Doktorsitesi.com

Sürekli Üretme Zorunluluğu: Yorgun Ruhların Sessiz Çığlığı

Psk. Mustafa Cem Oğuz
Psk. Mustafa Cem Oğuz
24 Temmuz 202528 görüntülenme
Randevu Al
Modern dünyada üretkenlik bir erdemden çok bir zorunluluğa dönüşmüştür. Sürekli çalışmak, üretmek, ‘boş durmamak’, bireyin değerini belirleyen bir kıstas gibi sunulmaktadır. Bu koşullanmalar altında kişi, zihinsel ve duygusal sınırlarını ihlal ederek kendisini tüketecek bir tempoya sürüklenebilir. Üretme zorunluluğu yalnızca iş yaşamında değil, sosyal medyada içerik üretmekten evde verimli vakit geçirme baskısına kadar uzanır.
Sürekli Üretme Zorunluluğu: Yorgun Ruhların Sessiz Çığlığı

Psikodinamik Arka Plan

Sürekli üretme zorunluluğu çoğu zaman çocuklukta değer görmekle koşullanan bir sevgi anlayışının devamıdır. ‘Yeterince çalışırsam sevilirim’, ‘başarılı olursam görülürüm’ gibi inançlar bireyi başarıya mahkûm eder. Bu bireyler durduklarında suçluluk hisseder, boş zamanları değersiz ve kendilerini tembel olarak görür. Terapide bu inançların çoğu zaman ebeveyn tutumlarına ve içselleştirilmiş eleştirel seslere dayandığı görülür.

Zihinsel Tükenmişlik ve Duygusal Uyuşma

Üretmeye zorlanan birey, uzun vadede zihinsel yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü ve tükenmişlik yaşar. Aynı zamanda üretim dışındaki anlarda anlam kaybı, boşluk ve huzursuzluk gibi duygusal belirtiler de gözlemlenir. Zamanla kişi üretmenin kendisini değil, üretmemeye dair kaygılarını yönetmeye çalışır.

Terapötik Müdahaleler

1. Kendilik değerini üretimden ayırmak: Bireyin varoluşsal değerinin üretimle ilişkili olmadığını içselleştirmesi sağlanmalıdır.
2. Boş zamanla ilişki kurmak: Danışanın boş zamanla barışması, dinlenmeyi de bir ihtiyaç olarak kabul etmesi desteklenmelidir.
3. İçsel eleştirmenle çalışma: “Tembel misin?”, “Bu kadarı yeterli değil” gibi iç seslerle yüzleşilmelidir.
4. Anlam çalışmaları: Üretimin değil, yaşamanın anlamı üzerine terapötik keşif süreci başlatılabilir.

Sonuç

Sürekli üretmek zorunda hissetmek, dışarıdan alkışlanan ama içeride derin bir yorgunluk bırakan bir döngüdür. Psikoterapi bu döngünün içinde kaybolan bireyin sesini duymasını sağlar. Çünkü bazen gerçek üretim, sadece durabilmekte ve hissedebilmekte yatar.

Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Psk. Mustafa Cem Oğuz

Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz, 1983 yılında Ankara’da doğmuştur. Psikoloji alanındaki eğitimini tamamlayarak Türkiye’de pedagojik diplomaya sahip nadir uzmanlardan biri olmuştur. Genel psikoloji alanında yüksek lisans yapmış, eğitim sürecinde okul, huzurevi ve hastane gibi farklı kurumlarda stajlar gerçekleştirmiştir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.