REDDEDİLME ÜZERİNE

REDDEDİLME ÜZERİNE
Reddedilme kavramı somut olarak ilk defa çocuğun konuşmaya başlayıp sosyalleşmesiyle devam eden süreçte hayatına girer, diyebiliriz.Normal gelişim gereği anneyle dyadik ilişkisi biten çocuk için sosyalleşme de kısmen başlamıştır. İnsan her ne kadar biyolojik bir varlık olsa da ilişkilerinin temelinde iletişim vardır. Kişi sevme, sevilme, kabul edilme, aidiyet hissetme, duygularını paylaşma, kimlik kazanma gibi alanlarda insanlarla bir aradadır. Çocuk ya da yetişkin fark etmez kişinin başkaları tarafından kabulü önemlidir. Fakat reddedildiğinde ya da bir gruptan dışlandığında da kişisel gelişiminin olumlu yönde gelişmesi beklenemez.
İlişkilerimizde özellikle önemli gördüğümüz kişilere karşı reddedilme konusunda daha kaygılı oluruz. Bir bireyin reddedilme duyarlılığı yüksekse çevresindeki insanların kesin olmayan davranışlarını, kasıtlı reddedilme olarak algılar, ilişkilerinde güvensiz hisseder ve ilişki dinamikleri de bundan oldukça etkilenir. Reddedilme tecrübeleri sonucu kişinin kaygısı ve olumsuz duyguları arttığı için herhangi bir reddedilme ihtimaline karşı tetiktedir.Reddedilme duyarlılığı yüksek olan kişiler ilişkilerinde ki belirsizliklere karşıdakinin onları reddedeceğini düşünerek tepki verir ve uyumsuz görünürler. Verilen aşırı tepkiler kişilerarası ilişkilere zarar verir,bununla birlikte özgüven ve sosyal iletişim yeteneği de azalır. Kişiler kendilerini reddedilmeye karşı korumak için davranış kalıpları geliştirmektedir özellikle yeni insanlarla tanışıldığında bu kişilerin reddedilme ihtimali de yükselir. Bu doğrultuda kendini gerçekleştiren kehanet reddedilme de rol oynar çünkü reddi bekleyen kişi aslında kehaneti oluşturmaktadır.
Benzer şekilde ailede görülen reddedilme, yetişkinlikteki ilişkilerde reddedilme beklentisi yaratan bilişsel otomatik düşünce kalıplarına sebep olmakta ve bu davranış artık kişinin tüm yakın ilişkilerindeki yaklaşımlarını etkilemektedir. Yani aile içindeki reddedilme deneyimleri kişinin arkadaşlık, romantik ilişkiler gibi diğer önemli ilişkilerinde de tekrarlanır.
Ancak reddedilme duyarlılığı düşük kişiler kabul görmeyi bekledikleri için belirsiz ya da olumsuz durumlarla daha etkin başa çıkmakta ve daha az bilişsel önyargı göstermektedirler. Bu kişiler istenmeyen kişilerarası olayları daha ılımlı bir şekilde yorumlar.

