Doktorsitesi.com

“İlişkisel Kırılma Anları”: Bağlanma Dinamiklerinde Mikro Tetikleyicilerin Etkisi

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
13 Aralık 202510 görüntülenme
Randevu Al
Romantik ilişkilerde büyük krizler kadar küçük olaylar da ilişki dinamiğini derinden etkiler. Bağlanma teorisine göre bireyin geçmiş bağlanma deneyimleri, “mikro tetikleyiciler” adı verilen küçük uyarıcılara karşı duyarlılığını belirler.
“İlişkisel Kırılma Anları”: Bağlanma Dinamiklerinde Mikro Tetikleyicilerin Etkisi

Mikro Tetikleyici Nedir?

Bir mesajın geç gelmesi, yüz ifadesindeki hafif bir değişim, ses tonundaki belirsizlik… Tek başına önemsiz görünen olayların kişinin geçmiş yaralarını harekete geçirmesine “mikro tetikleyici” denir.

Neden Bu Kadar Etkilidir?

Çünkü beyinde “hafıza izi” taşıyan eski deneyimler duygusal bellekte canlıdır. Bu izler mevcut ilişkiye taşınır ve kişi şu anki bağlamı, geçmişin merceğinden okur.

Bağlanma Stillerine Göre Tepkiler

Kaygılı bağlanan: Abartılı tehdit algısı
Kaçıngan bağlanan: Duygusal geri çekilme
Güvenli bağlanan: Durumu değerlendirip regüle olabilme

İlişkisel Kırılma Anları

Mikro tetikleyiciler biriktiğinde ilişkide “kopukluk anları” oluşur. Bu anlarda çiftler duygusal olarak ayrışır, diyaloğun tonu değişir, güvensizlik artar.

Çözüm: Duygusal Onarım Becerileri

Tetikleyiciyi fark etmek
Duyguyu ifade etmek
Yeniden bağ kurmak
Duygu düzenleme teknikleri

Sonuç

İlişkiyi güçlü kılan büyük romantik jestler değil, mikro tetikleyicilerin fark edilmesi ve onarılmasıdır.

Hazırlayan:
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz, 1983 yılında Ankara’da doğmuştur. Psikoloji alanındaki eğitimini tamamlayarak Türkiye’de pedagojik diplomaya sahip nadir uzmanlardan biri olmuştur. Genel psikoloji alanında yüksek lisans yapmış, eğitim sürecinde okul, huzurevi ve hastane gibi farklı kurumlarda stajlar gerçekleştirmiştir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.