İlişkileriniz Başladığı Hızda Sona Mı Eriyor?


Danışmanlık odalarında romantik ilişkiler hakkında konuşurken ya da çiftler birlikte görüşmeye alınmışken en çok duyulan cümlelerden birisi de şu olmalı; “Aramızdaki ilişkide her şey güzel başlamıştı, mutluyduk ama anlamadım ne olduysa birden bire benden uzak durmaya başladı”.
Dışarıdan bakıldığında, bu durum sanki “yanlış partner seçimi” gibi görünebilir. Fakat çoğu kere tekrarlanan bu durumun temelinde başka dinamikler söz konusudur.
İlişkilerin Başlangıcındaki Yoğun Heyecan
“İlişkinin hemen ilk zamanlarında size verilen sevgi, şefkat ve ilgi, duygusal anlamda tam da ihtiyacınız olan şeydir, kısa ve hızlı bir sürede “güçlü” bir bağ kurulduğunu size düşündürebilir. Bu bağın bu denli hızlı kurulmasının sebebi “bugüne kadar ne ailemden, ne de çevremden hak ettiğim sevgiyi alamadım, duygusal anlamdaki ihtiyaçlarım hiç karşılanmadı” ama bu kişi hepsinden daha farklı inancıdır.
- O ilgi, geçmişte eksik kalan sevgi ve kabulün yerine konur.
- Kişi kendini güçlü bir biçimde “tamamlanmış” gibi hisseder.
- İlişki, doğal akışından daha hızlı ve yoğun ilerler.
Bu hızlı başlangıç aslında bir boşluğun doldurulma çabasıdır. Ancak zamanla bazı nedenlerden dolayı, ilişki daha kırılgan hale gelir.
Bu tip sorunlar yaşayan bir birey sıklıkla şu endişelere sahip olabilir;
- Sevgi Eksikliği: Partnerin içten, koşulsuz sevgisini alamayacağına inanmak.
- Anlaşılmama Endişesi: Kimsenin duygularınızı gerçekten anlamayacağına inanmak.
- Destek Eksikliği: İhtiyaç anında güvenilecek birine sahip olunamayacağına inanmak.
Bu inançlar farklı mekanizmalarla çalışır. Dolayısıyla:
- Karşı taraf bir süre sonra ilgisini azalttığında “beni gerçekten hiç sevmedi” algısı doğar.
- Küçük bir ihmal veya tesadüfi bir zaman ayıramama, günlük yaşam içindeki herhangi bir başka meşguliyet dahi büyük bir reddedilme gibi hissedilip, değerlendirilir.
- Ve sonunda oluşan kaygı, partnerden daha çok ilgi ve güvence talep etmeye dönüşür.
Bir de diğer taraftan bakalım; bu tip tekrarları yaşayan birinin tercih edeceği ve çoğu kere zaten karşısına çıkan kişi de ; kaçıngan, mesafeli ve uzak durmaya daha eğilimli birisi olacaktır. Bu eğilimlere sahip olan kimseler;
- Karşı taraftan gelen yoğun beklentiden dolayı kendilerini boğulmuş ve kaybolmuş hisseder,
- İlişki içerisinde kendilerine ait kişisel alanlarını kaybettiklerini düşünür,
- Geri çekilerek ya da kaybolarak tepki verirler.
Karşı karşıya kalınan durum , “kaygılı-kaçıngan dansı” diye adlandırılır. Bir taraf yakınlık kurmak istedikçe diğer taraf uzaklaşır.
Peki Ama Aynı Süreç Neden Hep Tekrar Ediyor?
- Bazı kimseler için, ulaşılması güç, duygusal açıdan mesafeli ya da hazır olmayan kişiler daha çekici gelir. Ama bu kişiler ilişkinin başında tam da hayal edildiği gibi yakındırlar.
- Kişinin kendisi ile sağlıklı bir ilişki yürütemeyecek kişilere yönelmesi, sürecin kendi kendini tekrar eden doğasının bir sonucudur.
- Bu seçim, yine aynı hikâyeye neden oluyor;
yoğun başlangıç → artan kaygı → partnerin uzaklaşması → yalnızlık.
İnsanlar maalesef ki bu olumsuz tecrübe yaşandıktan sonra, tekrar aynı şeyleri yaşayacakları başka bir ilişkiye, hızlı bir biçimde başlama eğilimine sahiptir. Bu nedenle bu konu hakkında destek alınması tavsiye edilmektedir.
Yaşanılan sorun tesadüfen ,yanlış bir partner seçiminden ibaret değildir, seçimlere yön veren içsel süreçlerin bir sonucu gibi görünür. Bu katı süreçler ise değişmeyecek şeyler değildir.