Doktorsitesi.com

OLUMSUZ DÜŞÜNCE KALIPLARI İLİŞKİNİZİ NASIL ETKİLER

Klinik Psikolog Tuğba Masalcı
Klinik Psikolog Tuğba Masalcı
12 Temmuz 202352 görüntülenme
Randevu Al
‘’İlişki doyumuna sahip mutlu çiftler birbirlerini daha çok seven çiftler değil; Birbirlerinin fizyolojik, güvenlik, sevgi ve ait olma, saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını uygun biçimde karşılayan çiftlerdir’’. -Maslow
OLUMSUZ DÜŞÜNCE KALIPLARI İLİŞKİNİZİ NASIL ETKİLER

OLUMSUZ DÜŞÜNCE KALIPLARI İLİŞKİNİZİ NASIL ETKİLER

 

‘’İlişki doyumuna sahip mutlu çiftler birbirlerini daha çok seven çiftler değil; Birbirlerinin fizyolojik, güvenlik, sevgi ve ait olma, saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını uygun biçimde karşılayan çiftlerdir’’. -Maslow

 

Harika bir ilişkiyi mahvedebilecek birçok farklı şey vardır. Aldatmak, akla ilk gelen şey olsa da ilişkiniz ile ilgili sürekli olarak, "İlişkimizde hiçbir şey yolunda gitmiyor", "Eski sevgilim beni aldattı, o da aldatacak”, “Sonunda nasılsa ayrılacağız”, ‘’ Erkekler güvensizdir’’, ‘’ Partnerim sürekli sosyal medyada birileri ile takipleşiyor,  kesin gözü dışarıda ‘’gibi olumsuz düşünceler, bilişsel çarpıtmaların bir sonucudur ve mevcut ilişkinize her yönden zarar verebilir.

Duygu, düşünce ve davranış bir bütündür ve birbirini etkiler. Her bireyin duygu ve davranışları, yaşadığı olayları nasıl yorumladığıyla ilişkilidir. Yaşanılan olayların etkileri ve o olaylara yüklenilen anlam kişiye özeldir. Olayları nasıl algıladığınız duygularınıza yön verir ve bazen olayları olduğu gibi değil de algıladığınız gibi gördüğünüz için, algılarınız dış dünyada olan biteni size çarpıtarak aktarır ve bu durum yaşadığınız olayları yanlış algılamanıza neden olur. Gerçeğin yanlış algılamasına neden olan düşüncelere psikoloji bilimi ‘’Bilişsel Çarpıtmalar ‘’olarak adlandırıyor.

Bilişsel çarpıtmalar, düşüncedeki sistematik hatalardır. Bir kişinin inançları önyargılı olduğunda, durumları olumlu görme yerine olumsuz görme biçimleri oluşturan bilişsel çarpıtmalar geliştirir ve zamanla bu bilişsel çarpıtmalar kişide, depresyon, sinirlilik, kaygı, güvensizlik gibi olumsuz duygulara neden olur.

Yaşadığınız ilişki ile ilgili düşünceleriniz, partnerinizi nasıl gördüğünüzü, onunla ilgili nasıl hissettiğinizi güçlü bir şekilde etkileyen ve etkileşimlerinizin kalitesini renklendiren bir filtredir. Olumlu düşünceler iyi duygulara, uyumlu etkileşimlere ve samimiyete yol açarken, olumsuz düşünceler ise ilişkilerde partnere karşı kötü duygulara, öfkeye ve içerlemeye yol açar. İkili ilişkilerde sürekli olarak olumsuz düşüncelerin oluşturduğu bilişsel çarpıtmalarla meşgul olmak, çatışmalara ve ayrılıklara neden olacaktır.

 İlişkilerdeki en yaygın bilişsel çarpıtmalar;

  1. Aşırı Genelleme,

 

Tek ya da birkaç olaydan yola çıkarak partneriniz ile ilgili olumsuz bir sonuca varma.

Örneğin: Partnerinizin ayda bir veya iki defa arkadaşları ile buluşmasını, ‘’Zaten hep arkadaşları ile ilgileniyor, benimle arkadaşları ile ilgilendiği kadar ilgilenmiyor ‘’ gibi cümleler ile partneriniz hakkında genelleme yapmak.

 

 

  1. Felaketleştirme

Bir durumun gerçekte olduğundan çok daha kötü olduğuna inanma.

Örneğin: Partneriniz ile küçük bir tartışma yaşadığınızda “Bu sefer kesin ayrılacağız zaten beni hiç sevmedi biliyorum ve ben başka kimseyle beraber olmayacağım için yalnız ve mutsuz öleceğim.” gibi düşünceler ile küçük bir kavgayı bir kaosa dönüştürmeye sebep olabilecek düşünce kalıbı.

 

  1. Kişiselleştirme,

Sizinle ilgisi olmayan olayların tamamen sizinle ilgili olduğuna inanma.

Örneğin: Partnerinizi yorgun ve mutsuz gördüğünüzde, ‘’Benimle ilgilenmek istemiyor, kesin benden sıkıldı, ben zaten çok yetersiz bir sevgiliyim’’ gibi düşünceler ile herhangi bir durumu kendiniz ile ilgili olduğunu varsaymak.

 

  1. Ütopik ilişkiyi tarif eden ‘‘-meli, -malı’’ Cümleleri:

Her şeyin olmasını istediğiniz gibi olması gerektiğini düşünmek ve gerçekçi olmayan hedefler koymak.

Örneğin: ‘’ Eğer partnerim beni seviyorsa benimle sürekli olarak ilgilenmeli, arkadaşlarından kendini soyutlamalı, her yere benimle gitmeli’’ gibi gerçekçi olmayan istekler.

 

  1. Zihin Okuma:

Partnerinizin davranışından yola çıkarak onun zihninden geçenler hakkında varsayımlarda bulunmaktadır.

Örneğin: Partneriniz ile zaman geçiriyorken, kendisine  gelen  bir telefona cevap vermesi sonucu “Onu sıktım, benden sıkıldı, bana değer vermiyor” şeklindeki varsayımlar.

  1. Yanlış Sorumluluk Duygusu

Olduğundan daha fazla güce sahip olduğunuza inanmak.

Örneğin: Partnerinizin mutluluğunun tamamen size bağlı olduğunu düşünüyorsunuz ve partneriniz üzgün olduğunda ise bunun sizin hatanız olduğunu varsayıyorsunuz.

 

Olumsuz Düşünce Kalıplarından Kurtulmanın Yolları

Her ilişkiye partnerinizin sizi terk edeceğini veya sadakatsiz davranacağını düşünerek girerseniz, her zaman ilişkiniz ile ilgili en kötü sonucu bekliyorsunuz demektir. İlişkinizde olumsuz düşünme kalıplarınız varsa, bunları önlemek için yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır:

  • Geçmişi bırakın ve şimdiyi yaşayın: Geçmiş ilişkilerde incindiyseniz yeni bir ilişkide incinmekten kaçınmak için, geçmiş ilişki sorunlarını sürekli gündeme getirebilir veya geçmiş ilişkiniz ile karşılaştırabilirsiniz. Ancak bu durum, partnerinize karşı güvensizlik duygusu yaşamanıza, kıskançlık duygusunu abartmanıza ve sürekli olarak ajitasyon yapmanıza neden olur. Geçmişte yaşadığınız her türlü incinmeyi geride bırakıp şimdiki ilişkinize odaklanmanız gerekiyor.

 

  • Sandığınız kadar çok güce sahip olmadığınızı kendinize hatırların ve başkalarının duygu ve eylemlerinin sizin değil, onların sorumluluğunda olduğunu unutmayın.

 

  • Varsayımda bulunmak yerine, açıklama yapması için partnerinizle iletişim kurmaya çalışın.

 

  • Duygu ve düşüncelerinizi doğru iletişim teknikleri ile partnerinize ilettin.

 

  • Partnerinizin ve sizin mükemmel olmadığınızı unutmayın: Hepimiz insanız, hatalarımız ve kusurlarımız vardır. Partnerinizin yaptığı her şey "doğru" olmayacaktır. 

 

  • Olayları kişisel algılamak yerine olayları olduğu gibi görmek için her ilişkinin inişleri ve çıkışları olduğunu kabul edin.  

 

 

  • Olması gerekeni bir tercih ya da dilek olarak yeniden çerçevelendirin.

 

Son söz: Sağlam bir ilişkide, sevgiyi hissettirebilmek, duyguları yansıtabilmek, empati yapabilmek, saygı gösterebilmek ve partner için emek vermek vardır. Davranışa dönüşmeyen “sevgi” sevgi değildir.

Etiketler

Kadın erkek ilişkileriİkili ilişkilerde özgüvenİkili ilişkilerde öfkeİkili düşünmeİkili ilişkilerİkili ilişkiler nasıl olmalıİkili ilişki sorunuİkili ilişkilerde kıskançlıkİkili ilişkiler ve aşkİkili ilişkilerde beklentiler karşılanmazsaİkili ilişkilerde yapılan hatalarİkili ilişkilerde anlaşmakİkili ilişkilerde neleri yanlış yaparızİkili ilişkide dorğular ve yanlışlarİkili ilişkiler ve doğru yaklaşımlar

Yazar Hakkında

Klinik Psikolog Tuğba Masalcı

Klinik Psikolog Tuğba Masalcı

Uzman Klinik Psikolog Tuğba Masalcı, lisans eğitimini Polonya’nın önde gelen üniversitelerinden SWPS University of Social Sciences and Humanities’te İngilizce Psikoloji bölümünde tamamlamıştır. Ardından Türkiye’ye dönerek Ufuk Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisans Programı’ndan mezun olmuş ve "Uzman Psikolog" unvanını almaya hak kazanmıştır. Akademik kariyerini daha da ileri taşıyan Masalcı, İstanbul Gelişim Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı’nı onur belgesiyle tamamlayarak "Klinik Psikolog" unvanını almıştır.
Eğitim hayatı boyunca klinikler, hastaneler, araştırma merkezleri ve okullarda görev alarak çok sayıda danışanla birebir çalışma deneyimi kazanmıştır. Şu anda kendi özel kliniğinde, bireysel, çift ve aile terapileri alanında aktif olarak psikoterapi hizmeti vermektedir.
Aldığı Psikoterapi Eğitimleri
Klinik pratiğini bilimsel temellere dayandıran Tuğba Masalcı, psikoterapi alanında çok sayıda eğitim alarak uzmanlık alanlarını derinleştirmiştir:
• Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT)
• Şema Terapi
• Duygu Odaklı Terapi (EFT)
• EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme)
• Cinsel Terapi
• Evlilik -Çift Terapi
• Aile Danışmanlığı
• Çocuk ve Ergen Terapisi
• Oyun Terapisi
• Travma Temelli Grup Psikoterapisi

Çalışma Alanları
Depresyon ve Duygudurum Bozuklukları:
Sürekli mutsuzluk, hayattan keyif alamama, enerji kaybı, suçluluk düşünceleri, isteksizlik gibi belirtilerle seyreden depresyon; bireyin yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir. Depresyonun altında yatan nedenlerin keşfi ve baş etme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir.
Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları:
Geleceğe dair sürekli endişe, panik ataklar, sosyal ortamlarda aşırı kaygı, bedensel belirtiler (çarpıntı, nefes darlığı, titreme) gibi şikayetlerle kendini gösteren anksiyete bozukluklarında, hem duygusal hem bedensel rahatlama sağlanması için bütüncül bir terapi süreci yürütülür.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ve Yas Süreci:
Kaza, kayıp, şiddet, istismar, afet gibi travmatik deneyimler sonrası ortaya çıkan kabuslar, tetiklenmeler, ani öfke patlamaları ya da donakalma gibi tepkiler EMDR ve travma odaklı terapi teknikleriyle ele alınır. Yas sürecinde ise kişinin kaybıyla sağlıklı şekilde vedalaşması hedeflenir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB):
Tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri yatıştırmak için yapılan davranışlar (kompulsiyonlar) kişiye ciddi düzeyde zaman ve enerji kaybettirir. OKB’nin bilişsel ve davranışçı temelleri çalışılarak semptomların azaltılması amaçlanır.
Cinsel İşlev Bozuklukları:
Kadınlarda vajinismus, cinsel isteksizlik; erkeklerde erken boşalma, sertleşme sorunları gibi işlevsel cinsel problemler çift terapisi kapsamında çalışılır. Güvenli ve yargılayıcı olmayan bir ortamda terapi süreci yürütülür.
Evlilik ve İlişki Problemleri:
İletişim sorunları, aldatma, güven kaybı, duygusal uzaklık, ortak hedeflerin çatışması gibi nedenlerle ilişkiler zedelenebilir. Çift terapisi ile karşılıklı anlayışın, empati kurmanın ve ortak çözümlerin geliştirilmesi desteklenir.
Aile Danışmanlığı:
Anne-baba-çocuk arasındaki iletişim sorunları, sınır problemleri, kardeş çatışmaları ve kuşaklar arası anlaşmazlıklar aile sistemi içinde değerlendirilir ve işlevsel bir aile yapısına ulaşmak hedeflenir.
Ergenlik Dönemi Problemleri:
Kimlik arayışı, akademik motivasyon eksikliği, arkadaş ilişkilerinde zorlanma, duygudurum dalgalanmaları, öfke kontrolü ve teknoloji bağımlılığı gibi gençlik dönemine özgü problemler, ergenin iç dünyasını anlayan bir yaklaşımla ele alınır.
Düşük Özsaygı ve Yetersizlik Hissi:
“Kendimi yetersiz hissediyorum”, “Kimse beni beğenmiyor”, “Başarısızım” gibi içsel söylemlerin değişmesi için bireyle çalışılarak daha güçlü bir benlik algısı oluşturulması sağlanır.
Sınav Kaygısı ve Akademik Başarısızlık:
TYT/AYT, LGS, YDS gibi sınavlara hazırlanan bireylerde görülen yoğun kaygı, odaklanma güçlüğü, motivasyon eksikliği ve performans baskısıyla baş etme yolları geliştirilir.
Yeme Davranışı Bozuklukları ve Beden Algısı Problemleri:
Duygusal yeme, aşırı kısıtlama, bulimia, anoreksiya ve beden algısıyla ilgili sorunlar psikolojik ve duygusal kökenleriyle birlikte çalışılır. Bireyin kendine karşı şefkatli bir ilişki geliştirmesi hedeflenir.
Özgüven ve Karar Verme Problemleri:
Kararsızlık, başkalarının onayına göre hareket etme, kendini değersiz hissetme gibi durumlar terapide bireyin içsel rehberini güçlendirme çalışmalarıyla ele alınır.
Bağımlılıklar (İlişki, Teknoloji, Alkol):
İlişkisel bağımlılıklar, sosyal medya bağımlılığı ya da madde/alkol kullanımı gibi davranış örüntülerinde kişinin bağımlılık davranışı yerine sağlıklı başa çıkma yollarını geliştirmesi desteklenir.
Duygu Düzenleme Problemleri ve Öfke Kontrolü:
Ani öfke patlamaları, aşırı tepkiler ya da duygularını bastırma eğilimleri, kişinin duygularını tanıması, anlaması ve uygun şekilde ifade etmesi üzerine yapılan duygusal düzenleme çalışmalarıyla ele alınır.

Uyguladığı Psikolojik Testler
Uzman Klinik Psikolog Tuğba Masalcı, danışan değerlendirmelerini çok boyutlu yapabilmek adına geniş bir yelpazede psikolojik test uygulama yetkinliğine sahiptir. Bunlar arasında:
• MMPI (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri)
• SCL-90 (Belirti Tarama Listesi)
• Rorschach Testi
• Beck Depresyon ve Anksiyete Envanterleri
• Hamilton Depresyon ve Anksiyete Ölçekleri
• Mini Mental Test, D2 Dikkat Testi, Burdon Dikkat Testi, Frankfurter Testi
• Travma Sonrası Stres Bozukluğu Ölçeği (CAPS)
• Yeme Tutumu Ölçeği, Sınav Kaygısı Ölçeği, Pozitif-Negatif Duygu Durum Ölçeği
• Çocuklar için Gelişim ve Zeka Testleri (Stanford-Binet, AGTE, Metropolitan, Peabody, Louisa Duss, CATELL 2-A

 

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.