NÖROPATİLER / POLİNÖROPATİLER


Sinirlerin uçlarından hastalanmasına en güzel örnek şeker hastalarında veya kronik böbrek yetmezliği olanlarda görülen metabolik polinöropatilerdir. Hem motor hem de duyusal lifleri etkileyebilir. Bu tip polinöropatilerin seyri çok yavaştır, önce ayak uçları etkilenmeye başlar giderek ayak bileği ve dize kadar ulaşır. Bu süreç içinde eller de etkilenmeye başlar. Duyusal lifler etkilenirse uyuşma olur ve genellikle yanma, karıncalanma, ağrı gibi şikayetler de üzerine eklenir. Motor lifler etkilenirse güçsüzlük oluşur, ayaklarda güç kaybı, yürürken parmak ucunun yere sürtünmesi veya terliğin ayakta taşınmasında zorluk şeklinde kendini gösterir.
Tüm sinir lifleri boyunca hastalanmaya ise kemoterapi ilaçları sonrası ortaya çıkan polinöropatiler örnek verilebilir. İlaçların alınmasından kısa süre sonra başlar ve hızla yayılarak ayakları, elleri bacakları ve kolları etkiler. Yine hem motor hem de duyusal lifler etkilenebilir. Hastalarda ayakta durmakta zorluk, yürüyememe, denge bozukluğu gibi yaygın güçsüzlük belirtileri görülür.
Sinir köklerinin hastalığına ise bağışıklık sisteminin kendi sinirlerine saldırması sonucu ortaya çıkan Guillain-Barre sendromu (otoimmün polinöropatiler) örnek verilebilir. Bu tipte polinöropatilerde bacakların ve kolların üst kısımlarında güçsüzlük önce görülürken başlangıçta ayaklarda ve ellerde sorun olmaz, daha geç dönemde ellerde ve ayaklarda da güç kaybı görülür.
Ancak yukarıda verilen örnekler konunun daha iyi anlaşılması içindir. Şeker hastalığı, kemoterapi ilaçları ve Guillain-Barre sendromu her üç tipte de polinöropati yapabilir. Ayırım ancak nörolojik muayene, kan tetkikleri, gerekirse BOS (Beyin omurilik sıvısı) incelemesi ve özellikle EMG incelemesi ile yapılabilir. Otoimmün polinöropati düşünüldüğünde beyin-omurilik sıvısı incelemeleri mutlaka yapılmalıdır.
Genetik olmayan polinöropatiler sıklıkla tedavi edilebilir. Metabolik veya ilaca bağlı gelişen polinöropatiler, sorun düzeltildikten veya ilaç bırakıldıktan bir süre sonra kendiliğinden düzelmeye başlar, ilaçlarla sadece iyileşme desteklenir. Otoimmün olanlar için ivig, plazmaferez, steroid gibi tedavi seçenekleri söz konusu olabilir. Otoimmün polinöropatilerin kronikleşmesi olasılığı vardır. Bu durumda uzun vadeli bağışıklık sistemi baskılayıcı tedavilerin kullanılması gerekebilir.
Genetik geçişli polinöropatiler de vardır. Bunların en sık görüleni Charcot-Marie-Tooth (CMT) hastalığıdır. Bu hastalar sinirleri ileri derecede hasta olduğu halde ciddi uyuşma ve güç kaybından şikâyet etmezler ancak ayaklarında şekil bozukluğu görülür. Tedavisi yoktur.
Tek sinir nöropatileri, genellikle uzun süreli tekrarlayan hareketlere bağlı olarak sinirlerin belirli anatomik yapılar içinde sıkışması sonucu ortaya çıkarlar ve tuzak nöropatileri olarak adlandırılırlar. En sık görülen tuzak nöropatileri arasında el bileğinde median sinir sıkışması olan Karpal Tünel Sendromu veya dirsekte ulnar sinir sıkışması olan Kübital tünel sendromudur. Tuzak nöropatilerde tedavi genellike siniri korumaya almak ve tekrarlayan hareketleri bırakma, bazen de cerrahi olarak yapılır.