Yalan söyleme

Yalan Söyleme

Yalan söyleme

Yalan bir toplumda karşılıklı güven duygularını yıkan ve insanları birbirlerine güvensiz yapan toplumsal bir sorundur. Yalan başkalarını aldatmak amacıyla, bilerek uydurulmuş çarpıtmalardır. Bir şeyin yalan olabilmesi için karşıdaki kişiyi aldatma amacının olması gerekir.

Çocuk Ne Zaman Yalan ve Gerçek Kavramını Ayırt Etmeye Başlar?

Çocuklar genellikle 3-7 yaş arasında özellikle oyun oynarken duygularını dışa vururlar.  Oyun oynarken hayal gücünü kullanan çocukların doğru olmayan ifadelerini yalan olarak adlandırmamak gerekir. Çünkü çocuklar bu yaşlarda doğru ile gerçeği ayırt edememektedir. Çocukların soyut kavramları algılamaya başlamasıyla 7 yaş civarında muhakeme becerileri, 11 yaş civarında ise doğru ile yanlışı bir yetişkin gibi ayırt etmeye başlarlar.

Çocuklar Neden Yalan Söyler?

Yaşamın ilk 5 yılında çocuklar gerçek ile gerçek dışını ayıramadığı için hayali hikâyeler uydurabilirler. Örneğin; her sabah çantasını takıp okula giden abisini gören 3 yaşındaki bir çocuk, annesine ben de okula gidiyorum diyebilir hatta bunu en ufak ayrıntılarıyla süsleyerek okulda öğretmeninin kendisine verdiği ödevlerden de bahsedebilir. Bunlar 6 yaş öncesi görülen, hayali içeriği olan ve gerçek anlamda yalan özelliği taşımayan durumlardır. 7 yaş öncesi için hayal gücünün ürünü olan cümlelere “yalan” kelimesini telaffuz etmeden çocuğa uygun cümlelerle doğru olanı söylemeli ve doğrulardan söz etmek gerektiğinin öneminden bahsedilmelidir.

 Çocuklar iki nedenden dolayı yalan söyler:

1-Korku ve baskı

2- Taklit ve model alma

Örneğin evin anahtarını kaybeden anne, 6 yaşındaki çocuğuna: “Anahtarı sen kaybettin biliyorum, yerini söylersen sana çok sevdiğin oyuncağı alacağım.” Dedikten sonra çocuğun anahtarı almadığı halde “evet ben aldım ama yerini bilmiyorum.” Demesi baskı sonucu söylenen yalandır.  Annesi ile alışverişe giden çocuğa annesi “Alışverişe gittiğimizi sakın babana söyleme.” Demesi ya da araba kullanırken iş arkadaşı tarafından aranan babanın “Şu an dinleniyorum, evdeyim.” demesi çocuğun model almasını ve benzeri yalanlara başvurmasına neden olacaktır.

 

Çocuk 6-7 yaşından sonra yalan söylemeye devam ediyorsa bu durum bir alışkanlık haline gelmiş olabilir. Örneğin 9 yaşındaki bir çocuk ödevi olduğu halde ödevini yapmamak için anne-babasına sürekli ödevi olduğu halde ödevini yapmamak için ödevlerini yaptığını söylemesi, öğretmenine ise ödevlerini yapmayı unuttuğunu söylemesi, kitaplarını evde unuttuğunu söylemesi, sınavlarda ise arkadaşlarından kopya çekerek başarı elde etmeye çalışması yalanın alışkanlık haline geldiğini gösterir.

Yalan söyleme alışkanlığı olan çocukların iki genel özelliği vardır:

  1. Kendilerini kontrol edememeleri
  2. Aşırı bencil olmaları

Bu iki kişilik özelliğine neden olan şey anne-babanın ve çevrenin çocukla kurulan olumsuz ilişkileridir. Çocukla sağlıklı ilişki kurulamazsa ve gerekli eğitimsel koşullar sağlanmazsa çocuk bir süre sonra kendini kontrol edemez ve bencil davranışlarda bulunmaya başlar.
 

Yalan söylemeyi ortaya çıkaran dört etken vardır:

1-Suçluluk duygusu

2-Aşağılık duygusu

3-Saldırganlık

4-Kıskançlık

Örnek vermek gerekirse anne-baba çocuğun yaptığı hatalardan dolayı suçluyorsa, çocuğu sürekli başkaları ile kıyaslıyorsa, çocuk bir şeyleri merak ederken onu engelleyerek saldırganlaşmasına neden oluyorsa, doğuştan gelen kıskançlık duygusunu yanlış tutumlar ile besliyorsa çocukta yalan söyleme davranışı ortaya çıkabilir.

Aileler Çocuklarının Yalan Söylediğini Anladığında Ne Yapmalı?

Çocuklar davranışsal ya da duygusal bir sorun yaşadıklarında çocuğun ne yaşadığını iyi anlamak gerekir. Çocukta yalan söyleme davranışı ortaya çıkmışsa eğer neden bu yola başvurduğu iyi incelenmelidir. Çocuk yalnızca anne-babaya yalan söylüyorsa anne-babanın tepkisinden korkuyor olabilir mi? Bu durum üzerinde durulması gereken bir konudur. Anne-babadan çocuğa giden mesajlar ve anne-baba yaklaşımı çok önemlidir.

 

 Yalan söyleme davranışı olan çocuğa neler yapılabilir:

 

*Çocuk yalan söylüyorsa fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamak çözüm değildir.

 

*Anne ya da baba olarak öncelikle kendi davranış ve tutumlarını gözden geçirmelidir.

 

*Doğru söylemenin yararlarını çocuğun yaşına ve gelişime uygun yöntemle çocuğa anlatılmalıdır.

 

*Gerçeği söyletmek için ödül ya da ceza yöntemine asla başvurmamak gerekir.

 

*Çocuğun kişiliği değil davranışı hedef alınmalıdır.

 

*Nasihatin az, dinlemenin çok olduğu bir diyalog tercih edilmelidir.

 

Tüm bunlara rağmen devam eden yalanlar ya da yukarıda sözü edilen patolojik yalanlarda (gerekçesiz, yerli yersiz ve her ortamda herkese söylenebilen yalanlar) bir uzman desteği ile konuyu daha derinlemesine ele almak çocuğun sağlıklı kişilik gelişimi için çok önemlidir.

 

Yalan Söyleyen Çocuklarda Başka Davranış Sorunları Görülebilir Mi?

Patolojik yalanlar yani çocuğun her ortamda, sebepsiz ve aykırı söylediği yalanlar dürtü kontrol bozuklukları ile ilişkili olabilir. Dürtüsünü kontrol edemeyen çocuklar davranışsal sorunlara sonucu düşünmeden hareket etme, durup düşünememe, kendini frenleyememe gibi nedenlerle yatkın olmaktadırlar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan çocuklarda dürtüsellik fazlaca görülebilmektedir. Bu bozukluktan bağımsız travmatik yaşantıları olan, sağlıklı aile ortamında büyümemiş çocuklarda da yalan söyleme davranış bozuklukları paralelinde gelişebilmektedir.

Özetle:

 

 *Çocuk yalanı hangi yaşta söylüyor?

 *Kime söylüyor?

* En fazla hangi ortamda söylüyor?

* Birden fazla ortamda mı yoksa tek ortamda mı söylüyor?

 *Hangi konularda yalan söylüyor?

Yalanların İçeriği ne?

 

Sorularıyla çocuğun yalanını analiz edip yukarıdaki önerilerle kendi payımıza düşenleri yapmak, gerekli durumlarda uzman desteği almak çocukta tüm yaşamını olumsuz etkileyebilecek ve psiko-sosyal uyumunu bozacak sorunları önlemek adına çocuklara bakım veren kişi kim ise onun sorumluluğundadır.

.

Kendine güvenen, benlik algısı yüksek olan, yetersizlik, suçluluk, aşağılanma duygularını barındırmayan, sevgi ve şefkat gösterilen, güven temelli ilişkiler kuran çocuk yalan söylemez. Yalan söylemeyen çocuk özgüvenlidir, çevresiyle uyumludur.

.


 

Bu makale 10 Mayıs 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Dan. M. Berat Börklü

Uzman Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı M. Berat BÖRKLÜ lisans eğitimini Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü'nde, yüksek lisansını Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü'nde tamamlamıştır. Davranış Bilimleri Enstitüsü'nden EMDR uygulayıcı eğitimi, Psikoloji İstanbul Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Gottman Çift Terapisi eğitimi, Moxo dikkat testi uygulayıcı eğitimi, AD-IP (Dikkat Eksikligi ve Hiperaktivite için yapılandırılmış) eğitimi, Attentioner Dehb Uygulayıcı Eğitimi (Dikkat Eksikligi ve Hiperaktivite için yapılandırılmış nöropsikoloik tabanlı bir eğitim) almıştır. 16 yıldır psikolojik danışmanlık hizmeti vermektedir.

Mesleki çalışmalarına Can Psikoloik Danışmanlık Merkezi'nde çalışmalarına devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Yalan Söyleme
Uzm. Psk. Dan. M. Berat Börklü
Uzm. Psk. Dan. M. Berat Börklü
Ankara - Psikolojik Danışman
Facebook Twitter Instagram Youtube