Doktorsitesi.com

Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı ve Duygusal Düzenleme Yaklaşımları

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
11 Kasım 202510 görüntülenme
Randevu Al
Kardeş kıskançlığı, çocukların aile içindeki yerlerini, değer algılarını ve ebeveynlerle olan bağlarını etkileyen doğal bir süreçtir. Yeni kardeşin doğumu, ilginin paylaşılması, ebeveynin zamanının azalması ya da çocuğun kendi gelişimsel dönemindeki kırılganlıklar, kıskançlığı artırabilir.
Çocuklarda Kardeş Kıskançlığı ve Duygusal Düzenleme Yaklaşımları

Kıskançlık yaşayan çocuklarda sık görülen davranışlar:
- Regresyon (parmak emme, alt ıslatma, bebeksi konuşma)
- Öfke, hırçınlık veya agresif tepkiler
- Anne-babaya yapışma davranışı
- Uyku ve iştah değişiklikleri
- Yeni kardeşe karşı kırıcı sözler
- İçine kapanma
Kardeş kıskançlığında temel ihtiyaç: “Güvendesin, değerlisin ve seviliyorsun” mesajıdır.
Duygusal düzenleme yaklaşımlarında:
1. Çocuğun duygusunu adlandırma (Duygu koçluğu)
2. Empatik dinleme
3. Çocuğa özel zaman ayırma
4. Rol ve sorumlulukları abartmadan paylaşma
5. Kardeş ilişkisini rekabetten işbirliğine dönüştürme
6. Model olma
7. Oyun temelli müdahaleler
Oyun terapisi bu süreçte en etkili yöntemlerden biridir. Çocuk, kardeşlik deneyimini oyunla
işler ve güvenli şekilde duygularını dışa vurur.
Aileye verilen psiko-eğitim ise kıskançlığın normal olduğunu, ancak doğru yönlendirilmezse
ilişkiyi zedeleyebileceğini öğretir.
Sonuç olarak kardeş kıskançlığı doğal bir süreçtir ancak duygusal düzenlemeyi güçlendiren
yaklaşımlarla sağlıklı şekilde yönetilebilir.

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz, 1983 yılında Ankara’da doğmuştur. Psikoloji alanındaki eğitimini tamamlayarak Türkiye’de pedagojik diplomaya sahip nadir uzmanlardan biri olmuştur. Genel psikoloji alanında yüksek lisans yapmış, eğitim sürecinde okul, huzurevi ve hastane gibi farklı kurumlarda stajlar gerçekleştirmiştir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.