Çoğumuz günlük yaşantımızda birtakım nesnelere, durumlara veya olaylara karşı kendimizi savunmacı pozisyona sokarız. Bu savunmacı pozisyon kendisini mantıksız ve işlevsiz bir şekilde korku olarak gösterdiğinde bizim için bir fobiye dönüşmüş olur.
Fobiler, yaşantımızı etkileyecek kadar güçlü ve sarsıcı kaygılara, korkulara sebebiyet verir. Fobi sahibi olan kişiler çoğu zaman bu mantıksız kaygılanmalarının farkında olsa da bununla başa çıkma konusunda zorlanabilirler.
Özgül fobiler ise basit fobi olarak da bilinir. Onlar da tıpkı fobiler gibi kişinin bazı nesnelere durumlara ya da olaylara karşı kendisini mantıksız bir korku içerisinde bulmasına sebep olur. Özgül fobiler, fobiler arasında en yaygın olarak bilinen türdür ve erken yaşlarda meydana gelir. Özgül fobiler için tedavi başvurusu oldukça düşüktür. Bunun sebebi insanların bu fobileri huy ya da kişilik özellikleri olarak kendilerine atfetmesinden kaynaklanan yanlış bir düşünce olmasıdır. Başvuru sayısının az olmasının bir diğer sebebi de diğer anksiyete bozukuluklarının tersine özgül fobide, kişinin rahatça kaçınma mekanizması gerçekleştirebilmesidir. Örneğin köpek fobisi olan bir kimse, evinde köpek besleyen arkadaşlarının evine gitmeyebilir ya da köpeklerin yoğun olduğu sokaklardan geçmeyebilir. Bu şekilde kendisi bir yaşam sürebilir. Bazı insanlar da özgül fobilerini çok geç yaşta fark edebilirler. Örneğin uzun yıllar köyde tek katlı evde yaşamış bir insan bir anda şehirde bir apartamnın en üst katında yaşamaya başlayınca yüksekten korktuğunu fark edebilir.
Özgül fobiler genel anlamda iş ve sosyal yaşantıda kişilerin büyük zorluklar yaşamasına sebep olurlar. Örneğin yükseklik fobisi olan bir kişi yüksek yerlerde çalışamayabilir, uçak korkusu olan bir kişi işinin gerektirdiği seyahetleri yerine getiremeyebilir, yutma fobisi olan bir kişi beslenme alışkanlıklarını yerine getiremediği için birtakım bozukluklar geliştirebilir ve kilo kaybı yaşayabilir. Bununla beraber fobiler diğer anksiyete bozuklukları ile ilişkili görülmektedir. Kişinin özgül fobisinin olması diğer psikolojik ya da psikiyatrik rahatsızlıkalra sahip olma ihtimalini arttırmaktadır.
Nedenleri
Bizler fobilerin, kişilerin yaşadığı olumsuz deneyimlerin sonucu olarak ortaya çıkıp gerçekleştiğini düşünürüz. Bu ifade bizleri yanıltabilir. Zira birçok fobi olumsuz bir deneyim gerçekleşmese bile ortaya çıkabilir. Çocukluğunda yüksekten düşen bir insanın ileriki yaşlarında yükseklik fobisi olması beklenilebilir ama sonuçlar tam tersini göstermekte. Çocukken yüksekten düşmüşlerde yükseklik fobisi, erişkinliğinde daha az gözlemlenmiştir.
Korkuların genetik olduğunu yani bazı korkularımızın henüz bizler daha doğmadan önce belirlenmiş olduğunu gösteren birçok çalışma mevcuttur. Örneğin fobilerin ailede ortak geliştiği özelliğini hepimiz biliriz. Anne veya babasında bir özgül fobi bulunan kişide benzer fobilerin gözükme olasılığı epey yüksektir.
İnsanlar ve hayvanlar evrimsel süreçle beraber bazı nesne ve durumlara fobi geliştirmeye daha yatkındır. Örneğin sivri, kesici cisimler, karanlık, sıkışıklık ya da yükseklik. Çünkü bu gibi durumlar bireyin sağlığını ve yaşamını tehdit etme potansiyeli taşırlar. Buna karşın bitkilere ya da yiyeceklere karşı fobi geliştirme olasılığımız çok daha azdır. Bazı nesnelerden ya da durumlardan doğuştan gelen bir korkma yetimizin olması deneylerle gösterilmiş bir bulgudur. Örneğin güvercinlerle yapılan bir çalışmada, güvercinlere yırtıcı olmayan bir kuş gösterildiğinde tepki vermezlerken, kartal, şahin gibi yırtıcı kuşlar gösterildiğinde korku tepkisi vermeleri gibi.
Genel olarak bütün bu bilgiler, bizlere fobilerin ortaya çıkmasında tek bir nedenin olmadığını, genetik faktörlerimizin, bulunduğumuz çevrenin ve yaşadığımız deneyimlerin bu süreç içerisinde etikili olduğunu göstermekte.
Belirtileri
Süreç içerisinde mantıklı korkular ve mantıksız korkular yani fobilerin fizyolojik tepkimeleri, bedenimizde ve zihnimizde oluşan değişimleri birebirdir. Örneğin sokakta bir köpek saldırısına uğradığımızda ya da yüksek büyüklükte bir deprem yaşadığımızda, bedenimizde nasıl değişiklikler gerçekleşiyorsa- kalbimizin hızlı bir şekilde çarpması, nefesimizin daralması, kaslarımızın gerilmesi, terlememiz, uyuşmamız, baş dönmesi, mide bulantısı, titreme- mantıksız korkular esnasında da aynı belirtileri yaşarız. Fobi sahibi bir kişi bu olumsuz deneyimleri sadece fiziksel olarak yaşadığı zaman değil aynı zamanda düşündüğünde veya hayal ettiğinde de bu belirtleri yaşayabilir.
Fobilerin yalnızca fizyolojik değil aynı zamanda duygusal ve davranışlar belirtileri de mevcuttur. Duygusal belirtiler, yoğun panik ve kaygı hissi, gerçeklikten kopma ve ölüm düşüncesi, kontrolü kaybetme ve çıldırma hissiyatı gibi birçok duygusal tepkilenmeyi içerir ve bunlar fizyolojik belirtileri takip eder. Davranışlar belirtilerde de kişinin fobisinden kaçınmak için günlük yaşantısında değişimlere gitmesi ve kendini davranışsal olarak sınırlandırmasını görürüz.
Özgül fobilerde duyulan korku, normal korkudan farklı olarak mantıksız ve aşırıdır. Örneğin çoğumuz yüksekten aşağıya bakmaya çekinebiliriz, veya dikkatli davranıp kendimizi bir iki adım geride tutabiliriz. Fakat gerçekten yükseklik fobisi olan bir insan bu tarz yerlere çıkamaz. Bu kişi çoğu zaman fobisinin mantıksız olduğunu düşünse de etrafındaki insanların onu yargılayacağından korkması sebebiyle bu korkusunu açıklamaktan da çekinebilir.
Özgül Fobi Örnekleri
Özgül fobi kategorisinde sayılabilecek birçok fobi bulunmakla beraber en yaygın olanları şunlardır:
Yükseklik Korkusu
Kan ve Yaralanma
Gökgürültüsü ve Fırtına
Uçak korkusu
Kapalı alan(Klostrofobi)
Hayvan Fobileri
Yutma Fobisi
Uzay ve Alan
Araba Kullanma Fobisi
Önleme ve tedavi
Özgül fobilerin tedavisi mümkün ve başarı oranları da bir hayli yüksektir. Aynı zamanda bu tedavilerde ilaç kullanma oranı epey düşüktür. Genel olarak ilaçlar yerine belirli davranışsal tedaviler özgül fobilerde kullanılan en yaygın tekniklerdir. Exposure olarak da bilinen alıştırma tekniği kişinin fobisiyle yüzleşmesini ve onunla aşamalı oalrak karşılaşmasını sağlayan bir tekniktir. Yani kişi fobisine seviyeli ve kontrollü bir şekilde maruz kalarak ona alışır ve korkusunu yenmeye çalışır. Alıştırma veya tedavi, mümkün oldukça gerçekçi bir ortamda yapılmaya çalışılır. Eğer gerçekçi bir ortamın sürekli kurulması mümkün değilse böyle durumlarda kişiden hayal etmesi istenilebilir. Örneğin uçak korkusu olan bir insanda gerçekçi bir ortam kurulması pek mümkün olmadığından hayal gücü ile alıştırma gerçekleşir. Ancak son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte VR denilen sanal gerçeklik cihazlarının bu tedavilerde kullanılma sıklığı artmıştır. Çünkü bu cihazlar içerdiği birtakım yazılımlarla ve simülasyonlarla birlikte kişiye o anı gerçekçi bir şekilde yaşatabilmektedir.
Sonuç olarak özgül fobiler bizlerin yaşam kalitesini düşüren, kaygılı ve korkulu bir şekilde yaşamamıza sabebiyet veren bozukluklardır ve tedavi edilmeleri gerekmektedir. Bunları göz ardı etmemeli ve huy olarak adlandırmamalıyız. Ayrıca özgül fobilerin birçoğu kısa zamanda etkili bir şekilde tedavi edilebilirler. Böylelikle aşırı ve mantıksız korkularımızdan sıyırılıp oldukça ferah ve özgür bir şekilde yaşantımızın akışına dalabiliriz.
Fobiler
Çoğumuz günlük yaşantımızda birtakım nesnelere, durumlara veya olaylara karşı kendimizi savunmacı pozisyona sokarız. Bu savunmacı pozisyon kendisini mantıksız ve işlevsiz bir şekilde korku olarak gösterdiğinde bizim için bir fobiye dönüşmüş olur.
Fobiler, yaşantımızı etkileyecek kadar güçlü ve sarsıcı kaygılara, korkulara sebebiyet verir. Fobi sahibi olan kişiler çoğu zaman bu mantıksız kaygılanmalarının farkında olsa da bununla başa çıkma konusunda zorlanabilirler.
Özgül fobiler ise basit fobi olarak da bilinir. Onlar da tıpkı fobiler gibi kişinin bazı nesnelere durumlara ya da olaylara karşı kendisini mantıksız bir korku içerisinde bulmasına sebep olur. Özgül fobiler, fobiler arasında en yaygın olarak bilinen türdür ve erken yaşlarda meydana gelir. Özgül fobiler için tedavi başvurusu oldukça düşüktür. Bunun sebebi insanların bu fobileri huy ya da kişilik özellikleri olarak kendilerine atfetmesinden kaynaklanan yanlış bir düşünce olmasıdır. Başvuru sayısının az olmasının bir diğer sebebi de diğer anksiyete bozukuluklarının tersine özgül fobide, kişinin rahatça kaçınma mekanizması gerçekleştirebilmesidir. Örneğin köpek fobisi olan bir kimse, evinde köpek besleyen arkadaşlarının evine gitmeyebilir ya da köpeklerin yoğun olduğu sokaklardan geçmeyebilir. Bu şekilde kendisi bir yaşam sürebilir. Bazı insanlar da özgül fobilerini çok geç yaşta fark edebilirler. Örneğin uzun yıllar köyde tek katlı evde yaşamış bir insan bir anda şehirde bir apartamnın en üst katında yaşamaya başlayınca yüksekten korktuğunu fark edebilir.
Özgül fobiler genel anlamda iş ve sosyal yaşantıda kişilerin büyük zorluklar yaşamasına sebep olurlar. Örneğin yükseklik fobisi olan bir kişi yüksek yerlerde çalışamayabilir, uçak korkusu olan bir kişi işinin gerektirdiği seyahetleri yerine getiremeyebilir, yutma fobisi olan bir kişi beslenme alışkanlıklarını yerine getiremediği için birtakım bozukluklar geliştirebilir ve kilo kaybı yaşayabilir. Bununla beraber fobiler diğer anksiyete bozuklukları ile ilişkili görülmektedir. Kişinin özgül fobisinin olması diğer psikolojik ya da psikiyatrik rahatsızlıkalra sahip olma ihtimalini arttırmaktadır.
Nedenleri
Bizler fobilerin, kişilerin yaşadığı olumsuz deneyimlerin sonucu olarak ortaya çıkıp gerçekleştiğini düşünürüz. Bu ifade bizleri yanıltabilir. Zira birçok fobi olumsuz bir deneyim gerçekleşmese bile ortaya çıkabilir. Çocukluğunda yüksekten düşen bir insanın ileriki yaşlarında yükseklik fobisi olması beklenilebilir ama sonuçlar tam tersini göstermekte. Çocukken yüksekten düşmüşlerde yükseklik fobisi, erişkinliğinde daha az gözlemlenmiştir.
Korkuların genetik olduğunu yani bazı korkularımızın henüz bizler daha doğmadan önce belirlenmiş olduğunu gösteren birçok çalışma mevcuttur. Örneğin fobilerin ailede ortak geliştiği özelliğini hepimiz biliriz. Anne veya babasında bir özgül fobi bulunan kişide benzer fobilerin gözükme olasılığı epey yüksektir.
İnsanlar ve hayvanlar evrimsel süreçle beraber bazı nesne ve durumlara fobi geliştirmeye daha yatkındır. Örneğin sivri, kesici cisimler, karanlık, sıkışıklık ya da yükseklik. Çünkü bu gibi durumlar bireyin sağlığını ve yaşamını tehdit etme potansiyeli taşırlar. Buna karşın bitkilere ya da yiyeceklere karşı fobi geliştirme olasılığımız çok daha azdır. Bazı nesnelerden ya da durumlardan doğuştan gelen bir korkma yetimizin olması deneylerle gösterilmiş bir bulgudur. Örneğin güvercinlerle yapılan bir çalışmada, güvercinlere yırtıcı olmayan bir kuş gösterildiğinde tepki vermezlerken, kartal, şahin gibi yırtıcı kuşlar gösterildiğinde korku tepkisi vermeleri gibi.
Genel olarak bütün bu bilgiler, bizlere fobilerin ortaya çıkmasında tek bir nedenin olmadığını, genetik faktörlerimizin, bulunduğumuz çevrenin ve yaşadığımız deneyimlerin bu süreç içerisinde etikili olduğunu göstermekte.
Belirtileri
Süreç içerisinde mantıklı korkular ve mantıksız korkular yani fobilerin fizyolojik tepkimeleri, bedenimizde ve zihnimizde oluşan değişimleri birebirdir. Örneğin sokakta bir köpek saldırısına uğradığımızda ya da yüksek büyüklükte bir deprem yaşadığımızda, bedenimizde nasıl değişiklikler gerçekleşiyorsa- kalbimizin hızlı bir şekilde çarpması, nefesimizin daralması, kaslarımızın gerilmesi, terlememiz, uyuşmamız, baş dönmesi, mide bulantısı, titreme- mantıksız korkular esnasında da aynı belirtileri yaşarız. Fobi sahibi bir kişi bu olumsuz deneyimleri sadece fiziksel olarak yaşadığı zaman değil aynı zamanda düşündüğünde veya hayal ettiğinde de bu belirtleri yaşayabilir.
Fobilerin yalnızca fizyolojik değil aynı zamanda duygusal ve davranışlar belirtileri de mevcuttur. Duygusal belirtiler, yoğun panik ve kaygı hissi, gerçeklikten kopma ve ölüm düşüncesi, kontrolü kaybetme ve çıldırma hissiyatı gibi birçok duygusal tepkilenmeyi içerir ve bunlar fizyolojik belirtileri takip eder. Davranışlar belirtilerde de kişinin fobisinden kaçınmak için günlük yaşantısında değişimlere gitmesi ve kendini davranışsal olarak sınırlandırmasını görürüz.
Özgül fobilerde duyulan korku, normal korkudan farklı olarak mantıksız ve aşırıdır. Örneğin çoğumuz yüksekten aşağıya bakmaya çekinebiliriz, veya dikkatli davranıp kendimizi bir iki adım geride tutabiliriz. Fakat gerçekten yükseklik fobisi olan bir insan bu tarz yerlere çıkamaz. Bu kişi çoğu zaman fobisinin mantıksız olduğunu düşünse de etrafındaki insanların onu yargılayacağından korkması sebebiyle bu korkusunu açıklamaktan da çekinebilir.
Özgül Fobi Örnekleri
Özgül fobi kategorisinde sayılabilecek birçok fobi bulunmakla beraber en yaygın olanları şunlardır:
Yükseklik Korkusu
Kan ve Yaralanma
Gökgürültüsü ve Fırtına
Uçak korkusu
Kapalı alan(Klostrofobi)
Hayvan Fobileri
Yutma Fobisi
Uzay ve Alan
Araba Kullanma Fobisi
Önleme ve tedavi
Özgül fobilerin tedavisi mümkün ve başarı oranları da bir hayli yüksektir. Aynı zamanda bu tedavilerde ilaç kullanma oranı epey düşüktür. Genel olarak ilaçlar yerine belirli davranışsal tedaviler özgül fobilerde kullanılan en yaygın tekniklerdir. Exposure olarak da bilinen alıştırma tekniği kişinin fobisiyle yüzleşmesini ve onunla aşamalı oalrak karşılaşmasını sağlayan bir tekniktir. Yani kişi fobisine seviyeli ve kontrollü bir şekilde maruz kalarak ona alışır ve korkusunu yenmeye çalışır. Alıştırma veya tedavi, mümkün oldukça gerçekçi bir ortamda yapılmaya çalışılır. Eğer gerçekçi bir ortamın sürekli kurulması mümkün değilse böyle durumlarda kişiden hayal etmesi istenilebilir. Örneğin uçak korkusu olan bir insanda gerçekçi bir ortam kurulması pek mümkün olmadığından hayal gücü ile alıştırma gerçekleşir. Ancak son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte VR denilen sanal gerçeklik cihazlarının bu tedavilerde kullanılma sıklığı artmıştır. Çünkü bu cihazlar içerdiği birtakım yazılımlarla ve simülasyonlarla birlikte kişiye o anı gerçekçi bir şekilde yaşatabilmektedir.
Sonuç olarak özgül fobiler bizlerin yaşam kalitesini düşüren, kaygılı ve korkulu bir şekilde yaşamamıza sabebiyet veren bozukluklardır ve tedavi edilmeleri gerekmektedir. Bunları göz ardı etmemeli ve huy olarak adlandırmamalıyız. Ayrıca özgül fobilerin birçoğu kısa zamanda etkili bir şekilde tedavi edilebilirler. Böylelikle aşırı ve mantıksız korkularımızdan sıyırılıp oldukça ferah ve özgür bir şekilde yaşantımızın akışına dalabiliriz.