Doktorsitesi.com

Kendine Yabancılaşma: Aynaya Baktığında Tanımadığın O Yüz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
10 Temmuz 202531 görüntülenme
Randevu Al
Kendine yabancılaşma, bireyin kendi kimliğinden, duygularından ve deneyimlerinden uzaklaştığını hissettiği derin bir psikolojik durumdur. Aynaya bakıldığında tanınmayan bir yüz, hissedilmeyen bir benlik, içselleştirilmemiş duygular; tüm bunlar kişinin kendiyle olan ilişkisini zedeler. Bu yazı, kendine yabancılaşmanın psikodinamik kökenlerini, bilişsel süreçlerini ve psikoterapötik müdahalelerini ele almayı amaçlamaktadır.
Kendine Yabancılaşma: Aynaya Baktığında Tanımadığın O Yüz

1. Kendine Yabancılaşma Nedir?
Kendine yabancılaşma, bireyin kendisiyle bağının kopmuş gibi hissetmesi durumudur. Bu duygu, bazen “boşluk”, bazen “durgunluk”, bazen de “otomatik pilotta yaşamak” şeklinde tanımlanır. Kişi yaşamına devam eder ama bir izleyici gibi hisseder. “Ben kimim?” sorusu çoğu zaman bu durumun temelini oluşturur.

2. Psikodinamik Açıdan İnceleme
Yabancılaşmanın altında çoğu zaman bastırılmış öfke, utanç veya suçluluk gibi duygular yatar. Çocuklukta yaşanan değersizlik, ihmal veya duygusal yok sayılma deneyimleri benlik algısını zedeler. Kişi, “kendisi olmanın” tehlikeli olduğunu öğrendiğinde, gerçek benliğini bastırıp sahte bir benlik geliştirir. Bu sahte benlik zamanla içsel çatışmalara yol açar.

3. Dissosiyatif Boyut
Bazı bireylerde kendine yabancılaşma, dissosiyatif yaşantılarla da kendini gösterir. “Sanki dışarıdan biri gibiyim”, “Kendime dokunuyorum ama bana ait değilmiş gibi”, “Sesimi tanıyamıyorum” gibi ifadeler yaygındır. Bu belirtiler, zihnin ağır duygusal yükleri işlemekte zorlandığı durumlarda bir savunma olarak ortaya çıkar.

4. Bilişsel ve Davranışsal Süreçler
Kendine yabancılaşan birey, sık sık “robotik” hissettiğini, gündelik aktivitelerden keyif almadığını ve duygularıyla bağ kuramadığını ifade eder. Otomatik düşünceler genellikle şu yöndedir:
- “Benim bir yönüm eksik.”
- “İnsanlar gibi hissetmiyorum.”
- “Bir şeyler yanlış ama ne olduğunu bilmiyorum.”

5. Terapötik Müdahaleler
Psikoterapide ilk adım, bireyin bu deneyimlerini isimlendirmesine yardımcı olmaktır. Danışanlar genellikle kendine yabancılaşmayı tanımlamakta güçlük çeker. Terapist, kelimelere dökülmeyen bu duygulara eşlik ederek alan açar.

Mindfulness çalışmaları, bireyin bedenine ve an’a yeniden temas etmesini sağlar. Aynı zamanda içsel çocukla çalışmak, sahte benlik katmanlarını çözmekte etkilidir. Bilişsel olarak ise; kendini tanıma, duygu günlüğü tutma, aynaya bakarak şefkatli dil geliştirme gibi uygulamalar da kullanılır.

6. Yüzleşme ve Yeniden Bağ Kurma
Kendine yabancılaşmayı aşmak, kendine yeniden temas etmeyi öğrenmekle başlar. “Bu ben miyim?” sorusuna, korkmadan yaklaşmak gerekir. Terapide hedef, danışanın kendi iç sesiyle yeniden temas etmesini ve “tanıdık” hissettiren bir benlik inşa etmesini sağlamaktır.

Sonuç olarak, kendine yabancılaşma bir kaybolmuşluk değil; yeniden bulunmayı bekleyen bir çağrıdır. Aynaya bakıldığında tanınmayan o yüz, aslında derinlerde saklanan gerçek benliğin izlerini taşır. Terapist bu süreçte bireye eşlik eden, aynayı birlikte tutan ve birlikte yeniden tanıyan kişidir.

Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.