Sosyofobide Bilişsel Kaçınma: Düşüncelerle Savaştan Göz Temasına


1. Bilişsel Kaçınma Nedir?
Bilişsel kaçınma, bireyin olası tehlikeleri düşünmemek, duygularını bastırmak ya da zihinsel olarak kendini “uyutmak” yoluyla kaygı uyandıran durumdan uzak durma stratejisidir. Örneğin sosyofobik birey, sunum yaparken “bana bakmasınlar”, “göz teması kurmayayım” diye düşünür ve tüm dikkatini kendini sakınmaya yönlendirir.
2. Zihinle Savaşmak:
Sosyofobi yaşayan bireylerin zihninde sürekli olarak “rezil olacağım”, “kekeleyip konuşamayacağım”, “terlediğim fark edilecek” gibi düşünceler dolaşır. Bilişsel kaçınma, bu düşünceleri bastırmak ya da yok saymak için geliştirilmiş bir savunmadır. Ancak bu savaş, zihinsel enerjiyi tüketir ve anksiyeteyi artırır.
3. Göz Teması ve Kaçınma:
Göz teması sosyofobik bireyler için sıklıkla tetikleyici bir unsurdur. Kişi göz teması kurduğunda kendini daha görünür, daha kırılgan ve daha fazla yargılanabilir hisseder. Bu nedenle gözlerini kaçırır, yere bakar, başını eğer. Ancak bu davranış, karşı tarafla kurulan bağın zayıflamasına ve özgüvenin düşmesine neden olur.
4. Terapötik Müdahaleler:
- **Bilişsel Yeniden Yapılandırma:** Olumsuz inançlar (“Beni aptal sanacaklar”) belirlenir ve bunlar daha işlevsel düşüncelerle değiştirilir (“Herkes hata yapabilir, ben de insanım”).
- **Duyarsızlaştırma (Desensitizasyon):** Göz teması kurma, soru sorma gibi tetikleyici durumlar yavaş yavaş ve kontrollü şekilde maruz bırakılarak yeniden yapılandırılır.
- **Zihinsel Farkındalık:** Danışan düşünceleriyle savaşmak yerine, onları sadece fark eder ve geçmesine izin verir. “Şu anda kaygılıyım ama bu duygu gelip geçici” bakışı kazandırılır.
- **Vücut Dili ve Temsil:** Terapi odasında aynalarla çalışma, video kayıtla analiz gibi yöntemlerle danışanın sosyal ortamlardaki temsilini tanıması ve güven kazanması sağlanır.
5. İçsel Eleştirmenle Çalışmak:
Sosyofobik bireylerin zihninde yoğun bir içsel eleştirmen sesi vardır. “Bu ne biçim ses?”, “Bunu nasıl söyledin?” gibi düşünceler sosyal durumları daha da zorlaştırır. Bu iç sesle çalışmak, onu yumuşatmak ve şefkate dönüştürmek terapötik sürecin merkezindedir.
6. Duygulara Temas ve Kabulle İlerleme:
Bilişsel kaçınma, çoğu zaman duygusal temastan da kaçınmak anlamına gelir. Oysa duygular bastırıldıkça değil, hissedildikçe geçer. Terapist, danışanın korkusunu duyabilmesi, utanmayı hissedebilmesi için güvenli alan yaratır.
Sonuç olarak, sosyofobi sadece bir “utangaçlık” değil; zihinle, düşüncelerle ve duygularla verilen yoğun bir savaştır. Bu savaşı kazanmanın yolu, savaşmamak ve zihni kabulle yeniden programlamaktır. Göz teması kurmak, sadece başkasıyla değil, kendinle de temas kurmaktır. Ve bu temas, iyileşmenin anahtarıdır.
Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz