İdeal kalça çizgisi

Güzellik, her kültüre göre farklılık gösteren ama aslında doğa ile bir ahenk ve denge içinde olanı tarif eden bir kavramdır. İdeal güzellikse, çekici olan, duygusal anlamda kişiye kendini iyi hissettiren, mükemmelliğe yaklaşan güzelliktir.

Plastik Cerrahide vücudu bir bütün olarak ele almak esastır. Güzellik dediğimizde de tam bir bütünden bahsetmeliyiz. Bazen beğenmediğimiz ve aklımıza takılan burnumuz, aslında çene yapımızdan kaynaklı bir sorunun görünen kısmıdır. Tek başına düzeltilmesi ne bizi memnun edecek, ne de yüzümüzün ideal güzelliğine kavuşmasını sağlayacaktır. Yüzü bir bütün olarak ele almakla beklentiler doğrultusunda çeneyi düzeltmek, belki elmacık kemiklerini biraz dolgunlaştırmak, dudakları yeniden dizayn etmek, burundan çok daha fazla önemli olacaktır ve bunu ancak aynı zamanda sanatsal bir bakış ve dokunuşa sahip Plastik Cerrah yapacaktır.

Yüzde olduğu gibi vücudun diğer bölümlerinde de bütünlük çok büyük önem taşımaktadır. Yandan baktığımızda gözümüzü rahatsız eden bir karın aslında tam aksi istikamette sarkmış bir kalçayı gözümüzden saklıyor olabilir. Bu yazımda, çok sık rastladığım ve gözden kaçtığını düşündüğüm “ideal kalça çizgisi”nden bahsedeceğim.

Kalça çizgisi, ayakta durduğumuzda, uyluk ile kalça arasında oluşan çizgidir. İdeal güzellik kavramına göre böyle bir çizgi hiç varolmamalıdır. Eğer mevcut ise de uyluk orta çizgisini geçmemelidir. Çocukluk veya erken ergenlik döneminde kalçalar henüz şişkinlik kazanıp son halini almadığı için bu çizgi ya hiç yoktur ya da sadece iç taraftadır. Ergenlikle birlikte son halini aldığında da genetik yapıya bağlı olarak oluşabilir.

Kalça-uyluk arası katlantı oluşması, sanıldığının aksine sadece kilo alındığında olmaz; kilo kaybedildiği zaman da kalçadaki zayıflama neticesinde oluşabilmektedir. Hormonal değişiklikler, hamilelikler ve genetik yapı da kalça estetiğinin bozulmasında önemli rol oynar. Genetik olarak bakarsak, bizim ülkemiz Latin Amerika ülkelerine göre bu açıdan biraz şanssız. Hatta öyle ki birden çok çizgilenme ve katlantıların varlığına dahi sıklıkla rastlamaktayız.

Ayakta dururken bir ayna yardımı ile vücudumuza sırt-kalça tarafından bakalım ve uyluk orta noktasından geçen hayali bir dikey çizgi düşünelim. Kalça altında oluşan katlantı, iç kısımdan başlayarak bu çizginin diğer tarafına (sağ kalça için çizginin sağına, sol kalça için çizginin soluna) geçmemelidir.

Kalçadaki cilt ve cilt altı yağ dokusunun, yukarıda tanımlanan kalça çizgisinin aşağısına düşmesi anlamına gelmektedir. Uyluk orta hattının iç tarafında kalan sarkmalar estetik olarak normal kabul edilir.

Kısaca düzensiz yaşam olarak tanımlayabileceğimiz, sağlıksız diyet alışkanlıkları, iş yoğunluğu içinde boğularak kendine vakit ayıramamak, fiziksel egzersizi hayatın bir parçası haline getirememek ve tüm bunlara yaşla birlikte gelen hormonal değişiklikler ve yaşa bağımlı olmaksızın genetik mirasımız da eklenince kalça bölgesinde yağlanma ve sarkmalar ortaya çıkmaktadır.

Sadece yaz aylarında değil kış aylarında da kıyafetlerde ciddi bir sorun halini alabilen bu durumun düzeltilmesi sadece cerrahi tedavi ile mümkündür.

Kalça germe adı verilen bu işlemde, sarkma ve yağ toplanma bölgelerine göre farklı germe şekilleri uygulanmaktadır. Germe işleminde fazlalık durumda olan deri soyulmakta, deri altındaki sarkıklığı oluşturan yağ dokusu yeniden şekillendirilmekte ve askılanmaktadır. Kalça bölgesindeki yağ dokusu kesinlikle çıkartılmamalıdır. Kalça-uyluk ameliyatlarında liposuction (liposakşın – yağ emme), kontür düzeltme ve alınan yağların belirli işlemlerden geçirilerek tekrar geri enjekte edilmesi işlemleri için kullanılmaktadır.  Bununla birlikte mevcut dokunun yetersiz kaldığı durumlarla da karşılaşılmaktadır; bu durumda ise kalça protezi ile ideal kalça şekli oluşturulmaktadır.

İzler, güzellik kavramında büyük önem taşıdığından, Plastik Cerrahide yapılan bütün ameliyatlarda olduğu gibi, ameliyata ait izler vücudun doğal çizgilenmeleri içine ya da  karın germede ve bu ameliyatta olduğu gibi iç çamaşırı ya da bikini içine gizlenecek şekilde planlanmaktadır.

Ülkemizde çok bilinmeyen bir kavram “ideal kalça çizgisi”... Ancak ideal güzellik kavramının artık daha çok gündemde oluşu, kadın – erkek herkesin ulaşmaya çalışması, farketmeye ve farkedilmeye önem vermesi ile vücudunu bir bütün olarak görme, kusurları gittikçe daha geniş açıdan değerlendirebilmeyi, doğru olanı uygulayabilmek için danışmanlık almayı getirdikçe Plastik Cerrahide varolan ve sürekli gelişen tekniklerle doğallığı bozmadan, doğaldan ayrılmadan gençliği korumak, ideal güzelliğe kavuşmak ve muhafaza etmek her geçen gün daha da kolay olacak.