Doktorsitesi.com

Hep Anlayışlı Olmak: Sağlıklı Bir Özellik mi, Yoksa Görünmeyen Bir Yük mü?

Uzm. Psk. Emir Keteci
Uzm. Psk. Emir Keteci
20 Temmuz 202531 görüntülenme
Randevu Al
Anlayışlı olmak çoğu zaman erdem gibi görünür. Peki ya sınır koyamamak, sevilmek için kendini bastırmak ve hep fedakâr olmak? Bu yazıda, aşırı anlayışlı olmanın psikolojik temellerini ve ilişkiler üzerindeki etkilerini ele alıyoruz.
Hep Anlayışlı Olmak: Sağlıklı Bir Özellik mi, Yoksa Görünmeyen Bir Yük mü?

“Ben hep anlayışlıyımdır.”
İlk bakışta oldukça olgun, hatta erdemli bir yaklaşım gibi görünebilir. İnsanları kırmayan, alttan alan, idare eden, empati kuran bir insan... Kim istemez ki böyle biriyle ilişki kurmayı?

Ama terapi odasında bu cümlenin arkasına bakıldığında, çok farklı bir tablo çıkabiliyor karşımıza.
Çünkü “aşırı anlayışlı” olmak çoğu zaman bir tercih değil, bir savunma mekanizmasıdır.

Aşırı Anlayışın 1. Nedeni: Sınır Koyamamak

Kişi başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyar.
Hayır diyemez.
İtiraz edemez.
Haksızlığa uğrasa bile bunu dile getiremez.

Bu durum genellikle çocuklukta öğrenilir. Aile içinde fazla uyum beklenen, duygularını ifade etmesine izin verilmeyen çocuklar, büyüdüklerinde ‘problem çıkarmamak’ adına hep anlayışlı olmaya çalışırlar. Çünkü zihinleri şöyle çalışır:

“Eğer idare edersem, sorun çıkmaz. Sorun çıkmazsa, terk edilmem.”

Ama bu uyum uzun vadede tükenmişliğe yol açar. İçeride bastırılan öfke, üzüntü, kırgınlık birikir ve ilişkilerde pasif agresif tavırlarla, içten içe kopuşlarla sonuçlanır.

Aşırı Anlayışın 2. Nedeni: Sevilmek İçin Kendini Bastırmak

Bazı insanlar için ‘iyi olmak’, sevilmenin ön şartıdır.
Özellikle duygusal olarak ihmâl edilen ya da sevgiyi koşullu yaşayan bireyler, ilişkilerde sürekli fedakâr olurlar.

“Ben olmasam bu ilişki yürümez.”
“Ben anlamazsam kim anlayacak?”
“Ne yapayım, yine de kıyamıyorum...”

Bu tür cümleler tanıdık geliyorsa, orada sağlıklı bir eşitlikten değil, onay alma ihtiyacından söz ediyor olabiliriz. Kişi kendi ihtiyaçlarını bastırdıkça, görünmeyen bir yük taşır:

Sürekli veren ama karşılık göremeyen bir rol.

Ve zamanla bu rol kırgınlığa, değersizlik hissine ve hatta depresyona evrilebilir.

Anlayış Nerede Biter, İhmal Nerede Başlar?

Gerçekten olgun, sağlıklı bir anlayış; kişinin hem karşısındakini hem kendini dikkate aldığı noktada başlar.
Eğer sadece karşıdakini düşünüyorsanız ve kendinizden sürekli ödün veriyorsanız…
Orada anlayıştan çok, kendini ihmal söz konusudur.

Bu farkı görebilmek ise, değişimin ilk adımıdır.

Sonuç

Hep anlayışlı olmak bir erdem gibi görünse de…
Sürekli olarak kendi ihtiyaçlarınızı bastırmak, zamanla ruhsal sağlığınızı zedeler.
Gerçek ilişki, sadece anlamakla değil, anlaşılmakla da mümkündür.

Etiketler

Anlayışlı olmak Sınır koymak Tükenmişlik İlişki psikolojisi Kendini feda etmek Psikolojik danışmanlık Klinik psikolog Bursa Yetişkin psikoterapi Kendini ifade etmek Onay ihtiyacı Sağlıklı ilişkiler Duygusal yük Terapi süreci Psikolojik destek Kendini anla

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Emir Keteci

Uzm. Psk. Emir Keteci

1992 Bursa doğumlu olan Klinik Psikolog Emir Keteci lise öğrenimini Turhan Tayan Anadolu Lisesinde tamamladı. Ardından Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Lisans stajını Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Erişkin Psikiyatri Anabilim Dalında tamamladı. Burada bulunduğu süre zarfında tüm poliklinik, yataklı servis ve elektro konvülsif terapi uygulamalarına katıldı. Lisans mezuniyetinden sonra Bursa’da bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde psikolog unvanıyla özel eğitim gereksinimli çocuklarla çalıştı. Ardından Üsküdar Üniversitesinde Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitimine başladı. Yüksek Lisans eğitimi süresince yaklaşık 1.5 yıl boyunca NP Feneryolu Tıp Merkezinde Psikolog olarak süpervizör denetiminde psikoterapi uygulamalarında bulundu. Bu süre zarfında Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR’dan ”Bilişsel Davranışçı Psikoterapi” eğitimleri, CETAD’dan Cinsellik ve Cinsel İşlev Bozuklukları Temel Eğitimi aldı. Dr. Nevin DÖLEK tarafından verilen ”Yas Danışmanlığı” eğitimini tamamladı. ‘’İntihar Yönelimli Hastalarla Çalışma’’ eğitimini ise Uzm. Dr. İmbat TAŞKIN’dan aldı. Asena Yurtsever’den EMDR Terapisi Eğitimi tamamladı. Yüksek Lisans sonrası çocuk ve ergen psikolojisi alanında eğitimler almaya başladı. Mehmet Teber tarafından verilen ‘’Çocuk Merkezli Oyun Terapisi’’, ‘’Çocuk ve Ergende Cinsel Kimlik ve Eşcinsellik’’ ve ‘’Çocuk Psikolojisi’’ eğitimlerini ve oyun terapisi süpervizyon sürecini tamamladı. Askerliğini yedek subay olarak psikolog göreviyle Jandarma İstihbarat Okul Komutanlığında tamamladı. Burada askeri öğrencilere yönelik psikolojik danışmanlık faaliyetlerini yürüttü, subay-astsubay mülakatlarında psikolog göreviyle mülakat komisyon üyeliği yaptı ve bazı akademik çalışmalara katıldı.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.