İş yerinde psikolojik taciz (mobbing): bireysel ve kurumsal sonuçları üzerine bir inceleme özet:

Mobbing, bireylerin iş ortamında sistematik olarak maruz kaldığı psikolojik taciz davranışlarını tanımlar. Bu çalışma, mobbingin tanımı, türleri, bireysel psikolojik etkileri ve kurumsal düzeydeki sonuçlarını ele almaktadır. Özellikle çalışanların ruhsal sağlığı, iş tatmini ve performansı üzerindeki olumsuz etkiler ile birlikte, mobbingin örgütsel verimliliği düşürdüğü ve yüksek iş gücü devrine neden olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, bu çalışmada mobbingle baş etme stratejileri ve kurumsal önleyici yaklaşımlar üzerine de değerlendirmelerde bulunulmuştur.

İş yerinde psikolojik taciz (mobbing): bireysel ve kurumsal sonuçları üzerine bir inceleme  özet:

Mobbing, modern iş yaşamında çalışanların maruz kaldığı en ciddi psikososyal risk faktörlerinden biridir. İlk olarak Heinz Leymann tarafından kavramsallaştırılan mobbing, bir çalışanın iş yerinde sistematik olarak aşağılanması, dışlanması, itibarsızlaştırılması ve psikolojik baskıya maruz bırakılması sürecidir (Leymann, 1996). Bu süreç genellikle haftalar, aylar hatta yıllar sürebilir ve bireyin psikolojik sağlığı üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir. Mobbing yalnızca birey düzeyinde değil, örgütsel düzeyde de ciddi sonuçlara yol açmakta; verimlilik kayıpları, yüksek çalışan devri, artan devamsızlık oranları ve kurumsal iklimin bozulması gibi pek çok olumsuz sonucu beraberinde getirmektedir.

Mobbing davranışları doğrudan ya da dolaylı olabilir. Bunlar arasında söz kesme, fikirlerini görmezden gelme, küçümseme, tehdit etme, sürekli eleştirme, mesleki yetkinliği sorgulama, asılsız söylentiler yayma gibi davranışlar yer alır (Einarsen, Hoel, Zapf & Cooper, 2020). Bu tür davranışlar mağdurun benlik saygısında ciddi bir azalmaya, iş doyumunun düşmesine, aidiyet duygusunun zedelenmesine ve zamanla depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Mobbingin bireysel düzeydeki etkileri, özellikle ruh sağlığı alanında derin izler bırakmaktadır. Araştırmalar, mobbinge maruz kalan bireylerde depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve psikosomatik belirtilerin yaygın olduğunu ortaya koymuştur (Nielsen & Einarsen, 2012). Birey yalnızca iş performansında değil, sosyal yaşamında da bozulmalar yaşayabilir; güven ilişkileri zedelenir, içe kapanma ve umutsuzluk artar. Uzun süreli maruziyet durumunda ise işten ayrılma ya da mesleği bırakma gibi radikal kararlar ortaya çıkabilir.

Kurumsal düzeyde mobbingin etkileri de oldukça belirgindir. Çalışanlar arasında güvenin azalması, ekip içi iş birliğinin bozulması, yüksek oranda devamsızlık ve tükenmişlik sendromu kurumsal verimliliği düşürmektedir (Hoel, Zapf & Cooper, 2010). Ayrıca, mobbingin kurumsal prestiji zedelediği, iç ve dış paydaşlar nezdinde güvensizlik oluşturduğu ve uzun vadede insan kaynakları maliyetlerini artırdığı bilinmektedir. Nitelikli personelin iş yerinden uzaklaşması da örgütsel bilgi birikiminin kaybına yol açar.

Mobbing ile başa çıkma süreci hem bireysel hem de kurumsal stratejiler gerektirir. Bireysel düzeyde, psikolojik destek alma, durumu belgeleme, sosyal destek mekanizmalarına başvurma ve örgüt içi şikâyet yollarını kullanma önerilmektedir (Namie & Namie, 2009). Ancak bireysel çabalar tek başına yeterli olmayabilir. Kurumların önleyici ve müdahaleci politikalar geliştirmesi, eğitimler düzenlemesi, açık iletişim kültürü oluşturması ve etkili bir etik kurulu mekanizması tesis etmesi gerekmektedir. Ayrıca, yöneticilerin liderlik tarzı, adalet algısı ve çatışma çözme becerileri de mobbingin önlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Sonuç olarak, iş yerinde mobbing, çalışanların psikolojik iyilik halini tehdit eden, örgütsel yapıyı zedeleyen ve uzun vadede kurumun sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen karmaşık bir sorundur. Hem çalışanların hem de işverenlerin bu konuda farkındalık geliştirmesi, psikolojik güvenliği önceleyen bir işyeri kültürünün inşa edilmesi elzemdir. Mobbingin yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda kurumsal bir sorumluluk alanı olduğu unutulmamalıdır.

Kaynakça

Einarsen, S., Hoel, H., Zapf, D., & Cooper, C. L. (2020). Bullying and harassment in the workplace: Theory, research, and practice (3rd ed.). CRC Press.

Hoel, H., Zapf, D., & Cooper, C. L. (2010). Workplace bullying: Individual pathology or organizational culture? In S. Einarsen, H. Hoel, D. Zapf, & C. L. Cooper (Eds.), Bullying and harassment in the workplace (pp. 201–226). CRC Press.

Leymann, H. (1996). The content and development of mobbing at work. European Journal of Work and Organizational Psychology, 5(2), 165–184. https://doi.org/10.1080/13594329608414853

Namie, G., & Namie, R. (2009). The bully at work: What you can do to stop the hurt and reclaim your dignity on the job (2nd ed.). Sourcebooks.

Nielsen, M. B., & Einarsen, S. (2012). Outcomes of exposure to workplace bullying: A meta-analytic review. Work & Stress, 26(4), 309–332. https://doi.org/10.1080/02678373.2012.734709

 

Bu makale 11 Haziran 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen

Psikolog Begümsue Taşdelen, lisans öncesi eğitimlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Psikoloji lisans programı ve beraberinde Anadolu Üniversitesi Sağlık Yönetimi lisans programına başlamıştır. Lisans eğitimleri süresince Klinik, Devlet Hastanesi ve Rehabilitasyon merkezlerinde staj yaparak onur derecesiyle mezun olmuştur. Mezuniyetin ardından Bursa Teknik Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisans programına başlayarak yüksek onur derecesiyle programdan mezun olmuştur. Ardından İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde Psikoloji Tezli Yüksek Lisans programından mezun olmuştur. Yıldız Teknik Üniversitesi Aile Danışmanlığı eğitim programınını da başarıyla bitirerek Aile Danışmanı unvanını almaya hak kazanmıştır. Şu anda kurucusu olduğu Sue Psikoloji ve Danışmanlık Merkezi’nde aktif olarak danışmanlık hizmeti vermektedir. 🧷Uygulayıcısı Olduğu Psikoloj ...

Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen
Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen
Bursa - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube