Ergenlerde Sosyal Kaygı ve Kimlik Arayışı


1. **Sosyal Kaygının Temelleri:**
- Sosyal kaygı, başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme korkusudur.
- Ergenlikte benlik farkındalığı artar ve sosyal onay ihtiyacı yoğunlaşır.
- Öz-değerini dışsal kaynaklara (beğeni, popülerlik) dayandıran ergenlerde kaygı düzeyi
yükselir.
- Aile içi eleştirel tutumlar ve mükemmeliyetçi beklentiler sosyal kaygıyı artırabilir.
2. **Kimlik Arayışı ile İlişkisi:**
- Kimlik gelişimi sürecinde ergen “Ben kimim?” sorusuna yanıt arar.
- Sosyal kabul, bu kimlik inşasının önemli bir parçasıdır.
- Sosyal kaygı yaşayan ergenler, kendilerini gizleme veya başkalarına göre şekillenme
eğilimi gösterir.
- Bu durum, özgün kimlik gelişimini engelleyebilir.
3. **Sosyal Medya ve Akran Baskısının Etkisi:**
- Dijital ortamda “ideal benlik” sunumu, gerçek benlikle çatışma yaratabilir.
- Sosyal medya karşılaştırmaları ve görünürlük kaygısı, sosyal anksiyeteyi besler.
- Akran zorbalığı ve dışlanma deneyimleri, sosyal çekilmeye yol açar.
- Online ilişkiler, yüz yüze iletişim becerilerini zayıflatabilir.
4. **Okul Ortamında Sosyal Kaygı Belirtileri:**
- Sınıfta konuşmaktan veya sunum yapmaktan kaçınma
- Yeni insanlarla tanışmada zorlanma
- Fizyolojik belirtiler: terleme, kalp çarpıntısı, titreme
- Başarısızlık korkusu nedeniyle performans düşüşü
5. **Terapötik Yaklaşımlar:**
- Bilişsel-davranışçı terapi (BDT), olumsuz inançları yeniden yapılandırmada etkilidir.
- Şema terapi, “yetersizlik” ve “reddedilme” şemalarını fark etmeyi sağlar.
- Grup terapisi, güvenli sosyal ortam deneyimi sunar.
- Aile terapisi, ergenin duygusal destek sistemini güçlendirir.
Sonuç olarak, ergenlikte sosyal kaygı doğal bir gelişim parçası olsa da aşırı hale geldiğinde
kimlik oluşumunu olumsuz etkiler. Empatik aile ortamı, farkındalık temelli terapi
yaklaşımları ve sağlıklı sosyal deneyimler ergenin içsel güvenini yeniden inşa eder.