Doktorsitesi.com

İşyerinde İyi Performansı Etkileyen Psikolojik Engeller

Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen
Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen
7 Aralık 202528 görüntülenme
Randevu Al
Bu yazı, işyerinde çalışan performansını görünmez biçimde etkileyen psikolojik engelleri ele almaktadır. Performans düşüklüğünün yalnızca teknik beceri eksikliği veya motivasyon yetersizliğiyle açıklanamayacağı, bireysel zihinsel süreçlerin, duygusal yüklerin ve örgütsel faktörlerin çalışan davranışlarını derinden şekillendirdiği vurgulanmaktadır. Zihinsel yük, kaygı, belirsizlik toleransı, mükemmeliyetçilik, onaylanma ihtiyacı, sınır koyma güçlüğü ve kurumsal baskılar gibi unsurlar, çalışanın potansiyelini tam kapasiteyle ortaya koymasını güçleştirmektedir. Makale, psikolojik engellerin performans üzerindeki etkilerini anlamaya yönelik bütüncül bir bakış sunarken, çalışan ve kurum düzeyinde iyileştirici önerilere de yer vermektedir.
İşyerinde İyi Performansı Etkileyen Psikolojik Engeller

İş hayatında performans, çoğu zaman ölçülebilir çıktılar, teknik yetkinlikler ve motivasyon düzeyi üzerinden değerlendirilir. Ancak çalışanların beklenen performansı sergilememesinin ardında çoğu zaman görünmez psikolojik engeller yer alır. İşyerinde performansı etkileyen bu içsel süreçler, çoğu zaman dışarıdan fark edilmez; kişi kendi içinde yoğun bir çaba sarf ederken bile veriminin düştüğünü gözlemleyebilir. Modern iş dünyasında artan hız, değişken beklentiler ve sürekli üretken olma baskısı, psikolojik engellerin daha fazla görünür hâle gelmesine neden olur (Boyatzis & McKee, 2021). Bu nedenle performansın psikolojik kaynaklarını anlamak, hem çalışanlar hem de kurumlar için kritik bir gerekliliktir.

Performansın önündeki en yaygın engellerden biri zihinsel yüktür. Zihinsel yük, kişinin sürekli olarak sürdürdüğü görünmez bilişsel ve duygusal taşıma hâlidir. Bu durum yalnızca iş görevleriyle ilgili düşünceleri değil, aynı zamanda kişisel sorumlulukları, gelecek kaygılarını ve çözülmemiş duygusal süreçleri de kapsar. Zihinsel yük arttıkça karar verme süreçleri yavaşlar, odaklanma güçleşir ve çalışan “meşgul ama verimsiz” bir döngüye girer. Özellikle bilgi yoğun işlerde çalışan bireylerde bu durum daha belirgin hâle gelir; araştırmalar yüksek zihinsel yükün bilişsel kapasiteyi azalttığını ve iş performansını düşürdüğünü göstermektedir (Sweller et al., 2019).

Bir diğer önemli engel kaygı temelli performans baskısıdır. İş yerinde değerlendirilme, hata yapma korkusu, yetersiz görünme endişesi ve rekabet ortamı, çalışanlarda performans kaygısının gelişmesine neden olur. Kaygı arttığında bilişsel kaynaklar tehdit algısını düzenlemeye yönelir ve kişi görevine tam odaklanmakta zorlanır. Bu durum yalnızca üretkenliği değil aynı zamanda yenilikçilik, risk alma ve problem çözme becerilerini de sınırlar (Eysenck & Derakshan, 2011). Çalışan, aslında yapabileceği bir işi dahi “yanlış yapmamak” odağıyla gerçekleştirirken performans kapasitesini küçültür.

Performansı etkileyen bir diğer psikolojik dinamik mükemmeliyetçiliktir. Mükemmeliyetçilik çoğu zaman başarıyla ilişkilendirilse de, araştırmalar bunun genellikle performansı artırmak yerine yavaşlattığını göstermektedir. Mükemmeliyetçi eğilimler, gereğinden fazla ayrıntıya odaklanma, karar verememe, işi sürekli erteleme ve bitmiş bir işi yeniden gözden geçirme davranışlarını tetikler (Flett & Hewitt, 2022). Çalışan, iyi niyetli bir çaba içinde olsa bile iş yükü artar, süreç uzar ve üretkenlik düşer. Bu durum zaman içinde tükenmişliği de tetikleyebilir.

Bazı çalışanlar için performansı engelleyen temel psikolojik faktör onaylanma ihtiyacıdır. Onaylanma ihtiyacı yüksek olduğunda, kişi iş amaçlarından ziyade başkalarının beklentilerine göre hareket etmeye başlar. Bu durum, sınır koyamama, iş yükünü reddedememe, sürekli “uygun görünme” çabası ve başkalarının değerlendirmelerine bağımlı hâle gelme gibi davranışlara yol açar. Çalışan, kendi kapasitesinin üzerinde sorumluluk alarak zamanla performansını sürdüremez hâle gelir. Bu dinamik özellikle hizmet sektöründe ve yoğun insan etkileşimi gerektiren pozisyonlarda daha belirgindir (Grant & Parker, 2009).

İşyerinde performansı etkileyen bir başka psikolojik engel belirsizliğe düşük toleranstır. Günümüz iş ortamında roller, beklentiler ve öncelikler sık değişmektedir. Belirsizliğe toleransı düşük olan çalışanlar, değişimin olduğu ortamlarda daha hızlı strese girer, karar vermede zorlanır ve risk yönetiminde tutuklaşır. Belirsizliğin kişilerde yarattığı bilişsel yük, performansın sürekliliğini olumsuz etkileyebilir. Bu durum özellikle hızlı büyüyen şirketlerde, start-up ortamlarında ve değişken görev tanımlarında daha fazla görülmektedir (Bailey & Madden, 2017).

Performansı etkileyen bireysel psikolojik süreçler kadar, çalışanın içinde bulunduğu kurum kültürü de önemli bir belirleyicidir. Mikro yönetim, çalışanların özerkliğini zayıflatır ve özgüvenlerini azaltır. Özerklik duygusu azaldığında içsel motivasyon düşer ve çalışanın üretkenliği azalır (Deci & Ryan, 2000). Benzer şekilde, rol belirsizliğiiş yükü dengesizliğipsikolojik güven eksikliği ve kurumsal iletişimde kopukluk, performansın önünde görünmez duvarlar oluşturur. Çalışan, görevlerini teknik olarak yerine getiriyor gibi görünse de, içsel motivasyon ve bilişsel enerji kaybı nedeniyle gerçek kapasitesinin altında performans sergiler.

Bu psikolojik engeller sürdürülebilir şekilde ele alınmadığında çalışan hem iş başarısı hem de genel iyilik hâli açısından risk altına girer. Ancak bu engeller geçmez değildir. Çalışan düzeyinde duygusal farkındalık geliştirme, bilişsel sadeleşme, sınır koyma becerilerini güçlendirme, öz-şefkat pratiği geliştirme ve kaygı yönetimi çalışmaları performansı belirgin biçimde iyileştirebilir. Kurumlar açısından bakıldığında ise rol tanımlarının netleştirilmesi, geri bildirim kültürünün sağlıklı hâle getirilmesi, özerkliği destekleyen liderlik yaklaşımlarının benimsenmesi ve psikolojik güven ortamı yaratılması kritik önem taşır. İş ortamında yüksek performans yalnızca bireysel bir çaba değil, çalışan ile kurum arasında kurulan karşılıklı bir sistemdir.

Sonuç olarak, işyerinde iyi performans göstermek yalnızca beceri ve motivasyondan ibaret değildir; çalışanların taşıdığı zihinsel ve duygusal yükler performansın seyrini belirleyici şekilde etkiler. Zihinsel yük, kaygı, mükemmeliyetçilik, onaylanma ihtiyacı, sınır koyamama ve kurumsal baskılar, potansiyeli gölgeleyen görünmez engeller hâline gelebilir. Bu engelleri tanımak, anlamak ve yönetmek hem çalışanların sağlıklı bir iş hayatı sürdürmesi hem de kurumların sürdürülebilir başarı elde etmesi için gereklidir.

Kaynakça 

Bailey, C., & Madden, A. (2017). Time reclaimed: Temporality and the experience of meaningful work. Work, Employment and Society, 31(1), 3–18.

Boyatzis, R., & McKee, A. (2021). Resonant leadership: Renewing yourself and connecting with others through mindfulness, hope, and compassion. Harvard Business Review Press.

Deci, E. L., & Ryan, R. M. (2000). The “what” and “why” of goal pursuits: Human needs and the self-determination of behavior. Psychological Inquiry, 11(4), 227–268.

Eysenck, M. W., & Derakshan, N. (2011). New perspectives in attentional control theory. Personality and Individual Differences, 50(7), 955–960.

Flett, G. L., & Hewitt, P. L. (2022). Perfectionism and performance: The paradox of striving. Guilford Press.

Grant, A. M., & Parker, S. K. (2009). Redesigning work design theories: The rise of relational and proactive perspectives. Academy of Management Annals, 3(1), 317–375.

Sweller, J., Ayres, P., & Kalyuga, S. (2019). Cognitive load theory. Springer.

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen

Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen

Psikolog Begümsue Taşdelen, lisans öncesi eğitimlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Psikoloji lisans programı ve beraberinde Anadolu Üniversitesi Sağlık Yönetimi lisans programına başlamıştır. Lisans eğitimleri süresince Klinik, Devlet Hastanesi ve Rehabilitasyon merkezlerinde staj yaparak onur derecesiyle mezun olmuştur. Mezuniyetin ardından Bursa Teknik Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisans programına başlayarak yüksek onur derecesiyle programdan mezun olmuştur. Ardından İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde Psikoloji Tezli Yüksek Lisans programından mezun olmuştur. Yıldız Teknik Üniversitesi Aile Danışmanlığı eğitim programınını da başarıyla bitirerek Aile Danışmanı unvanını almaya hak kazanmıştır. Şu anda kurucusu olduğu Sue Danışmanlık'ta hizmet vermektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.