Güç ınsanın kendisindedir... farkına varın... kendinize inanın...

GÜÇ İNSANIN KENDİSİNDEDİR… FARKINA VARIN… KENDİNİZE İNANIN…
‘’Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü denemiş olmaktır bu en acısıdır’’. KONFÜÇYÜS
İnsanın kontrol edebileceği tek güç, kendisidir. Kendi alanlarımız, sınırlarımız içerisinde olanlara çözüm bulma, müdahale etme özgürlüğümüz vardır. Problemler karşısında böyle bir gücün farkında olmak ve bu gücü gerektiği şekilde çözüme yönelik kullanmak esas olandır. Karşılaşılan problemlerin çözülmesinde en önemli engel insanın kendisidir. Zaman zaman problemlerin ertelenmesi, sorumluluğunun başkasına atfedilmesi, sorunu yok sayması, problemin doğru olarak tanımlanamaması, gerçek kaynakların fark edilememesi probleme kaynaklık eden nedenlerden her birinin aynı derecede önemsenmemesi gibi yollara başvurulması ne yazık ki problemin çözümünü engeller.
Aslında problemler olduğu için değişim, değişim olduğu için de problem vardır ve olacaklardır. Üstesinden gelinen her sorun kişinin gücünün farkına varmasını da sağlar. Yaşamımız boyunca kişisel mutluluğumuz, aile ve huzurumuz, iş yaşamımız ve işlerimizin yolunda gitmesi, çevremizle uyum ve bütünlük içinde olmamız, oluşan belirsizlik halinin kalkması, karşılaştığımız problemleri nasıl ustaca çözdüğümüz, onlarla nasıl baş ettiğimiz ile yakından ilgilidir. Bu doğrultuda kendi içsel kaynaklarımız önemlidir. Gücümüzün farkında olmamız, olayların-durumların üstesinden gelmemizde kendimize olan inancımız…
Nazım Hikmet’in sevdiğim bir masalını sizlerle paylaşmak istiyorum, birçoğumuz masallarla, çizgi filmlerle büyüdük… Masalların hepimizin çocukluğunda izler bırakmış olduğu unutulmamalıdır… Sorunların üstesinden gelebilmek, kendine inanmakla başlar…:)
Bir varmış, bir yokmuş, oğlum, yeryüzünün birbirinden ırak üç bucağında bir boyda, bir yaşta üç delikanlı varmış, oğlum. Yeryüzünün üç bucağındaki üç delikanlı ne birbirlerini görmüşlermiş, oğlum, ne de birbirlerinin adını sanını duymuşlarmış.Gel gelelim, yeryüzünün birbirinden uzak üç bucağında yaşayan bu üç delikanlı, “sonsuz sağlık” tasını bulmak için bir saatte, bir günde, bir yılda yurtlarından yola çıkmışlarmış, oğlum... “Sonsuz sağlık” tası dağlarla dağların ardında, kanlı bir kuyunun içindeymiş. Dağlarla dağların ardındaki kanlı kuyuda gizlenen “sonsuz sağlık” tasını bulmak için birbirinden ırak üç ülkede yaşayan üç delikanlı birbirinden ayrı üç yola sapmışlar, oğlum. Birinci delikanlı yürümüş, yürümüş, aşınmış demir çarıkları, demir sopası, bir söğüt dalı gibi incelmiş, yolunun yarısında oturmuş biraz dinleneyim diye. Gözleri kapanmış yorgunluktan birinci delikanlının. Bir de birinci delikanlı uyanmış ki, oğlum, başucunda elleri kınalı, gözleri sürmeli güzeller güzeli bir kız duruyor. Kız: “Böyle nereye delikanlı?” demiş. Delikanlı: “Sonsuz sağlık tasını bulmaya” demiş. Kız: “Sonsuz sağlık tası dağlarla dağların ardındaki kanlı kuyudadır. Oraya ulaşmaya yaşaman yetmez. Günleri sayılı olanlar, sayılı günlerini tatlı geçirmeli. Sen arısın, ben çiçek. Burada benimle kal. Balımı al,” demiş. Birinci delikanlı eğmiş başını, oğlum. Kalmış yolda.Birinci delikanlı yarı yolda kalmışken, ikinci delikanlı yürür de yürürmüş, yürür de yürürmüş. Yorulup uyuyakalmayayım diye bir yandan bıçağıyla yaralar açarmış gövdesinde, bir yandan da yaralara tuz ekermiş. Ağrıları öyle çokmuş ki ikinci delikanlının, oğlum, yorgunluğu duymamış; yalnız susuzluktan dili yapışmış damağına. Öyle susamış ki ikinci delikanlı, oğlum, karşıda pırıl pırıl yanan bir su görünce tutamamış kendini koşmuş suyun başına. Su güneşin altında altın gibi ışıldarmış. İkinci delikanlı bir yudum içmiş altın sudan, öyle bir serinlik duymuş ki oğlum, bir daha su başından ayrılmamış. Kalmış yolun üçte ikisinde. Birinci delikanlı yarı yolda, ikincisi yolun üçte ikisinde kalmışlarken, üçüncü delikanlı yürürmüş. Susarmış, içmezmiş yoluna çıkan ışıltılı sudan; yorulurmuş, dinlenmezmiş elleri kınalı, gözleri sürmeli güzeller güzelinin dizinde... Yürümüş de yürümüş, yürümüş de yürümüş. Böyle yürüyen sona erer, oğlum. Sen de onun gibi yorulmadan, sen de onun gibi inanarak yürü, oğlum. İnanan sona erer...
Uzman Klinik Psikolog İlayda Çevirici