Doktorsitesi.com

İçimdeki Alarm Neden Hiç Susmuyor?

Uzm. Psk. Emir Keteci
Uzm. Psk. Emir Keteci
12 Temmuz 2025272 görüntülenme
Randevu Al
Bu yazıda, kişinin ortada gerçek bir tehdit yokken sürekli tetikte hissetmesinin ardında yatan evrimsel, bilişsel ve duygusal nedenler ele alınmıştır. Beynin tehdit algısının tarihsel kökenleri, düşünce kalıplarının bu alarm halini nasıl beslediği ve geçmiş deneyimlerin bugünkü bedensel tepkilere nasıl yansıdığı açıklanmıştır. Yazı, bu sürekli alarm halinin anlaşılabilir nedenlere dayandığını vurgularken, kişinin içsel dengesini yeniden kurmasının mümkün olduğunu ifade etmektedir.
İçimdeki Alarm Neden Hiç Susmuyor?

Bazı insanlar sürekli bir tedirginlik hâlinde yaşar. Ortada gerçek bir tehdit olmasa bile vücutları gergin, zihni huzursuzdur. Gece uyuyamamak, anda kalamamak, iyi giden bir anda bile “bir şey olacakmış” hissiyle yaşamak oldukça yaygındır. Bu durum çoğu zaman “kaygı” olarak adlandırılsa da, yalnızca güncel stres kaynaklarıyla açıklanamaz. Bu sürekli alarm hali, zihinsel süreçlerimiz, bedenimizin tehdit algısı ve geçmişte yaşanmış ancak hâlâ etkisini sürdüren duygusal izlerle yakından ilişkilidir.

Beynin Tehdit Algısı Neden Hiperaktif Hale Gelir?

İnsan beyni, binlerce yıl boyunca hayatta kalabilmek için çevresindeki tehlikeleri hızlıca fark etmek ve tepki vermek üzere şekillenmiştir. Bu nedenle tehdit algısı çok hassastır ve çoğu zaman ihtiyacın ötesinde tetikte kalır.

Modern dünyada ise gerçek tehlikelerin yerini günlük stres kaynakları almış olsa da, beynin bu “alarm sistemi” hâlâ geçmişin mantığıyla çalışır.
Böylece ortada gerçek bir risk olmasa da, kişi kendini sürekli bir tehlike varmış gibi gergin, huzursuz ya da tetikte hissedebilir.

Zihin Bu Alarmı Nasıl Büyütür?

Bedenin verdiği sinyallere, zihinsel yorumlar eşlik eder. Günlük yaşamda pek çok kişi şunları düşünür:

  • “Ya yine kötü bir şey olursa?”

  • “Bu his geçmeyecek.”

  • “Kendimi kontrol edemem.”

Bu düşünceler fark edilip sorgulanmadığında, zihin alarmı susturmak yerine daha da büyütür. Bedende zaten var olan gerginlik, zihin tarafından desteklenerek daha yoğun bir kaygıya dönüşür. Kişi hem fiziksel hem de zihinsel düzeyde sürekli bir tehdit altındaymış gibi yaşamaya başlar.

 Beden ve Zihin Gerçekte Neye Tepki Veriyor?

Bazen bu alarm hali, bugünkü bir duruma değil; geçmişte yaşanmış ama tam olarak sindirilememiş bir deneyimin izine tepki veriyor olabilir.
Küçük yaşta yalnız bırakılmış birinin, bir yakını geç kaldığında hissettiği panik; sürekli eleştirilen birinin bir toplantıya hazırlanırken yaşadığı kasılma ya da gerginlik... Bunlar, bugüne değil, geçmişten gelen kayıtların tetiklenmesine bağlı olabilir.

Zihnin ve bedenin birlikte verdiği bu tepkiler, çoğu zaman bilinçli olarak hatırlanmayan ancak iç dünyada etkisini sürdüren duygusal izlerden beslenir. Bu tür tepkiler çalışıldığında kişi, içsel alarm sistemini yeniden kalibre edebilir; geçmişin gölgesinden çıkıp bugüne daha sağlam şekilde köklenebilir.

çinizde hiç durmayan bir alarm hissi varsa, bu zayıflık değil; zihninizin ve bedeninizin sizi korumaya çalışmasının bir işareti olabilir. Ancak bu sistem artık size hizmet etmiyorsa, onu yeniden düzenlemek mümkündür.

Bu alarmın nasıl çalıştığını fark etmek, onu tetikleyen düşünce kalıplarını tanımak ve bedensel duygusal izleri ele almak; hem zihinsel hem de fiziksel olarak daha sakin, daha sağlam bir iç dengeye ulaşmanızı sağlar.

Etiketler

kaygı bozukluğu, sürekli endişe hali, iç sıkıntısı, huzursuzluk hissi, geçmiş travmalar, tetiklenme hali, anksiyete nedenleri, gerginlik hissi, anda kalamama, içsel alarm sistemi, panik hali, travma sonrası duygular, duygusal tepkiler, bilinçdışı stres, g

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Emir Keteci

Uzm. Psk. Emir Keteci

1992 Bursa doğumlu olan Klinik Psikolog Emir Keteci lise öğrenimini Turhan Tayan Anadolu Lisesinde tamamladı. Ardından Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Lisans stajını Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Erişkin Psikiyatri Anabilim Dalında tamamladı. Burada bulunduğu süre zarfında tüm poliklinik, yataklı servis ve elektro konvülsif terapi uygulamalarına katıldı. Lisans mezuniyetinden sonra Bursa’da bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde psikolog unvanıyla özel eğitim gereksinimli çocuklarla çalıştı. Ardından Üsküdar Üniversitesinde Klinik Psikoloji Yüksek Lisans eğitimine başladı. Yüksek Lisans eğitimi süresince yaklaşık 1.5 yıl boyunca NP Feneryolu Tıp Merkezinde Psikolog olarak süpervizör denetiminde psikoterapi uygulamalarında bulundu. Bu süre zarfında Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR’dan ”Bilişsel Davranışçı Psikoterapi” eğitimleri, CETAD’dan Cinsellik ve Cinsel İşlev Bozuklukları Temel Eğitimi aldı. Dr. Nevin DÖLEK tarafından verilen ”Yas Danışmanlığı” eğitimini tamamladı. ‘’İntihar Yönelimli Hastalarla Çalışma’’ eğitimini ise Uzm. Dr. İmbat TAŞKIN’dan aldı. Asena Yurtsever’den EMDR Terapisi Eğitimi tamamladı. Yüksek Lisans sonrası çocuk ve ergen psikolojisi alanında eğitimler almaya başladı. Mehmet Teber tarafından verilen ‘’Çocuk Merkezli Oyun Terapisi’’, ‘’Çocuk ve Ergende Cinsel Kimlik ve Eşcinsellik’’ ve ‘’Çocuk Psikolojisi’’ eğitimlerini ve oyun terapisi süpervizyon sürecini tamamladı. Askerliğini yedek subay olarak psikolog göreviyle Jandarma İstihbarat Okul Komutanlığında tamamladı. Burada askeri öğrencilere yönelik psikolojik danışmanlık faaliyetlerini yürüttü, subay-astsubay mülakatlarında psikolog göreviyle mülakat komisyon üyeliği yaptı ve bazı akademik çalışmalara katıldı.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.