Hep Anlayışlı Olmak: Sağlıklı Bir Özellik mi, Yoksa Görünmeyen Bir Yük mü?

“Ben hep anlayışlıyımdır.”
İlk bakışta oldukça olgun, hatta erdemli bir yaklaşım gibi görünebilir. İnsanları kırmayan, alttan alan, idare eden, empati kuran bir insan... Kim istemez ki böyle biriyle ilişki kurmayı?
Ama terapi odasında bu cümlenin arkasına bakıldığında, çok farklı bir tablo çıkabiliyor karşımıza.
Çünkü “aşırı anlayışlı” olmak çoğu zaman bir tercih değil, bir savunma mekanizmasıdır.
Aşırı Anlayışın 1. Nedeni: Sınır Koyamamak
Kişi başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyar.
Hayır diyemez.
İtiraz edemez.
Haksızlığa uğrasa bile bunu dile getiremez.
Bu durum genellikle çocuklukta öğrenilir. Aile içinde fazla uyum beklenen, duygularını ifade etmesine izin verilmeyen çocuklar, büyüdüklerinde ‘problem çıkarmamak’ adına hep anlayışlı olmaya çalışırlar. Çünkü zihinleri şöyle çalışır:
“Eğer idare edersem, sorun çıkmaz. Sorun çıkmazsa, terk edilmem.”
Ama bu uyum uzun vadede tükenmişliğe yol açar. İçeride bastırılan öfke, üzüntü, kırgınlık birikir ve ilişkilerde pasif agresif tavırlarla, içten içe kopuşlarla sonuçlanır.
Aşırı Anlayışın 2. Nedeni: Sevilmek İçin Kendini Bastırmak
Bazı insanlar için ‘iyi olmak’, sevilmenin ön şartıdır.
Özellikle duygusal olarak ihmâl edilen ya da sevgiyi koşullu yaşayan bireyler, ilişkilerde sürekli fedakâr olurlar.
“Ben olmasam bu ilişki yürümez.”
“Ben anlamazsam kim anlayacak?”
“Ne yapayım, yine de kıyamıyorum...”
Bu tür cümleler tanıdık geliyorsa, orada sağlıklı bir eşitlikten değil, onay alma ihtiyacından söz ediyor olabiliriz. Kişi kendi ihtiyaçlarını bastırdıkça, görünmeyen bir yük taşır:
Sürekli veren ama karşılık göremeyen bir rol.
Ve zamanla bu rol kırgınlığa, değersizlik hissine ve hatta depresyona evrilebilir.
Anlayış Nerede Biter, İhmal Nerede Başlar?
Gerçekten olgun, sağlıklı bir anlayış; kişinin hem karşısındakini hem kendini dikkate aldığı noktada başlar.
Eğer sadece karşıdakini düşünüyorsanız ve kendinizden sürekli ödün veriyorsanız…
Orada anlayıştan çok, kendini ihmal söz konusudur.
Bu farkı görebilmek ise, değişimin ilk adımıdır.
Sonuç
Hep anlayışlı olmak bir erdem gibi görünse de…
Sürekli olarak kendi ihtiyaçlarınızı bastırmak, zamanla ruhsal sağlığınızı zedeler.
Gerçek ilişki, sadece anlamakla değil, anlaşılmakla da mümkündür.