Doktorsitesi.com

HİPERTANSİYON

Uzm. Dr. Emel Yiğit Karakaş
Uzm. Dr. Emel Yiğit Karakaş
20 Kasım 20255 görüntülenme
Randevu Al
HİPERTANSİYON TEDAVİ EDİLMEDİĞİNDE ÇOK CİDDİ SONUÇLARI OLAN SAĞLIK SORUNUDUR. KİŞİLERE GÖRE DEĞİŞEN NORMAL ARALIK ASLINDA YOKTUR. YANİ ÖLÇÜLEN TANSİYONUNUZ HEP 145/90 BULUNUYOR VE SİZ HERHANGİ BİR ŞİKAYET HİSSETMİYORSANIZ, BU DURUM ÖLÇÜLEN DEĞER SİZİN İÇİN NORMAL OLDUĞU İÇİN DEĞİL, YÜKSEK TANSİYON HASTALIĞININ SESSİZ VARLIĞI NEDENİ İLEDİR. AŞAĞIDAKİ MAKALEDE HİPERTANSİYON İLE İLGİLİ BİLMENİZ GEREKENLERİ ÖZETLEMEYE ÇALIŞTIM İYİ OKUMALAR.
HİPERTANSİYON

HİPERTANSİYON

Kelime olarak yüksek ölçülmüş olan kan basıncı anlamına gelir. Hipertansiyon tanısı en az iki farklı günde birden fazla tekrarlanan kan basıncı ölçümleri 140/90 ve üzerinde saptanması ile konur. Kan basıncı için normal aralık 100/60 ile 130/85 aralığıdır. Sağlıklı, hipertansiyonu olmayan bireyler için, kan basıncı normal aralıkta ise yani 120/80 ve altı değerler için yılda bir, 120-129/ 80-85 arası değerler için 6 ayda bir, 130-139/85-89 aralığındaki değerler için 3 ayda bir tansiyon kontrolü için muayene öneriyoruz. Ölçülen kan basıncı değerleri 120-130/80-85 aralığında ise yüksek normal tansiyon, 130-140/85-90 aralığında artmış kan basıncıdır. Artmış kan basıncı varlığı artık hastaların yaşam tarzlarını gözden geçirmeleri ve hipertansiyon gelişimini engellemek için önlem almaları gereken bir dönemdir.

Hipertansiyonda esas problem kan basıncının yüksek ölçülmesi değildir esas problem bu yüksek kan basıncının damar duvarlarına, kalp ve böbreklere verdiği zarardır. İyi tedavi edilemeyen yüksek tansiyon kalp yetmezliği ani kalp krizi, iskemik ve kanamalı inme sonucu felç gelişimi, damar endoteli hasarı ve sistemik damar sertliği, nefrosikleroz ve böbrek yetmezliği, görme bozuklukları gibi birçok nedenle orta ve ileri yaşlarda kişilerin yaşam kalitesini çok ciddi şekilde bozmakta ve istenmeyen ani ölümlere neden olabilmektedir. Hipertansiyon da tıp ki şeker hastalığı gibi mutlaka tedavi edilmelidir. Kişilere göre normal olan yüksek bir değer yoktur. Klinik pratikte hastalardan en çok duyduğumuz söz ‘hocam benim tansiyonum hep böyle yüksektir, bu benim normalim ben bu değerlere alışığım’ sözleri oluyor. Oysa ki durum hiç de öyle değildi. 140/90 ve üzeri ölçülen her kan basıncı her insanoğlu için yüksektir ve mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavi edilmez ise yukarıda saydığımız komplikasyonlar ve organ hasarları mutlaka gelişir. Hipertansiyonun bulgu vermemesi yani hastanın bu kan basıncını hissetmemesi hasar yapmadığı anlamına gelmez. Ani gelişmiş kalp krizleri, beyin kanamaları ve iskemik inmelerin böbrek yetmezliklerin altında mutlaka uzun süredir fark edilmemiş hipertansiyon çıkmaktadır. İşte tam da bu nedenle tıp camiası hipertansiyona ‘SESSİZ KATİL’ adını vermiştir.

Kaldı ki tedaviye başlayabildiğimiz hastaların çoğu aslında ilaç sonrası rahatladıklarını vücudunun hafiflediğini hissettiklerini, uykuya daha rahat dalıp dinlenmiş kalkabildiklerini, günlük hayatlarında yol yürürken merdiven çıkarken daha az zorlandıklarını fark etmektedirler. Bu hastaların çoğu aslında fark etmedikleri rahatsızlıklarını onlar düzeldikten sonra anlamlandırır hale gelirler.

Hipertansiyon tedavisi verirken yine şeker hastalığında tedaviye başlarken rastladığımız ilaçlara bağımlı hale gelecekleri, ilaçların böbreklerine dokunacağı korkusu çok yaygındır. Oysa hipertansiyon da ilk saptandığı andan itibaren hastalar gerekli yaşam tarzı değişikliğini yapabilirler ise çoğunlukla aylık kontrollerde ilaçları gerektiğinde azaltıp kesebiliyoruz.

Tabi tedavi planı aynı şeker hastalığında olduğu gibi altta yatan nedene göre yapılmaktadır. Hipertansiyonun %80-90’ı primer hipertansiyon dediğimiz altta hipertansiyona neden olacak bir organ fonksiyon bozukluğu olmaksızın gelişir. Primer hipertansiyonun hazırlayıcı tetikleyici faktörleri vardır. Bunların bir kısmı düzeltilebilir bir kısmı da düzeltilemez nedenlerdir.

Primer hastalık için risk oluşturan faktörler şöyledir:

Genetik yatkınlık, aşırı tuz tüketimi, azla kilo alımı ve insülin direnci, hücre içi sodyum ve kalsiyum artışı düşük doğum ağırlığı, stresli kişilik yapısı, aşırı alkol alımı, sigara içimi, hareketsiz yaşam şekli, düşük potasyum alımı

Sekonder hipertansiyon diye adlandırdığımız durumlar ise genellikle endokrin organlarda (tiroid, böbrek üstü bezleri, paratiroid bezi, hipofiz bezi) adenom veya hiperplazi olarak adlandırdığımız hormon üretiminin arttığı hastalıklar, böbrek parankim bozukluğu veya böbrek kanlanmasının bozulduğu vasküler (renovasküler) patolojiler sonrası ve uyku apne sendromu, aort damarının doğumsal olarak daralması gibi nedenler sonucu oluşur.

Sekonder hipertansiyonda nedene yönelik tedavi hedeflenir iken primer hipertansiyonda asıl hedef kan basıncını olması gereken ideal seviyelere 130/80’ nin altına düşürmek ve hipertansiyonu kalp, böbrek ve damar yatağına zarar vermesini önlemektir.

Hipertansiyon her seviyede hemen medikal tedaviye ihtiyaç duymayabilir. Evre 1 hipertansiyon diye adlandırdığımız 140/90 ile 160/100 arası ölçülen hipertansif hastalar eğer hipertansiyona ait acil klinik bulgulara sahip değiller ise öncelik 1 hafta kadar tuz kısıtlaması ve uygun diyet ile takip edilebilirler.

Ancak hipertansiyona ait acil klinik bulguları var ise; nedir bu bulgular, baş ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bulanık görme, vücudunun bir tarafında uyuşukluk veya bilinç bulanıklığı, hemen hastaya uygun ilaçlar ile tedaviye başlanmak zorundadır. Evre 2 hipertansiyon yani 160/100 ve üzeri ölçülen yüksek tansiyonda bulguları olsun veya olmasın mutlaka tedaviye başlamak isteriz. Çünkü hastaları fark ettiğimiz ana kadar gecen sürede bu hasta artmış kan basıncı ve evre 1 hipertansiyon evresinde yaşamış ve geçirdiği bu süre içinde kılcal damar düzeyinde damar endotel hasarı gelişmiş olma ihtimali çok yüksektir.

Ayrıca sık ve düzenli tansiyon takibini yaptırdığını belirten bir hasta aniden evre 2 ve üstü yüksek tansiyon değerleri ile bize başvuruyor ise hastayı hem hemen tedavi planına alınmalı hem de sekonder hipertansiyon nedenleri açısında ileri tetkik edilmeliyiz.

Evet hipertansiyonda tedavi hedefi tansiyonu 130/80’in altına indirmektir. Bundan 20 yıl önce bilimsel çevre 140/90’ın altını yeterli görür iken elde edilen bilimsel çalışmalar bu değeri 130/80’in altına düşürmüştür.

Hipertansiyon tedavisinde hedefe ulaşmamızı sağlayan en önemli faktör hastanın önerilen yaşam tarzı değişikliğine uyması, sigara içiyor ise onu bırakması, yeterli ve düzenli gece uykusu uyumasıdır. Evet hep söyleyip durduğumuz yaşam tarzı değişikliği nedir biraz da onu açıklayalım. Hipertansiyon özelinde konuşur isek sigara kullanımını en başa koymak istiyorum. Çünkü 16 yıllık iç hastalıkları uzmanlığı pratiğimde tansiyonunu düşüremediğim yegâne hasta profili ısrarla sigara içmeye devam edenler oldu. Sigara ne mi yapıyor polikliniğime gelen hastalar benden çokça dinlemiştir; kullanılan her dal sigara tansiyonu 30 dk boyunda 5-10 mmHg yükseltir. Günde 20 dal içtiğiniz düşünelim bu da 10 st boyunca tansiyonunuzun olması gerekenden daha yüksekte kalması demek oluyor. Yani tansiyonunuz tek ilaç ile 130’ a düşecek iken135-140 da kalıyor ve siz hedefe ulaşamamış ve vasküler yapınızı koruyamamış oluyorsunuz. Peki biz bu durumda ne yapıyoruz ilaç dozunuzu arttırıyor veya ek ilaç ekliyoruz sizi bir şekilde 130/80 değerinin altında tutmaya çalışıyoruz.

2. en sık gördüğüm neden ise diyete özellikle de tuz tüketimine dikkate dilmemesi geliyor. Türkiye toplumu olarak tuzu seviyoruz ve günlük beslenmemizde dünya sağlık örgütünün önerdiği 5 g /gün (yaklaşık 1 çay kaşığı) miktarından çok daha fazla miktarlarda tuz alıyoruz.

Tabi bu iki en sık nedene stresli bir yaşam şekli vardiyalı çalışma düzeni, isteğe bağlı olarak yeterli gece uykusu uyunmaması gibi birçok bireysel farklılıkta nedenler ekleniyor. Kişiye bağlı bu nedenler dışında takipte eklenen organ patolojileri böbrek ve hormon bozuklukları tansiyon tedavisinde hedef değerlere ulaşmamızı engelliyor. Karşılaştığımız bu sorunların hepsi hasta özelinde çözümler gerektiriyor.

Hipertansiyon hastalarını nasıl takip ediyoruz. Öncelikle eğer hastanın tansiyonunu ilk kez biz yüksek ölçtük isek hastaya tuz ve ultra işlenmiş ve aşırı yağlı gıdalar hakkında önerilerde bulunup 1 hafta boyunca ev ve iş ortamında tansiyonunu ölçmesini takiplerini yazmasını istiyoruz. Çünkü hastanın kendi ortamında kan basıncını ölçüp kaydetmesi bizim muayene koşullarında ölçtüğümüzden daha kıymetli oluyor. Bu şekilde beyaz önlük hipertansiyonu dediğimiz yalancı yüksek tansiyonu veya poliklinik şartlarında düşük ev ortamında yüksek seyreden maskeli hipertansiyon durumlarını ekarte edebiliyoruz. Ev ölçümü ortalaması 135/85 ve üzeri ise hipertansiyon tanısı koyuyoruz. Evde kendi kan basıncı ölçümlerinin sağlıklı olmadığını düşünür isek holter (ambulatuvar kan basıncı ölçümü ile) tansiyon ölçümü dediğimiz 24 saatlik kan basıncı ölçümü yapan cihazları hastalarımızın koluna takıp otomatik ölçümler yapıp kaydetmesini sağlıyoruz. Bu şekilde hastanın ölçüm tekniklerinden kaynaklanabilecek hataları dışlamış, dipping (normalde uykuda KB’nin düşmesi) varlığının araştırılmasını da yapmış oluyoruz. Bireyin uyanık olduğu saatlerde yapılan ambulatuvar KB ölçüm değerleri ortalaması ≥135/85 mmHg veya 24 saatlik ölçüm ortalaması ≥130/80 mmHg ise hipertansiyon tanısı koyuyoruz. Tabi bu ev ölçümlerinde tam istirahat yani uyku anındaki tansiyon için hipertansiyon sınırı 120/70 mmHg’ dır bunu da ek bilgi olarak eklemek gerekiyor, çünkü bazı hastaların tansiyonunun sadece istirahat ve uyku anında normalden sapmış bulabiliyoruz.

Artık hipertansiyon tanısı koymuş isek ayrıntılı laboratuvar tetkikleri ile altta yatan böbrek kaynaklı, hormonal ve kardiyak kökenli hipertansiyon oluşmasına neden olabilecek patoloji var mı ona bakıyoruz. Nedene yönelik tetkikler sonrası sekonder hipertansiyon saptadık ise nedene yönelik tedaviye yöneliyoruz. Primer hipertansiyon veya esansiyel hipertansiyon tanısı koymuş isek hastanın yaşı, cinsiyeti, yaşam şekline, ek organ patolojilerinin varlığına göre uygun medikasyona yani ilaç seçimine başlıyoruz. Elbette ki bazı ilaçların hastaların yaşam kalitesini bozan öksürük, uykusuzluk, bacaklarda şişme, gibi yan etkileri olabiliyor ancak çoğu zaman önceden ön göremediğimiz bu yan etkileri gördüğümüzde hastalar için uygun olan ilaçlar ile değişim yapıyoruz. Bir hipertansiyon hastası mutlaka ek metabolik bozukluklar, kan şekeri yüksekliği, insülin direnci varlığı ve kolesterol yüksekliği açısından da tetkik edilmeli ve saptanan ek patolojileri de mutlaka tedavi edilmeli. Hipertansiyonun seyrinde gelişebilecek damar hasarları açısından yılda en az 1 kez göz dibi muayenesi yapılmalı, her 3 aylık takiplerde böbrek fonksiyonları ve protein kaçağı açısından yakından izlenmelidir. Hipertansiyonu kötü kontrolü ile ortaya çıkan sol ventrikül hipertrofisi, olası asemptomatik iskemik kalp hastalıkları açısından duvar hareket kusurları varlığı ve kalp kapak darlıkları açısından mutlaka ekokardiyografi ile değerlendirilmesi amacı ile kardiyoloji muayenesi tanı anında ve yıllık kontrollerde yapılmalıdır.

Uygun ilaç seçimi sonrası hastalarımıza mutlaka boyuna kilosuna yaşam temposuna uygun tuzdan fakir hipertansiyonu durdurmak için planlanan diyet anlamına gelen İngilizce ilk harfleri ile oluşturulmuş diyeti öneririz. (DASH: Dietary Approaches to Stop Hypertension) aslında bu liste Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı bir yaşam için önerdiği Akdeniz diyetinden çok da farklı değildir.

Hasta ile uyum içinde hazırlanmış diyet sonrası mutlaka egzersiz ve sedanter hayat tarzından çıkmayı öneririz. Egzersizden kasıt illaki bir spor salonuna kaydolup oradaki aletleri kullanmak değildir. Evde kendi ortamınızda yapabileceğiniz aerobik egzersizler ve mümkün olduğunca araba ve asansör kullanılmadan yapılan günlük rutinler hipertansiyon ve metabolik hastalıklar açısından sizin için hayat kurtarıcı olacaktır. Amerikan Kalp Cemiyetinin öneri sayfasında olduğu için paylaşmakta sakınca görmediğim ve benim de bu güne kadar hastalarıma sıkça önerdiğim You Tube’ dan çok kolay ulaşabileceğiniz evde yürüyüş egzersizleri (Walk at Home with Leslie Sansone) hem hipertansiyon hem diyabet, hem obezite, hem karaciğer yağlanması, hem insülin direnci problemleriniz için size çok iyi gelecektir.

Sonuç olarak hipertansiyon ciddi bir sağlık problemidir, sizin sağlıklı yaşlanmanıza engel olur yaşam kalitenizi bozar ve mutlaka tedavi edilmelidir. Hipertansiyonun tedavisi sadece ilaçlar ile değildir sağlıklı beslenme, kaliteli ve düzenli uyku, sigarayı bırakma ve düzenli egzersiz ilaçlar kadar etkilidir.

http://www.emelyigitkarakas.com

 

Etiketler

HİPERTANSİYONTANSİYON HASTALIĞI

Yazar Hakkında

Uzm. Dr. Emel Yiğit Karakaş

Uzm. Dr. Emel Yiğit Karakaş

Uzm. Dr. Emel Yiğit Karakaş, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2003 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tamamlayarak 2009 yılında 2009 Uzmanı olmuştur. 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.