Doktorsitesi.com

Kendine Yabancılaşma: İnsan Kendi Hayatının İçinde Nasıl Misafir Olur?

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
20 Aralık 20258 görüntülenme
Randevu Al
Bazı insanlar hayatlarını anlatırken şu cümleyi kurar: “Her şey yolunda ama ben kendimi içinde hissetmiyorum.” Dışarıdan bakıldığında işleyen bir düzen, sürdürülen ilişkiler, yerine getirilen sorumluluklar vardır. Ancak iç dünyada belirgin bir kopukluk hissi yaşanır. Kişi kendi hayatına uzaktan bakıyormuş gibidir. Psikolojide bu deneyim kendine yabancılaşma olarak ele alınır.
Kendine Yabancılaşma: İnsan Kendi Hayatının İçinde Nasıl Misafir Olur?

Kendine yabancılaşma, kişinin kim olduğu, ne istediği ve ne hissettiğiyle temasının zayıflaması durumudur. Bu bir anda ortaya çıkmaz; çoğu zaman yavaş, sessiz ve fark edilmeden ilerler. İnsan bir noktada kendini değil, beklentileri yaşamaya başlar. Zamanla kendi iç sesi kısılır, dış sesler belirginleşir.

Bu yabancılaşmanın kökeni çoğunlukla erken yaşam deneyimlerine dayanır. Çocuklukta duygularına yeterince alan tanınmayan, ihtiyaçları görmezden gelinen ya da “uyumlu olmanın” ödüllendirildiği bireyler, zamanla kendilerini değil çevreyi merkeze almayı öğrenir. Böylece hayatta kalmak için geliştirdikleri bu strateji, yetişkinlikte kimlik karmaşasına dönüşebilir.

Varoluşçu psikolojiye göre insanın temel ihtiyaçlarından biri otantik olma, yani kendisiyle uyumlu yaşama hâlidir. Ancak bu otantiklik, sürekli dış taleplerle şekillenen bir yaşamda giderek kaybolur. Kişi, “ne istiyorum?” sorusunu sormayı bırakır; onun yerine “benden ne bekleniyor?” sorusu baskın hâle gelir.

Kendine yabancılaşma çoğu zaman dramatik bir krizle değil, küçük kopukluklarla başlar. Sabah uyanmakta zorlanma, eskiden keyif veren şeylerin anlamsızlaşması, karar verirken içsel bir pusulanın olmaması bu kopukluğun işaretleridir. Kişi kendini “rol yapıyormuş” gibi hissedebilir. Sosyal ilişkilerde var ama duygusal olarak orada değildir.

Psikodinamik açıdan bakıldığında, bu durum sahte benlik kavramıyla ilişkilidir. Donald Winnicott, sahte benliği; çocuğun çevresel beklentilere uyum sağlamak için geliştirdiği, ancak gerçek ihtiyaçlarını örten bir yapı olarak tanımlar. Sahte benlik uzun süre işlevsel olabilir; kişi başarılı, uyumlu ve sorunsuz görünür. Ancak gerçek benlik bastırıldıkça içsel boşluk büyür.

Nörobiyolojik olarak bu yabancılaşma, bedenle bağlantının zayıflamasıyla da ilişkilidir. Duygular yalnızca zihinsel değil, bedensel deneyimlerdir. Ancak sürekli bastırılan duygular, bedensel farkındalığı da azaltır. Kişi ne hissettiğini anlamadığı gibi bedeninin verdiği sinyalleri de kaçırır. Bu durum psikosomatik şikâyetlerle kendini gösterebilir.

Toplumsal yapı da kendine yabancılaşmayı besler. Sürekli hız, başarı ve karşılaştırma üzerine kurulu bir yaşamda durup içe bakmak zorlaşır. İnsanlar ne yaşadıklarını değil, nasıl göründüklerini düşünmeye başlar. Böylece iç deneyim yerini performansa bırakır.

Terapi sürecinde kendine yabancılaşma yaşayan bireyler sıklıkla “ben kimim?” sorusuyla gelir. Ancak bu soru, basit bir kimlik arayışından çok daha derindir. Kişi aslında kaybettiği iç temasını aramaktadır. Bu temas yeniden kurulduğunda, kişi ilk başta rahatsız edici duygularla karşılaşabilir. Çünkü bastırılan her şey, görünür olmak ister.

Kendine yabancılaşmadan çıkış, ani bir farkındalıkla değil; küçük temaslarla olur. Duyguları adlandırmak, bedeni dinlemek, istemediği şeylere “hayır” diyebilmek bu temasın ilk adımlarıdır. Amaç tamamen değişmek değil; zaten var olanla yeniden bağ kurmaktır.

Sonuç olarak kendine yabancılaşma, insanın kendini kaybetmesi değil; uzun süre kendinden vazgeçmesinin bir sonucudur. Ve vazgeçilen her şey gibi, doğru koşullarda yeniden bulunabilir.

Hazırlayan:
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz, 1983 yılında Ankara’da doğmuştur. Psikoloji alanındaki eğitimini tamamlayarak Türkiye’de pedagojik diplomaya sahip nadir uzmanlardan biri olmuştur. Genel psikoloji alanında yüksek lisans yapmış, eğitim sürecinde okul, huzurevi ve hastane gibi farklı kurumlarda stajlar gerçekleştirmiştir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.