“Hızlı Tüketim İnsanları”: Duyguların ve Deneyimlerin Eskime Hızının Artması

İlişkiler hızla başlıyor, hızla bitiyor. Planlar yapılıyor, ertesi gün unutuluyor. Yeni insanlar, yeni şehirler, yeni deneyimler… Her şey bir sonraki olasılığa doğru akıyor.
Artık hiçbir şey eskidikçe değer kazanmıyor; aksine yenisi gelene kadar anlam taşıyor.
Bu psikolojik olguya “hızlı tüketim insanları” diyebiliriz. Bireyin zihin yapısı artık sürekli yenilik arayan bir döngüde çalışıyor. Sosyal medya akışları, kısa videolar, hızlı tanışmalar… Beyne sürekli yeni uyaranlar gönderiyor. Böylece “alışmak” bile yorucu hâle geliyor.
Bu durumun en yoğun görüldüğü alanlar:
İlişkilerde hızlı bağlanıp hızlı kopma
İş hayatında tükenme sonrası ani yön değişiklikleri
Hedef belirleme, hemen motivasyon kaybetme
“Bir şey kaçırıyorum” hissi
Beklentilerin anlık değişmesi
Beyin, uzun dönemli bağ kurmayı artık riskli buluyor çünkü yenilikten elde ettiği uyarımı daha cazip görüyor. Bu, dopamin döngüsünün modern toplumda nasıl değiştiğinin güçlü bir göstergesi.
Ancak insanın psikolojik gerçekliği değişmiyor: Kalıcı anlam ancak yavaşlıkta oluşur.
Hızlı tüketim döneminin panzehiri, deneyimi parlatmak değil, derinleştirmektir. Bir insanla, bir duyguya, bir hedefe uzun süreli temas kurmak, zihnin denge mekanizmalarını yeniden inşa eder.
Çünkü hız, anı çalar; derinlik ise insanı büyütür.
Hazırlayan:
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

