Saplantılı bağlanma modelinde kişinin kendine dair fikri negatif özellikler taşır. Kendini değersiz, sevilmeye layık olmayan, saygı , sevgi, ilgi haketmediğini düşünen bireylerdir. Partneri ise, hayatının merkezindedir. Deyim yerindeyse, onsuz yaşayamaz. Onsuz nefes alamaz. O her şeyin en iyisini bilir. En çok sevilen kişidir. Çok yakışıklıdır / çok güzeldir. Bu partner nasıl olmuş da onu sevmiştir. Kesin bir gün bırakıp gidecektir. Onu sevmesi büyük bir şanstır. Kesin aşkı bir gün bitecektir. Bitmemesi için gözünün önünden ayrılmamalıdır. Her şeyi birlikte yapmaları gerekir. Ona kötü davransa bile alttan alabilir. Zaten kendi değersizdir ve partneri çok değerlidir. O kadarcık hakaretten bir şey olmaz.
Kişi yalnız kalmamak için her ödünü vermeye razıdır. İlişkide kendisini, ihtiyaçlarını, beklentilerini bir kenara bırakır. Ve ilişkinin merkezine sadece partnerini koyar. Onun istekleri, onun yönlendirmeleri, onun kararları uygulanır. Tüm çabası partnerini memnun etmek üzerinedir. Kısaca kişinin kendine güveni çok düşüktür. Kendisini sevmez. Ve partnerine güveni ve hayranlığı çok yüksektir.
Reddedilmekten ve terkedilmekten çok korkarlar. Ve bunun olmaması için çok çabalarlar. Kıskançlık ve kuruntular çok yüksektir.
Saplantılı bağlanma geliştirmiş bireylerin erken çocukluk döneminde ebeveyniyle sorunlu bir duygusal ilişkisi olmuştur. Ebeveynin tutumları genelde tutarsızdır. Ebeveyn bazen çok destekleyici ve sevgi dolu iken bazen soğuk ve ilgisiz olmuştur. Genelde tek başına bir şey yapmasına izin verilmemiş yada yüreklendirilmemiştir. Yada bir şey yaptığında eleştirilmiş, alay edilmiştir. Tek başına yeterli olduğundan, tek başına hayatta kalabileceğinden emin değildir. Varolmak için başkalarının varlığına mecbur hissetmektedir. Çocukken sevildiğinden de sevilmeyediğinden de yüzde yüz emin değildir. Aile ne katı, reddecisi bir ailedir ne de sevgi dolu koruyucu bir aile.. Çocuğun aile ile duygusal ilişkisi tam netleşmediği için, bu duygusal karmaşa ile yetişkin olan birey benzer duygu karmaşasını ilişkilerine de yansıtır. Bir ilişkiye başladığında, tavrını, onun ihtiyaçlarına hitap edip etmediğine göre değil “terkedilmemek” ve “yalnız kalmamak” üzerine belirler. Bu sebeple çok baskıcı, kıskanç olabilir. Aşırı ilgi gösterip, boğan taraf da olabilir.
Saplantılı bağlantı geliştirmiş kişiler, ilişkilerinde;
-Sürekli iletişimde kalmak ister. mesajlaşmak, konuşmak vb.
- Partnerinin kendisinden ayrı aktiviteler yapmasınatahammülü yoktur . Partner kendi arkadaşlarıyla bir şey yapmak istediğinde rahatsız olur.
-Hayatının merkezinde partneri vardır, sürekli ondan bahsetmek ister. Kendisini de onun üzerinden tanımlar .
-Partner onun için uygun olmasa bile ilişkiyi sürdürmeye çalışır.
-Partneri ona kötü davransa bile bunu tolere eder.
-Hak etmediği tavırlar görse bile alttan alır.
Yeter ki ilişki devam etsin.
İlişkide yakınlaşmak hatta bütünleşmek isterler. Ve partnerinin kendisini, kendisinin onu sevdiği kadar sevmediğini düşünür. Yeterince sevildiğinden emin olamaz. Gördüğü ilgiden tatmin olmaz. Genelde, bu kişilerden “ insanlara çok değer veriyorum, saçımı süpürge ediyorum ama karşılığı nankörlük oluyor, terkediliyorum, bırakılıyorum ” gibi şikayetleri sıkça duyarız.