Güçlü ilişki evi kuramı

Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç
Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç
10 Ağustos 2020243 görüntülenme
Randevu Al
Güçlü ilişki evi kuramı

John ve Julie Gottman tarafından uzun yıllar devam eden araştırmalar sonucu ortaya konulmuş olan Güçlü İlişki Evi Teorisi, mutlu birlikteliklerden yola çıkılarak hazırlanmıştır. Bu teorideki evin kolonlarını Güven ve Bağlılık oluştururken; en temel basamaktan yola çıkılarak çiftlere güçlü oldukları, desteklemeleri gereken ve zaman içinde güncel tutmaları gereken alanlar hakkında bilgi vermek ve yardımcı olmak amaçlanmıştır.

Yani mutlu / kaliteli ilişkilerin özelliklerinin özetini sunan “güçlü ilişki evi” aslında 7 katlı bir bina gibi düşünülebilir. Aslında bu 7 temel tutumu geliştirip eyleme dönüştürerek ilişkimizi bunlarla inşa edersek, kaliteli, mutlu ve doyuma ulaşmış bir ilişkimiz olur:

1.Ortak Anlam  Yaratma 

güçlü ilişki evi modelinde,  ortak anlam yaratmak güçlü ilişki evinin çatışını oluşturur. Evin çatısında; ilişkimiz ve ailemiz hakkındaki önemli hayallerimiz, hikayelerimiz, mitlerimiz ve metaforlarımız bulunur. İlişki birlikte bir yaşam oluşturmayı içerir. Bu yaşam ise anlamla doludur. 

Her ilişki bir kültürler arası birleşmedir.  Birbirinden farklı ailelerden gelen iki insan bir araya gelir ve yeni bir kültür yaratır.  Başarılı ilişkilerde ortak yaratılan ve paylaşılan bir anlamlar sistemi ortaya çıkar.  Bu sistemin içerisinde kim olduğumuz, neler bırakmak istediğimiz, değerlerimiz ve bunların etrafında toplanan ritüellerimiz ve  alışkanlıklarımız  mevcuttur. Partnerler bu kültürler arasında ortak bir anlam yaratarak ilişkilerini mutlu ve güçlü bir şekilde devam ettirirler.

2.  Hayata Dair Hayalleri ve İstekleri Gerçekleştirmek

Birbirlerinin hayallerini, temel değerlerini, inançlarını, geçmiş öykülerini bilen çiftler, yani diyalogu sürdürebilen çiftler, partnerlerinin hayallerini gerçekleştirmek için de ellerinden geleni yapmaktadırlar. Güçlü ilişkilerde görülen bu özellik mutlu bir beraberlik için yol gösterici olurken , ilişkilerin daha sağlıklı olmasını da sağlar.

3. Çatışmayı Yönetmek

Canlı bir ilişkide çatışmanın yaşanması kaçınılmazdır.  Birbirinden farklı iki insan bir araya geldiği zaman fikir ayrılıklarının ve hoşnutsuzlukların yaşanması aslında sağlıklıdır.  İlişkinin kalitesini çatışma yaşanmaması değil çatışmaların nasıl yönetildiği belirler. Bu noktada çatışmaların anatomisinin anlaşılması anlamlı olacaktır. Başarılı ilişkilerde yaşanan tartışmalarda çiftler; tartışmayı yumuşak bir başlangıç ile başlatır ,karşı taraktan gelen etkiyi kabul eder ,  onarma girişimlerinde bulunulur, kendilerini fiziksel ve psikolojik olarak sakinleştirir. Böyle olunca çiftler aradaki tartışmanın boyutu ne olursa olsun yıkıcı bir etki olmadan ilişkilerini sağlıklı devam ettirebilirler.

4. Olumlu Bakış Açısı

Başarılı ilişkilerde; çiftlerin birbirlerini iyi tanıdıklarını, birbirlerini takdir ettiklerini ve birbirlerine yöneldiklerini görürüz. İlişkinin arkadaşlık boyutunun güçlü olması, pozitif etkileşimlerin artması ve olumlu duygunun baskın gelmesi anlamına gelir. İlişkilerde birbirlerine yönelmenin artması partnerinize karşı olumlu bir bakış açısı geliştirmenizi sağlar.

5. Birbirine Yönelmek

Başarılı evliliklerde çiftlerin gün içerisindeki birbirine yönelme fırsatlarını değerlendiklerini ve temasta kaldıklarını görürüz.  Çiftin  birbirlerine karşı ya da birbirlerinden kopuk bir ilişki örüntüsüne girmesi ise bu aşamada sorunlara yol açar. Her ilişkide görünmeyen bir  duygusal banka hesabı vardır. Olumlu etkileşimlerde ve temasta kaldığımız durumlarda banka hesabı bir birim artıya geçer. Duygusal banka hesabımızda olumsuz etkileşimler sonucu eksilmeler meydana gelir. Bu yüzden bu banka hesabını olumsuz etkileşimler yerine olumlu etkileşimlerde bulunarak arttırmamız gerekir. Başarılı ilişkilerde kararları birlikte almak, planları birlikte yapmak, birbirlerine saygıda ve özveride bulunmak ilişkideki duygusal banka hesabını giderek daha çok artırır.

6.İlgi Ve Beğeni Paylaşmak

İlişki içerisinde partnerimizin beğenmediğimiz yönlerini dile getirmek ve şikayetlerimizi ifade etmek gibi bir alışkanlık geliştiririz.  “Olumsuzlukları söyleyeyim ki değişsin” düşüncesi ile hareket ederiz.  Öte yandan, zaman içerisinde partnerimizin beğendiğimiz yönlerini ifade etmemeye başlarız.  Bu durum ilişki içerisinde olumsuz duygunun baskın gelmesine ve zaman içerisinde hızlanarak artmasına yol açabilir.  Bu noktada bir alışkanlığımızı değiştirmemiz gerekir.  Eşimizde olumsuz gördüklerimizi değil olumlu gördüklerimizi taramak ve fark etmek ile başlayabiliriz.  İlişkinin sağlığı için takdir, beğeni, şefkat ve saygı kültürünün oluşturulması gerekir.  Bir çok durumda “neyi sevmediğiniz” ve “neyi istemediğinizi” değil de “neyi sevdiğinizi” ve “neyi istediğinizi” söylemeniz faydalı olacaktır. 

7.Sevgi haritaları Oluşturmak

Sevgi haritaları partilerimizin iç dünyasını ne kadar tanıdığımızla ilgili olan aşamadır. Çiftler,  birbirini ne kadar iyi tanırsa temeller o kadar sağlam atılacaktır. Çiftler, birbirleri ile ilgili az bilgiye sahip olduklarında farkında olmadan birbirlerinin canını yakabilir, istemeden çıkmaz sokaklara girebilir. Bu aşamada ilişki içerisinde mümkün olduğunca fazla, açık uçlu soru sorulmalı ve çiftlerin  güncel hayatı, dostları, düşmanları, rakipleri, geçmiş travmaları, önemsediği zaferleri ve yenilgileri gibi pek çok konuda bilgi sahibi olunmalı ve bilgileri güncel tutulmalıdır.

Etiketler

Çift terapisiEvlilikte ilişkilerMutlu ilişkiMutlu evlilikgottman çift terapisigüçlü ilişki evi

Yazar Hakkında

Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç

Uzm. Kl. Psk. Sema Kılıç

Ben Klinik Psikolog Sema Kılıç. 1982 yılı Adana doğumluyum 20 yıldır Mersin'de yaşamaktayım. Toros Üniversitesi Psikoloji Bölümü lisans eğitimini onur derecesi ile tamamladım. Lisans eğitimimin ardından Yakın Doğu Üniversitesi Tezli Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans eğitimimi 'Cinsel mitlerin depresyon ve vajinismusla ilişkisi' konulu tez çalışmamla tamamlayarak klinik psikolog unvanı aldım. 
Çeşitli kamu ve özel kuruluşlar da görev aldıktan sonra 2017 yılında PSK Klinik aile danışma merkezini kurdum. Kliniğimizde aile danışmanlığı, çift ve ilişki danışmanlığı, bireysel danışmanlık, çocuk ve ergen danışmanlığı kurumsal danışmalık gibi birçok alanda uzman kadromuz ile hizmet vermeye devam etmekteyim.
2021 ve 2023 yıllarında ise Türkiye'de ilk defa düzenlenen Çukurova Sağlık Ödülleri kapsamında iki kez Yılın Psikoloğu Ödülünü aldım.
Ben bir klinik psikolog olarak, ruh sağlığı alanda özellikle uluslararası geçerliliği ve güvenilirliği kanıtlanmış çeşitli terapi yöntemlerini kullanıyorum. Eğitimlerimi dünya çapında psikoloji alanında öncülük yapan isimlerden aldım. Evlillik ve Çift Terapisi eğitimimi Gottman Enstitüsü kurucuları olan John ve Julie Gottman’dan, Psikodinamik Psikoterapi Eğitimimi bu alanın duayeni olan Otto Kernberg’ten, Sensorimotor Psikoterapi eğitimimi enstitü kurucusu Pat Ogden’dan, Deneyimsel Oyun Terapisi eğitimi ve süpervizyonlarımı Byron Norton’dan, Kayıp ve Yas Terapisi eğitimimi Porland Enstitü kurucusu Robert A. Neimeyer’dan alarak tamamladım. Bunlara ek olarak EMDR Terapisi, Sanat Terapisi, Cinsel Terapi, Mindfulnes Eğitici Eğitimimi yine alanın öncü isimlerinden alarak tamamladım. Ayrıca uluslararası çocuk ve ergen cinsel sağlığı alanında çalışmalar yürüten Culture Reframed Enstitüsü’nden eğitici eğitimlerimi tamamladım ve Türkiye’de bulunan sayılı elçilerinden biri olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.
Bir psikolog olarak, ruh sağlığı alanındaki yenilikleri takip etmek ve sürekli kendini geliştirmek, mesleki başarının ve hizmet kalitesinin temel taşlarından biri olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda, etik sorumluluklar ve kanıt temelli yaklaşımlar doğrultusunda çalışmak, odağımıza danışanların iyi oluşunu almak temel prensibimizdir. Tüm edindiğim bilgi ve deneyimler doğrultusunda halkımıza yönelik düzenlediğimiz atölyeler, seminerler ve sosyal sorumluluk projeleriyle çalışmalarımı sürdürmekteyim.
Merkezimizde ruh, beden ve zihin sağlığı bir bütün olarak ele alınmaktadır, çünkü bu üç unsur birbirine derinden bağlıdır. Ruh sağlığı, duygusal ve psikolojik iyilik halimizi içerir; düşüncelerimizi, hislerimizi ve davranışlarımızı etkiler. Zihin sağlığı ise düşünme, öğrenme ve problem çözme gibi bilişsel süreçlerimizi kapsar. Beden sağlığı ise fiziksel sağlık durumumuz, beslenmemiz, hareketliliğimiz ve genel fizyolojik işleyişimizi temsil eder.
Bir klinik psikolog olarak bu üç alanın dengede olmasının bireyin genel yaşam kalitesine doğrudan etki ettiğini söyleyebilirim. Stres gibi zihinsel bir durum, bedensel belirtilere yol açabilir, örneğin baş ağrıları ya da mide rahatsızlıkları. Aynı şekilde, fiziksel sağlık problemleri kişinin ruh sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden ruh, beden ve zihin sağlığının bütüncül olarak ele alınması ve her birine özen gösterilmesi, bireyin dengeli ve sağlıklı bir yaşam sürdürmesinde kritik öneme sahiptir. Sanat terapisi, mindfulnes, nefes terapisi ve beden odaklı terapiler bu noktada faydalandığımız ekollerdir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.