1. Giriş
Dördüncü sanayi devrimiyle birlikte yapay zekanın iş yaşamına entegrasyonu giderek hız kazanmıştır. Otomasyon, makine öğrenmesi ve algoritmalar sayesinde birçok iş süreci yeniden tanımlanmakta; bu dönüşüm, çalışanlar açısından hem fırsatlar hem de tehditler içermektedir (Schwab, 2017). Özellikle bilgi teknolojileri, finans, üretim ve sağlık gibi sektörlerde, çalışanlar artan oranda YZ destekli sistemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu gelişmeler, çalışanlarda gelecek belirsizliği ve mesleki yeterlilik sorgulamalarına yol açarak “YZ kaygısı”nı artırmaktadır (Araujo et al., 2020).
2. Yapay Zeka Kaygısının Tanımı ve Bileşenleri
Yapay zeka kaygısı, bireylerin yapay zekâ temelli teknolojilere karşı duyduğu bilişsel, duygusal ve davranışsal stres tepkilerini ifade eder (Shin & Park, 2019). Bu kaygı üç temel bileşenden oluşur:
-
İş Güvencesi Kaygısı: YZ’nin işleri elinden alacağı düşüncesi, özellikle düşük vasıflı çalışanlar arasında yaygındır.
-
Yetersizlik Algısı: Teknolojiye ayak uyduramama korkusu, öz-yeterlilik duygusunu zedeler.
-
Etik ve Kontrol Endişesi: YZ’nin karar verme süreçlerine insan müdahalesinin azalması, bireylerde kontrol kaybı hissi yaratabilir.
3. Yapay Zeka Kaygısının Psikolojik ve Örgütsel Etkileri
Araştırmalar, YZ kaygısının çalışanlarda iş stresi, tükenmişlik ve iş doyumsuzluğu ile pozitif yönde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur (Nguyen, 2021). Ayrıca, yapay zeka kaygısı yüksek bireylerin, görevlerine odaklanmakta zorlandıkları ve yeniliklere direnç gösterdikleri görülmektedir (Martins & Oliveira, 2022). Örgütsel düzeyde ise bu durum, değişim yönetiminde zorluklara ve teknolojik adaptasyonun yavaşlamasına neden olmaktadır.
4. Yapay Zeka Kaygısının Yönetimi ve Müdahale Önerileri
YZ kaygısını azaltmak için bireysel ve kurumsal düzeyde önlemler alınmalıdır:
-
Psikoeğitim programları, çalışanların YZ hakkındaki yanlış inançlarını yeniden yapılandırmalarına yardımcı olabilir.
-
Mesleki gelişim fırsatları ve teknolojiye dair beceri eğitimleri, öz-yeterliliği destekler.
-
Katılımcı yönetim yaklaşımları, çalışanların değişim sürecine dahil edilmesini sağlayarak kontrol hissini artırır (Carolan, 2020).
-
Ayrıca, mindfulness temelli stres azaltma programları gibi psikolojik müdahaleler, bireylerin kaygı düzeylerini düşürmede etkili olabilir (Good et al., 2016).
5. Sonuç
Yapay zeka kaygısı, dijital dönüşümün gölgesinde büyüyen yeni bir psikolojik stres faktörüdür. Bireyin mesleki kimliğini, iş güvencesini ve teknolojiye olan tutumunu doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle örgütlerin teknoloji entegrasyon süreçlerini sadece teknik değil, aynı zamanda psikolojik bir adaptasyon süreci olarak ele almaları önemlidir.
Kaynakça
-
Araujo, T., Helberger, N., Kruikemeier, S., & de Vreese, C. H. (2020). In AI we trust? Perceptions about automated decision-making by artificial intelligence. AI & Society, 35(3), 611–623.
-
Carolan, C. (2020). Managing employee anxiety in the era of AI. Journal of Organizational Change Management, 33(5), 1049–1064.
-
Good, D. J., Lyddy, C. J., Glomb, T. M., Bono, J. E., Brown, K. W., Duffy, M. K., ... & Lazar, S. W. (2016). Contemplating mindfulness at work: An integrative review. Journal of Management, 42(1), 114–142.
-
Martins, R. & Oliveira, T. (2022). Understanding fear of artificial intelligence and its impact on work outcomes. Information & Management, 59(3), 103571.
-
Nguyen, T. T. (2021). Artificial intelligence in the workplace: A source of stress or innovation? Computers in Human Behavior, 123, 106874.
-
Schwab, K. (2017). The Fourth Industrial Revolution. Crown Publishing Group.
-
Shin, D., & Park, Y. J. (2019). Role of fairness, accountability, and transparency in algorithmic affordance. Computers in Human Behavior, 98, 277–284.