Doktorsitesi.com

AKRAN ZORBALIĞI

Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya
Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya
9 Ağustos 2023163 görüntülenme
Randevu Al
Okul, öğrencilerin hem kendilerini akademik olarak geliştirdikleri hem de yaşıtları ile bir araya gelip sosyal ilişkiler kurdukları bir ortamdır. Fakat özellikle okullarda karşılaşılan ve bir saldırgan davranış türü olan akran zorbalığı çocukların ve ergenlerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkilemektedir. Akran zorbalığı, çocuk ya da ergenin yaşıtı arkadaş veya arkadaşlarına yönelik olarak sözel, fiziksel veya davranışsal olarak zarar verici hareketlerde bulunmasıdır. Akran zorbalığı bir kişi tarafından uygulanabileceği gibi grup halinde de bir kişiye uygulanabilir.
AKRAN ZORBALIĞI

AKRAN ZORBALIĞI

Okul, öğrencilerin hem kendilerini akademik olarak geliştirdikleri hem de yaşıtları ile bir araya gelip sosyal ilişkiler kurdukları bir ortamdır. Fakat özellikle okullarda karşılaşılan ve bir saldırgan davranış türü olan akran zorbalığı çocukların ve ergenlerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkilemektedir. Akran zorbalığı, çocuk ya da ergenin yaşıtı arkadaş veya arkadaşlarına yönelik olarak sözel, fiziksel veya davranışsal olarak zarar verici hareketlerde bulunmasıdır. Akran zorbalığı bir kişi tarafından uygulanabileceği gibi grup halinde de bir kişiye uygulanabilir.

Zorbalığa maruz kalma riski okulun ilk yıllarında daha fazla görülürken zorbalar da daha çok son sınıflardaki öğrencilerden oluşmaktadır. Çoğunlukla yaşça daha küçük ve bedence zayıf çocuklar zorbalığa maruz kalırken, doğrudan fiziksel zorbalığa maruz kalma erkek öğrencilerde daha fazladır. Yaş aldıkça zorbalık davranışlarında kızlarda azalma olurken erkeklerde tam tersi fiziksel şiddette artma görülmektedir.

Akran zorbalığının altında aslında istediğini karşı tarafa kabul ettirme hazzı yatar. Okul öncesi dönemdeki çocukların (ort. 4-6 yaş) birbirleriyle anlamlı bir biçimde oyun oynamaya başlamalarıyla birlikte zorbalık davranışına başladıkları görülmektedir. Bu süreç içerisinde çocukların nasıl iletişim kuracaklarını bilmedikleri, istediklerini kabul edilebilir yoldan söylemeyi beceremedikleri için sözel, duygusal ve fiziksel zorbalık yoluna başvururlar. Zorbalık yapan çocuklar kendilerini olduklarından daha güçlü görmektedirler. Bu güçlü olma duygusu üzerinden aldıkları haz arttıkça ve yaş aldıkça bu davranışlar kalıplaşabilir ve çocuğun iletişim kurma becerileri bu şekilde yerleşebilir.

Zorbalık yapan çocuklar genelde sadece akranlarına karşı değil yetişkinlere karşı da olumsuz davranışlar sergileme eğilimindedir. Bu tür davranışları için birçok neden sıralayabiliriz: Sevilmeden büyüme, kendini beğenmeme ve sevmeme, başkaları tarafından sevilme beğenilme ve popüler olma isteği, her istediğinin yapılması sonucu hayır yok gibi kavramları bilmeme, kendini yetersiz hissetme, hakkı olandan daha fazlasına sahip olmak isteme vb. Akran zorbalığı mağdurları ise genellikle kendilerini tehlikeden koruyamayan, kaygılı, titiz ve öz güveni düşük olan profildeki çocuklardan oluşmaktadır. Genellikle sessiz, sakin, kavga etmeyi bilmeyen, yaşadıklarını bir yetişkinle paylaşamayan çocuklardır.

Akran zorbalığı türleri şu şekilde sıralanabilir:

Fiziksel zorbalık: Fiziksel güç içeren davranışlar olarak tanımlanabilir. Özellikle okul öncesi dönem ve ilkokulda en sık görülen zorbalık türü olarak bilinmektedir. Diğer zorbalık türlerine göre öğretmenler ve diğer kişiler tarafından kolaylıkla fark edilebilir. (Saç çekmek, tekme atmak, tükürmek, oyuncak ile vurmak...)

Sözel zorbalık: Olumsuz kanaatler veya sözel davranışlar olarak tanımlanabilir. Her sınıf düzeyinde yoğun bir şekilde görülebilir. Sözel zorbalığın öğretmenler ve diğer kişiler tarafından fark edilmesi biraz daha zor olabilir. Sıklıkla karşılaşılan sözel zorbalık şeklinin lakap takma olduğu bilinmektedir.

İlişkisel zorbalık: Sosyal ilişkileri hedef alan davranışlar olarak tanımlanabilir. Öğretmenler ve diğer kişiler tarafından fark edilmesi daha zordur ve müdahale daha azdır. Bu sebeple diğer zorbalık türlerine göre etkileri daha yaralayıcı ve ağır olabilmektedir. (Dedikodu yapmak, sırrını ortaya çıkarmak, gruptan dışlamak, taklit etmek, görmezden gelmek...)

Siber zorbalık: Teknolojik aletler (bilgisayar, tablet, cep telefonu) üzerinden yapılan davranışlar olarak tanımlanabilir. Siber zorbalıkta zorbalık yapan anonim olarak kimliğini gizleyebilir. (Sosyal medyada kötü yorum yazmak, izinsiz fotoğraf paylaşmak, özel görüşmeleri başkaları ile paylaşmak, kişi adına izinsiz hesap açmak...)

Peki çocuğun akran zorbalığına uğradığını nereden anlayabiliriz? Akran zorbalığına maruz kalan çocuklarda vücutta fiziksel yaralanmalar olabilir, okula gitmek istemezler ve bahaneler bulurlar, okula karşı nefret söylemlerinde bulunurlar, depresif davranışlarda bulunabilirler, öz güvende bir düşüş yaşarlar, evden çıkmak istemezler, okul başarısında düşme görülür, derslerine odaklanmada zorluk çekebilirler.

Akran zorbalığına maruz kalan çocukların ebeveynleri şunları yapabilir: Çocukla gün içerisinde neler yaşadığını konuşmak, ona yanında olduğunu göstermek, çocuğu yargılamadan dinlemek, ne hissettiğini sormak ve duygularını paylaşmasını sağlamak, zorbalığa uğramakta onun bir suçu olmadığını açıkça ifade etmek.

Bir ebeveyn veya öğretmenseniz, akran zorbalığına uğrayan çocukla açık iletişim kurarak mutlaka bunu konuşmalısınız. Bu süreci okulların rehberlik servislerindeki uzmanlar ve uzmanlık alanı çocuk-ergen olan psikologlarla işbirliği içerisinde ilerletmek daha hızlı ve doğru bir çözüm yolu olabilir.

Uzman Klinik Psikolog Damla KANKAYA SÜNTEROĞLU

Yazan: Psikolog Berna PEHLİVAN

KAYNAKÇA

 

https://npistanbul.com/akran-zorbaligi Erişim tarihi: 08.08.2023.

Doğan, A. ve Vural Yüzbaşı D. (2021). AKRAN ZORBALIĞI Rehber Öğretmen/Psikolojik Danışmanlar İçin Kitapçık (1. Baskı). Ankara: T.C. Millî Eğitim Bakanlığı.

Gürhan, N. (2017). Her Yönü ile Akran Zorbalığı. Türkiye Klinikleri3(2), 175-81.

Etiketler

Akran zorbalığı ile nasıl başa çıkılırakran zorbalığıakran zorbalığı nedir

Yazar Hakkında

Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya

Uzm. Kl. Psk. Damla Kankaya

Uzm. Psk. Damla KANKAYA, Almanya doğmuştur . PsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Merkezi`nin İstanbul ve Antalya şubelerinin kurucusudur.
Lisans öncesi eğitimini (ilk, orta ve lise) Nürnberg'de tamamlamıştır. Ardından başlamış olduğu Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden "Onur Öğrencisi" olarak mezun olmuş ve Psk. unvanı almıştır. Üniversite eğitimi süresince birçok ulusal kongre ve üniversite seminerlerine katılım göstermiştir. Birçok sosyal sorumluluk projesinde ve Beykent Üniversitesi Psikoloji Kulübünde asil üye olarak aktif görev yapmıştır. Ve Lisans eğitimi sırasında, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Sana Klinik Hastanesi (Almanya) stajyer psikolog olarak birçok kurum ve hastanede staj yapmış ve kendini geliştirmeyi hedeflemiştir.
Mezuniyetini takiben aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans eğitimine başlamış ve "Klinik Psikolog" olarak yüksek lisans derecesini tamamlamış ve "Evli bireylerde Cinsel Doyum Ve Aldatma Eğiliminin İlişkisi" adlı tez çalışmasını yayınlamıştır. Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji Doktora Programının Tez aşamasındadır.
2014 yılında Özel Olimpos Hastanesi- Antalya'da Psikolog olarak görev yapmıştır. Kurumsal Şirketlere yönelik Endüstriyel Psikoloji alanında danışmanlık vermektedir. Birçok Yurtiçi ve Yurtdışı Eğitimlerde Sunum ve Kongrelere Konuşmacı ve katılımcı olarak çalışmalarına devam etmektedirPsikoTerap-İST Eğitim ve Danışmanlık Danışmanlık Merkezi’nde yetişkinlere yönelik; Bireysel, Cinsel, Aile ve Çift Terapileri alanlarında hizmet sunmaktadır. İyi derecede Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Türk Psikologlar Derneği (TPD) üyesidir.
Ayrıca lisans eğitimi esnasında, Goodenough Harris Bir İnsan Çiz Testi, Bender Gestalt Görsel Motor Algılama Testi, Luisa Duss Psikanalitik Öykü Tamamlama Testi, Peabody Resim- Kelime Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Kent E.G.Y Testi, Catel 2A Zeka Testi, Cinsel Terapi Eğitimi, MMPI, WISC-R, BDT Eğitimi (Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR) , Temel Hipnoz ve İleri Hipnoz Eğitimi (Dr.Mehmet KARAV),Rorschach Eğitimi (Prof. Dr. Kadir ÖZER) ve Aile ve Çift Terapisi Eğitimlerini tamamlamıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.