Doktorsitesi.com

DEPRESİF BOZUKLUK

Prof. Dr. Seher AKBAŞ
Prof. Dr. Seher AKBAŞ
21 Eylül 202277 görüntülenme
Randevu Al
DEPRESİF BOZUKLUK
DEPRESİF BOZUKLUK

Çocuk ve Gençlerde Depresif bozukluk

 

1970'lerde çocuklarda erişkinlere benzer depresyonun görülmediği zannediliyordu. Bugün ise erken çocukluk döneminden itibaren çocuklarda da depresyonun görüldüğünü ger gelişimsel döneme göre özgül belirtiler ortaya çıktığını biliyoruz.

Bebeklik döneminde anneden ya da primer bakım verenden ayrılık sonrası "anaklitik depresyon" dediğimiz bebeklik depresyonu görülür. Bu bebekler başlangıçta, ağlama, huzursuzluk, uykusuzluk şeklinde yakınmalar ortaya çıkarırken anneden yoksunluğun devam ettiği durumlarda bitkin, halsiz, durgun, iştahsız, kabızlık şeklinde belirtilere dönüşerek tablo ağırlaşabilir. Çevreye ilgi göstermeleri azalır.

Ilkokul döneminde ortaya çıkan depresyonlarda genetik yatkınlık ya da olumsuz yaşam olayları söz konusu olabilir. Ebeveyn kaybı, ayrılığı, yer değişikliği, okul değişikliği, karşılaştığı travmalar gibi. Bu yaş grubunda moralsizlik, sinirlilik, huzursuzluk, oyun oynamak istememe, can sıkıntısı, sevilmediğini düşünme, kaygılar, uyku sorunları, davranış sorunları, korkular, idrar, kaka kaçırma şeklinde belirtiler ortaya çıkabilir. Çocuk isteksiz ve mutsuzdur. Eskiden yaptığı keyif aldığı etkinlikleri yapmak istemez.

Gençlik döneminde belirtiler sinirlilik, mutsuzluk, isteksizlik, kendine güvende azalma, içe kapanma, değersizlik düşünceleri, kendine güvende azalma, karamsarlık, dikkat sorunları, uyku ve iştah sorunları, yaşamla ilgili olumsuz düşünceler, intihar düşünceleri veya girişimi şeklinde belirtiler görülür. İsteksizlik günlük yaşamla, ilgi alanlarıyla olabileceği gibi okulla da ilgili olabilir ve bu gençler okula devam sorunları yaşarlar. Dikkat ve unutkanlıkla ilgili belirtiler tabloya eklendiği için akademik başarıda gerileme söz konusu olabilir. Ders çalışmak istemezler, okul başarıları düşer, okula gitmek istemeyebilirler. Okul kurallarına uymak istemezler. Sinirlilik nedeniyle aile ve arkadaşları ile ilişkilerde sorunlar yaşarlar. Daha önce yapmadıkları eski davranışları yapabilirler. Sigara, alkol madde kullanımı, uygunsuz cinsel ilişkiler, yasalarla başının derde girmesi, hırsızlık gibi. Depresyon uzun sürmektedir ve düzelse bile tekrarlama olasılığı yüksektir.

Bu farklılıkla ortaya çıktığında başlangıçta aile bunun nedenini kavramakta zorlanabilir. Çocuğunda bir farklılık olduğunu fark eder ancak bunun ne olduğunu bilemeyebilir. Çocuğundan beklentileri ve olanlar arasında fark olduğunda çatışmalar artabilir. Depresyonu olan çocuk ve gençlerin aile ilişkilerinin daha çatışmalı olduğu, anne babanın daha reddedici olduğu, daha sinirli, negativizst, uyarıcı oldukları, daha az duygularını ifade ettikleri ve daha az destekledikleri bilinmektedir.

Ortaya çıkan belirtilerle ilgili yardım arayan anne babalar çocuk psikiyatrisine başvurduklarında ayrıntılı bir değerlendirme yapılır. Depresyonun nedenleri, belirtileri değerlendirilir. Çocuk ve aile bilgilendirilir. Depresyona neden olan olumsuz yaşam olayları ve depresyonun ortaya çıkardığı sorunlar ele alınır. Tedavide psikoterapi, davranışçı terapiler, aile terapisi ve ilaç kullanımı seçenekleri değerlendirilir.

 

Etiketler

DepresifDepresif bozuklukcovid-19

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Seher AKBAŞ

Prof. Dr. Seher AKBAŞ

Prof.Dr Seher AKBAŞ, 18 Şubat 1969 tarihinde doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerini tamamladıktan sonra, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1993 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. Artvin Merkez Anaçocuk Sağlığı ve Aile Planlaması’nda 1993-1995 yılları arasında çalışmıştır. Bu dönemde poliklinik hizmeti, aile planlaması ve halk sağlığı alanında çalışmıştır.

Uzmanlığını 1997-2002 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan almış ve Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sırasında analitik yönelimli psikodrama, aile terapisi, bilişsel davranışçı terapiler alanlarında eğitim almıştır. Çocuk istismarına yönelik bölgesel toplantılara katılmıştır. Araştırma görevlisi iken meydana gelen 1999 Ağustos depreminde İzmit’te gönüllü çocuk psikiyatristi olarak hizmet vermiştir.
Uzmanlık eğitimi sonrasında, 2002 yılında Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde, 2002-2003 yılları arası Kocaeli Devlet Hastanesi'nde çalışmıştır. Bu dönemde travma ve çocuk istismarı ile ilgili sempozyum-eğitim toplantılarının düzenlenmesinde görev almıştır.

2003 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalını kurmuş ve öğretim üyesi olarak çalışmaya başlamıştır. 2011 yılında aynı anabilim dalında doçent ünvanı almıştır. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalını’da araştırma görevlilerine yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi, hastaların yatarak tedavi edildiği servis yönetimi, adli raporların düzenlenmesinden sorumlu olmuştur. Anne babalara yönelik eğitim ve destek programlarının düzenlenmesi ve eğitimi ile yakından ilgilenmiştir. Karadeniz Bölgesinin her ilinden yönlendirilen geniş bir bölgedeki çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları ile ilgili tedavi, eğitim ve destek programlarında yer almıştır. Üniversitedeki Çocuk İstismarı ve İhmali İzleme ve Önleme Komisyonu’nun kurucu üyeliğini ve başkanlığını yapmıştır. Sosyal hizmetlere ait kurumlarda ve okullarda eğitim ve destek programlarında görev almıştır.

2015 yılında Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi'nde görev yapmaya başlamış, aynı hastanenin Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları eğitim kliniğini kurmuştur. Aynı süre içinde Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi'nin Çocuk ve Ergenlerde Madde Bağımlılığı Kliniğini (ÇEMATEM) yönetmiştir.2017-2002 yılları arasında Livhospital’da çalışmıştır.

 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.