Othello sendromu nedir? ( patolojik kıskançlık)

Kıskançlık hakkında

Othello  sendromu nedir?  ( patolojik kıskançlık)

“Othello sendromu” terimi ilk kez İngiliz psikiyatrist John Todd tarafından kullanılmakla birlikte ismini ünlü İngiliz yazar Shakespeare'in Othello isimli oyunundan alır. Tiyatro oyunundaki Othello karakteri, yanlış anlaşılma ve aşırı kıskançlık nedeniyle hem eşini hem de kendisini öldürür.

Othello sendromu, başlı başına psikolojik bir rahatsızlık olmakla birlikte, diğer psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle de ortaya çıkabilir. Othello sendromu için risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:


Anksiyete bozuklukları: Takıntılı kıskançlığın temelinde derinlere yerleşmiş bir güvensizlik duygusu ve düşük benlik saygısı bulunabilir. Bu psikolojik sorunlar anksiyete bozukluğunu da tetikleyebilir.

Kişilik bozuklukları: Sanrılı kıskançlık ile paranoid şizofreni ve borderline kişilik bozuklukları arasında semptomatik bir örtüşme bulunabilir.

Beyin hastalıkları veya travmatik yaralanmalar: Huntington hastalığı ve Parkinson hastalığı gibi durumlar, travmatik kafa yaralanmaları gibi bazı durumlar da sanrılı davranışlara neden olabilir.

Othello sendromu ( patolojik kıskançlık ) çok dikkat çeken bir rahatsızlık değildir. Kişinin işlevselliği sadece eşi ya da sevgilisiyle ilgili o kısıtlı alanla kalmıştır, o kısıtlı alanda bozulmuştur. Bu kişiler doktorluk yapabilir, avukatlık, ev hanımlığı yapabilirler.


Ama ikili ilişkilerde her gün kavga, her gün gürültü, sevdiği kişiye hayatı zehir etme durumu vardır. Oldukça ciddi bir tablodur. Bazen 3. sayfalara yansıyan 'cinnet getirdi' haberlerinin bir kısmında patolojik kıskançlık vakaları vardır.


Günümüz de bir çok ilişki öyküsünde, partnerlerden bir tanesinde kıskançlık öyküsüyle karşılaşmaktayız. İlişkinin doğası olan güven zemininde birleşip, ilişkinin iyileştirici gücü ile hayatın iniş çıkışları karşısında güçlenmek yerine zayıflayıp tükendiğimiz toksik bir deneyim haline gelen çıkmazlarda kıskançlık sendromu çok büyük bir etkendir. Sürekli tetik halde olup, ilişki akışı içinde takılmadan var olmak yerine sürekli psikolojik duraksamalar yaşamak hayatı zorlaştırır. Sevmek hapis etmek değildir, karşı tarafı düşünmek sürekli olmamalıdır, hayat normal akışında akıp diğer insanlar ile sosyal ilişkiler kurmak zorundayızdır. İnsan birikerek artmak ve sürekli çoğalarak gelişip büyümek ister. Ancak kıskançlık krizleri ile hapis altına almış veya alınmış kişi var oluşsal duraksama yaşayarak hayattan keyif alamaz hale gelebilir.


Bu durum içinde olan bir insan tükenerek yorulacak ve sonucunda bitişe yaklaşacaktır. Fark edildiği an psikolojik destek alarak bu sürece dur demek mümkündür. Bu durumu yaşayan kişilerde klinik tablo benzerlik göstermektedir. Çözüm yolları arasında en güçlü yaklaşım psikoterapi çalışmasıdır. Davranışçı psikoterapi çalışmaları bata olmak üzere duygu durum odaklı psikoterapi çalışması, çift terapisi gibi yöntemlerle bireyin patolojik kıskançlığı ve güvensizliği ile baş edilerek daha dengeli ilişki örüntülerine yaklaşılması mümkündür.


Othello sendromu yaşayan kişiler, partnerlerinin sürekli olarak onları aldattığını düşünür. Bu nedenle tehdit altında hisseder ve sözde aldatılmanın önüne geçmek için karşılarındaki kişinin davranışlarını kısıtlama eğilimi gösterirler. Düşünceleri mantıksal geçerliliği olan sebeplere dayanmaz. Sendroma sahip olan kişiler için partnerleriyle kurdukları her iletişim aldatıldıklarına dair bir kanıt niteliğindedir. Sanrılı kıskançlığa sahip kişiler, geçerli bir kanıt olmaksızın aldatıldıklarından tamamen emindir. Othello sendromu belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
o Partnerlerinin, sürekli olarak kötü niyetli olduğunu düşünmek
o Partnerlerinin davranışlarını sorgulamak ve onları suçlamak
o Partnerlerinin sosyal medya hesaplarını kontrol etmek, beğenilerine bakmak, hesap şifresi istemek
o Telefon görüşmeleri sırasında veya yazışırken partnerin kiminle konuştuğuna dair paranoya yaşamak
o Partnerlerinin eşyalarını karıştırmak ve aldatıldığına dair kanıt aramak
o Partnerin ev dışındaki aktivitelerini sınırlamaya çalışmak
o Partnerin davranışını kontrol etmek için duygusal baskı uygulamak
o Partnerine şantaj yapmak
o Partneri ailesinden ve arkadaşlarından izole etmek
o Kıskançlığın neden olduğu bariz sorunlara rağmen, ilişkideki tüm çatışmalar için diğer kişiyi suçlamak
o Kıskançlık düşünceleri açık bir şekilde kanıtsız ve mantıksız olmasına rağmen, doğru olduklarına inanmak
o Partnere yönelik şiddet tehditlerinde bulunmak veya gerçek şiddet uygulamak
o İntihar girişimleri de dahil olmak üzere kendine zarar verme davranışı sergilemek
Sonuç olarak bu sendrom bir çok cinnet geçirdi olarak tarif edilen ağır psikolojik yıkımların temelinde yer alabilir. Başlangıcı, gelişimi ve sonucu açısından kişilerin çeşitli sebeplerle sürüklendiği patolojik kıskançlık sarmalından çıkması psikolojik destek çalışmaları ile mümkündür.
Uzman Psikolog 

Mustafa Cem Oğuz

Bu makale 17 Nisan 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır. Üniversitede okuduğu disiplin içerisinde Türkiye’den Farklı olarak her yıl staj görmüştür. ilk yılında anaokul ve eğitim kurumlarında  – ikinci yılında huzurevi üçüncü yılında hastahane dördüncü yılında Hastanede ruh ve sinir hastalıkları alanında tamamlamıştır. Mustafa Cem Oğuz bu süreçte Bilişsel Davranışçı Terapi ,Hipnoz ,Oyun Terapi ve  Evlilik ve Aile Dan ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Kıskançlık hakkında
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube