Dijital Bağımlılık ve Ergen Ruh Sağlığı


Ergenlik dönemi; biyolojik, bilişsel, duygusal ve sosyal açıdan yoğun değişimlerin yaşandığı bir gelişim evresidir. Bu dönemde kimlik arayışı, aidiyet ihtiyacı ve bağımsızlaşma çabası, bireylerin çevreleriyle kurdukları ilişkilerde belirleyici olur. 21. yüzyılda bu ilişkiler, giderek artan bir biçimde dijital platformlar üzerinden kurulmakta ve sürdürülmektedir.
Teknolojinin hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi, ergenleri daha erişilebilir bir dijital dünya içinde büyümeye zorlamıştır. Ancak bu dijital etkileşimler, kimi zaman işlevsellik kaybına yol açacak düzeyde yoğunlaşmakta ve bağımlılık davranışına dönüşebilmektedir. Dijital bağımlılık, ergenlerin ruhsal gelişimini sekteye uğratabilecek önemli bir risk faktörü haline gelmiştir.
Dijital bağımlılık, bireyin dijital içeriklere karşı sürekli bir kullanım arzusu duyması, bu kullanımı kontrol edememesi ve bu durumun sosyal, akademik ya da duygusal işlevselliğini olumsuz etkilemesiyle karakterize edilir. Bu bağımlılık türü; sosyal medya, çevrim içi oyunlar, video platformları ve mesajlaşma uygulamaları gibi çeşitli dijital ortamlar üzerinden gelişebilir.
Ergenlerde bu bağımlılık genellikle aşağıdaki özelliklerle kendini gösterir:
- Dijital araçlardan uzak kalındığında huzursuzluk, öfke veya boşluk hissi
- Uyku düzeninde bozulmalar
- Akademik performansta düşüş
- Yüz yüze ilişkilerde azalma
- Aile ile çatışma düzeyinde artış
Ergen beyninde prefrontal korteks henüz tam olgunlaşmamıştır. Buna karşın dopaminle ilişkili ödül sistemi erken gelişir. Bu dengesizlik, kısa vadeli haz arayışlarını ve dürtüsel davranışları artırır. Dijital içeriklerin sürekli yeni uyaranlar sunması, bu gelişimsel hassasiyeti istismar eder niteliktedir.
Ergenler bu dönemde sosyal kabul ve onay arayışındadır. Sosyal medya platformlarında “beğeni”, “yorum” ve “takipçi” gibi göstergeler, benlik değerini dijital ölçütlere indirgemeye neden olabilir.
Ebeveynlerin kendi dijital kullanım alışkanlıkları, çocuklar için bir model oluşturur. Aile içi iletişim eksikliği, ergenin dijital ortamlarda duygusal doyum aramasına yol açabilir.
COVID-19 pandemisiyle birlikte uzaktan eğitim, çevrim içi sosyalleşme ve dijital içeriklere artan yönelim, dijital yaşam biçiminin kalıcılaşmasına neden olmuştur.
Sürekli çevrim içi olma ihtiyacı, “kaçırma korkusu” (FOMO) ve sosyal kıyaslamalar, depresif duygulanım ve anksiyete belirtilerini tetikleyebilir. Ayrıca siber zorbalık, dijital ortamda yaşanan sosyal dışlanmalar da psikolojik iyi oluşu olumsuz etkileyebilir.
Dijital ortamlar, ergenlerin duygularını ifade etme ve düzenleme becerilerini yeterince geliştirmelerine izin vermez. Olumsuz duygularla baş etmek yerine, dijital içeriğe kaçış eğilimi gelişebilir. Dijital bağımlılıklar, ileriki yaşlarda başka bağımlılık türlerine (madde, alışveriş, kumar vb.) geçiş riskini artırabilir. Özellikle dürtü kontrol güçlüğü yaşayan ergenlerde bu geçiş daha belirgin olabilir.
Ergenlere ve ailelerine dijital bağımlılık konusunda bilinç kazandırmak, ilk ve en etkili müdahale basamağıdır. Özellikle ebeveynlere dijital sınırlama koyma ve örnek olma becerileri kazandırılmalıdır. Dijital kullanıma yönelik işlevsiz düşüncelerin fark edilmesi ve alternatif davranışlarla değiştirilmesi, dijital bağımlılık davranışını azaltmada etkili olabilir. Ergenlerin gün içerisinde fiziksel, sosyal ve yaratıcı faaliyetlere yönelmesi sağlanmalı; böylece dijital içeriklere olan bağımlı yönelim dengelenmelidir. Okullarda uygulanacak dijital okuryazarlık, medya bilinçlendirme ve akran destek programları, koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinin önemli bir parçasıdır.
Dijital bağımlılık, ergenlerin ruh sağlığı açısından giderek önem kazanan bir risk alanıdır. Bu bağımlılık türü sadece bireysel değil, ailesel ve toplumsal dinamiklerle de ilişkilidir. Dolayısıyla müdahale yaklaşımlarının çok boyutlu ve bütüncül olması gereklidir. Ruh sağlığı uzmanlarının ergenlerle çalışırken dijital dünyayı anlamaları, bu dünyanın sunduğu risk ve fırsatları birlikte değerlendirmeleri önemlidir. Ergenlerin dijital yaşamla sağlıklı bir ilişki kurmaları, ruhsal gelişimlerini desteklemek açısından hayati bir öneme sahiptir.
Uzm.Klnik Psk. Damla Kankaya Sünteroğlu
Psk.Yaren Hilal Ergül