Ergen Beyninin Çalışma Sistemi: Neden Böyle Davranıyorlar ?

Ergenlik dönemi, yalnızca bedensel değişimlerin değil, yoğun nörolojik dönüşümlerin de yaşandığı bir süreçtir. Bu dönemde ergenlerin ani duygu değişimleri, riskli davranışları ve tutarsız tepkileri çoğu zaman “umursamazlık” ya da “inat” olarak yorumlanır. Oysa bu davranışların büyük bir kısmı, ergen beyninin henüz gelişimini tamamlamamış olmasından kaynaklanır.
Beynin karar verme, planlama ve dürtü kontrolünden sorumlu bölgesi olan prefrontal korteks, ergenlik döneminde hala gelişim halindedir. Buna karşın duygularla ilgili limbik sistem oldukça aktiftir. Bu dengesizlik, ergenlerin duygularıyla hareket etmesine ve sonuçları yeterince değerlendirememesine yol açar.
Bu nedenle ergenler için “şimdi” çok önemlidir. Uzun vadeli sonuçları düşünmek yetişkinlere kıyasla daha zordur. Bir davranışın gelecekteki etkilerini anlamakta zorlanan ergen, anlık haz ya da rahatlamayı öncelik haline getirebilir. Bu durum risk alma davranışlarını da artırır.
Ergen beyninde ödül sistemi oldukça hassastır. Yeni deneyimler, sosyal onay ve akran kabulü dopamin salgısını artırır. Bu nedenle ergenler arkadaş çevresinin etkisine daha açıktır. Aileden gelen uyarılar bazen etkisiz kalırken, akran görüşleri çok daha belirleyici olabilir.
Duygusal dalgalanmalar da bu dönemin doğal bir parçasıdır. Ergen bir gün çok neşeli, ertesi gün içe kapanık olabilir. Bu geçişler çoğu zaman çevre tarafından “abartılı” görülse de biyolojik temellidir. Beyin, duyguları düzenleme konusunda henüz yeterince olgun değildir.
Ergenlerin sık sık “beni kimse anlamıyor” demesi de bu süreçle ilişkilidir. Duygular yoğun yaşanır ancak ifade etmek zorlaşır. Bu da öfke patlamaları, içine kapanma ya da ani tepkiler şeklinde dışa vurulabilir.
Bu noktada ailelerin en sık yaptığı hata, ergen davranışlarını kişisel algılamaktır. Oysa bu dönem bir geçiş sürecidir. Anlayışlı, tutarlı ve sınırları net bir yaklaşım, ergen beyninin sağlıklı gelişimini destekler. Sürekli eleştiri ve baskı ise savunmayı artırır.
Ergenlik bir kriz değil, gelişim dönemidir. Bu dönemi anlamak, hem ergenin hem de ailenin süreci daha sağlıklı yönetmesini sağlar.

