen dinamik bir yapıya sahiptir.
Aile ve çift terapisinde duygu odaklı yaklaşımı,kaygı bozukluklarında ise EMDR ve bütüncül yaklaşımı kullanmaktadır.

Psikoterapi Enstitüsü, EMDR  gibi mesleki etiğe ve gelişime katkı sunan derneklerde üyeliğini devam ettirmektedir.
Türk PDR Derneği Üyesi olan Uzm. Kl.Psk. Savaş POLAT , ''İçimizdeki Yabancı'' kitabının yazarıdır. Evli, iki çocuk babasıdır ve mesleki çalışmalarına Tokat ve İstanbul’da devam etmektedir.

U

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır