Görünürlük Arzusu ve Psikolojik Yalnızlık: ‘Beğeni’nin Ötesinde Bir Boşluk


Görünür Olmak: Yeni Nesil Onaylanma İhtiyacı
Psikodinamik yaklaşıma göre bireyin çocukluk döneminde yeterince görülmemesi, yetişkinlikte dışsal onay arayışını tetikleyebilir. Sosyal medya platformları bu açlığı ‘beğenilerle’ doyurma illüzyonu sunar. Ancak bu geçici doyum, içsel boşlukları uzun vadede daha da derinleştirebilir. Danışanlar, “çok etkileşim aldığım günlerde bile yalnız hissediyorum” şeklinde ifadelerle bu çelişkiyi sıkça dile getirir.
Psikolojik Yalnızlığın Yeni Yüzü
Geleneksel yalnızlık, fiziksel çevrede sosyal bağların eksikliğiyle tanımlanırken; modern yalnızlık, bağlantıların yüzeyselliğiyle ilgilidir. Birey binlerce kişiyle etkileşimde olabilir ama gerçek anlamda anlaşılmadığını hissettiğinde yalnızlık daha keskin hale gelir. Bu durum depresyon, kaygı ve özsaygı düşüklüğü gibi psikolojik sonuçlar doğurabilir.
Terapötik Yaklaşımlar
1. İçsel Tanıklık Geliştirme: Bireyin görünürlük arayışının altında yatan onay ihtiyacını fark edip, kendi varlığının tanığı olması desteklenmelidir.
2. Gerçek Bağ Kurma Pratikleri: Sosyal medya detoksu, yüz yüze ilişkilerin yeniden canlandırılması, 'anlamlı temas' kavramının işlenmesi önemlidir.
3. Duygusal Yalnızlıkla Temas: Danışanla yalnızlık deneyimi üzerine derinleşmek, yalnızlıktan kaçmak yerine onunla ilişki kurmak terapötik ilerlemeyi sağlar.
4. Öz-şefkat Çalışmaları: Görünür olmadan da değerli hissetmenin yolları üzerine çalışmalar yapılmalıdır.
Sonuç
Görünürlük, modern çağın temel arzularından biri haline gelmiştir. Ancak her görünürlük, anlaşılmayı getirmez. Gerçek bağların ve sahici iletişimin eksikliği, bireyi dijital kalabalıklar arasında daha da yalnızlaştırabilir. Terapötik süreçte amaç, bireyin kendi iç sesiyle temas kurarak, dışsal onay yerine içsel kabulü geliştirmesini sağlamaktır. Çünkü bazı boşluklar, binlerce beğeniyle değil; tek bir gerçek temasla iyileşir.
Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz